Cüneyt Özdemir hem haklı hem haksız çünkü...
"Beyaz" olmak Türkiye için (söylüyorum) para veya iktidar gücüne sahip olmayla ilgili değil...
ADNAN BERK OKAN
Haklısın sevgili Cüneyt...
Niçin mi haklısın?..
"Olunan değil olunmak istenen bir şeydir Beyaz
Türklük" dediğin için haklısın...
Ama "Bazı Türkleri para
beyazlaştınr" derken yanılıyorsun çünkü cumhuriyet ya
da demokrasiye geçişten sonraki dönemde hiçbir
para "beyaz" olmayan Türk'ü "Beyaz" yapmadı...
"Beyaz" olmak
(Türkiye için söylüyorum) para veya iktidar
gücüne sahip olmayla ilgili değil...
Gusto ve yaşam
kültürüyle ilgili...
|
Demek istemem o ki;
çok para kazananlar ya da iktidara sahip olanlar salt o güçleriyle
beyazlamadılar...
Tabii ki buradaki "Beyaz" ya
da "Zenci" terimlerini
asla "ırkçı" manada söylemiyorum...
Alegorik...
Ve sevgili Cüneyt;
bir de "Türkiye'nin bir Beyaz Türk sorunu da
yok" derken yanılıyorsun...
Neden mi?..
Çünkü;
Türkiye’nin
“Beyaz Türk” sorunu var...
Sadece “Beyaz Türk” sorunu değil,
bir o kadar da “Beyaz Müslüman” sorunu
var…
Daha doğrusu;
Türkiye’de
gerçek anlamda “Beyaz Türk”ün ve gerçek
anlamda “Beyaz Müslüman”ın
sayısı çok az olduğu
için sorun var…
Sevgili kardeşim;
Türkiye’yi demokrasi döneminde “Beyaz
Türkler” yönetmedi ki…
Onlar
kendilerinde “Beyazlık” vehmeden Türklerdi
sadece…
Şimdi de devir teslim töreni falan
yok…
Kendilerinde “Beyazlık” vehmeden; Michael
Jackson gibi bol bol krem sürüp kendilerini
beyazlatınca “beyaz” olduklarını
zanneden “Zenci” Müslümanların
kendilerinde “Beyazlık” vehmeden “Zenci”
Türkleri iktidardan alaşağı etme savaşı
yaşanıyor…
Yani;
Bu savaşın içinde ne
gerçekten Beyaz Türk var ne de gerçek
Beyaz Müslüman var…
Ve ne yazık ki bu
sakil, kirli, iğrenç, mide bulandıran iktidar
savaşının Cemel ve Sıffin savaşlarından hiç farkı
yok…
Yanlışlık
nerede?..
Yanlışlık barış sürecinin başlatılmasında değil. Aksine; bu
süreci başlatabilmek Ak Parti Hükümeti’nin ve
Başbakan Erdoğan’ın son on yılda yaptıkları
başarılı çalışmaların en kutsalı, en mübareği…
Yanlışlık “Barış Süreci” adı altında eli kanlı
teröristlerin devletin himayesinde kaçmalarını
kolaylaştırırken;
tek kişinin bile burnunu kanatmayan, ellerinde güç varken bir tek
kişiyi dahi düşüncelerinden dolayı hapse tıkmayan paşaların
yargılanmasını, yasal haklarını kullanarak protesto edenleri
(CHP’yi de) aşağılamaktır…
“İmralı Süreci” mi? “Akıllı İnsanlar Heyeti”ne seçilen akademisyen ve Hürriyet’te de yazan Hüseyin Yayman dün “Türkleri ikna, Kürtleri tatmin mümkün mü?” başlığı altında yayımlanan makalesine “İmralı Süreci” diye başlıyordu… Daha sürecin adını bile yanlış bilen veya bilerek, kasten, tasarlayarak ve mealen“kalıcı barışı getirirse sadece İmralı getirir” demek isteyen birisi nasıl “Akıllı Adam” olup da bu milleti ikna edecek ben anlayamadım… Bilen varsa bana da anlatsın… |
Asıl yanlışlık “Akıllı İnsanlar Heyeti”
kurarak halkın bütün kesimlerini bu barışın mutlaka ve her şart
altında tesis edilmesinin gerekliliğine inandırmak değil…
Yanlış olan; ellerini Mehmetçik kanı ile yıkayan
teröristlerin devletin emniyet, yargı ve ordu güçlerinin
koruması altında kaçmaları gerektiğini “hukuki”
bulup;
Silivri yargılanmalarını demokratik haklarını
kullanarak protesto edenlerin bu davranışlarının “hukuki
olmadığını” iddia edenlerin (meselâ Oral Çalışlar)
“Akıllı Adam” olarak lanse edilmesinde…
Can Dündar'dan iki
güzellik...
Dünün sorusu Can Dündar’dan geldi:
“Madem iktidar partisi sürekli oyunu artırıyor, madem muhalefetin esamisi bile okunmuyor, madem halk, hükümetten memnun, yakınmıyor, o halde niye en küçük eleştiriye karşı bu tahammülsüzlük?”
Sahi; neden?..
Dünün hüküm cümlesi de yine Can Dündar’dan:
“Mahkeme ne derse desin, bu dava (Ergenekon) vicdanlarda kaybedilmiştir……. Adalet, bugünün kudretlilerine de lazım olur bir gün... Siyasi adalet başka, ilahi adalet başka yazılıyor çünkü...”
Not: “Bugünün kudretlileri” bildiğiniz gibi “Dünün Mağdurları”dır…