Cumhuriyet'te asıl kavga şimdi başlıyor! Alev Coşkun eski ekibi ihbar etti mi?
Habertürk yazarı Oray Eğin, daha önce kamuoyuna yansımayan bomba detaylarla Cumhuriyet'te yaşananları köşesinde paylaştı.
Cumhuriyet Vakfı'ndaki yönetim değişikliğinin ardından Cumhuriyet gazetesinde görevden almalar, yeni görevlendirmeler ve istifaların ardı arkası kesilmedi. Habertürk yazarı Oray Eğin bugünkü köşesinde Cumhuriyet Vakfı’nda yer alan üyeler, yazarlar, yöneticiler ve gazeteden ayrılan bazı eski köşe yazarlarıyla konuştu ve önemli ayrıntıları kaleme aldı.
"Cumhuriyet’te asıl kavga şimdi başlıyor" diyen
yazar Alev Coşkun'un Cumhuriyet davasındaki tanık olarak verdiği
ifadeyi paylaştı.
Liberaller Cumhuriyet’ten
2 milyon TL istiyor
Medyada yaratılan havaya bakılırsa büyük bir darbe olmuş,
Cumhuriyet yönetimine hukuksuz bir biçimde el konmuştu. Gazeteden
birkaç sene önce tasfiye edilen Kemalist eğilimli ekibin yeniden
yönetime geçmesini açıklanır açıklanmaz kimi yazarlar hiç
beklemeden istifalarını sosyal medyadan
açıkladı. Türkiye’nin en eski gazetesi alışık
olduğu sarsıntılı süreçlerin birinin daha merkezinde buldu
kendisini. Tasfiyeler, suçlamalar, kavgalar
gazetenin tarihinin bir parçasıydı, gelenek adeta
bozulmadı.
Geçen hafta Cumhuriyet
Vakfı’nda yer alan kimi üyeler, gazetenin yazarları,
yöneticileri ve gazeteden ayrılan bazı eski köşe yazarlarıyla bütün
gazeteciler ve gazete okurları için önemi yadsınamaz kurumda ne
olup bittiğini konuştum.
Vakfın başındaki Alev Coşkun bu süreçte mülakat vermediğini,
sadece kendisine yönelik bir iddiaya açıklık getireceğini söyledi.
Bu açıklamayı sayfanın sonunda bulabilirsiniz.
Giden yazarlar hukuki sürece gelindiği için isimlerinin
verilmesini istemedi. Cumhuriyet yayın kurulundaki isimler de
tanıklıklarını arka planda olan bitenleri açıklığa kavuşturmak için
anonim olarak bildirdi.
İşte daha evvel kamuoyuna yansımayan ayrıntılarla
Cumhuriyet’te yaşananlar.
GAZETEYİ KİM ELE GEÇİRDİ?
Büyük ve uzun bir hukuk mücadelesinin sonunda yeniden
Cumhuriyet Vakfı’nın başına geçen Alev Coşkun gazeteye geldiği gün
ilginç bir teklifle karşılaştı. Sosyal medyada kopan gürültüye
bakılırsa gazetede kriz vardı, ama Coşkun’un uzun zaman sonra ilk
kez Cumhuriyet binasına atım attığı o Cuma günü
içerideki hava çok farklıydı. Birkaç yıldır
gazeteyi yöneten ve çizgisini gözle görünür bir şekilde değiştiren
eski ekip sevecen ve yardımsever görünüyordu bir
kere.
Yeni ekip değişimin en az iki-üç hafta süreceğini tahmin
ediyordu halbuki. İş sadece Cumhuriyet Vakfı’nı ele geçirmekle
bitmiyordu zira. Yayın yönetmenini atayan vakfın bir de diğer
işleri yürüten bir şirketi ve ayrı bir yönetim kurulu vardı, bu
yapıyı değiştirmek de vakit alacaktı.
Alev Coşkun ve ekibi şirketi yapılacak işler listesine
eklerken bir gün sonra yönetim kurulundan beklemedikleri bir teklif
geldi:
“Biz sizin işinizi kolaylaştıralım, önümüzdeki hafta birer
birer istifa edelim ve yeni yönetimin önünü açalım.”
Haftalar sürecek bir değişim birkaç gün içinde tamamlanacaktı
böylece. Vakıftaki kimi isimler bu nezaketten duygulandılar, daha
tecrübeli olanlarsa şaşkınlık içinde kaldılar. Yılların
politikacısı Alev Coşkun “Bizim onlara
sunacağımız teklifi onlar bize yapıyor” diye
kuşkulandı. “Bir bakalım,
konuşuruz” dedi.
Bu arada birbirinin gazına gelip sosyal medyada istifa
açıklama modasına uyan isimlerin bazılarına karşı yoğun bir
diplomasi trafiği yaşandı. Son
dönemde tek başına bir ekonomi
gazetesi gibi çalışan Çiğdem Toker’in ayrılması gazetenin Orhan
Bursalı gibi yazarlarını çok üzdü. Alev Coşkun
yıllardır aradığı Toker’le 40 dakika süren bir telefon görüşmesi
yaptı, ama ikna edemedi. “Eski ekibe arkadaşlık
borcum” diyen gazeteci
ayrıldı.
YÖNETİM KURULUNDA İSTİFA OYUNU
Ahmet İnsel gibi gazetenin çizgisiyle uyuşmayan, hatta
gazetenin geçmişte mağdur olduğu FETÖ kumpası davalara destek veren
liberaller zaten gönderilecekti, üzerinde
durulmadı. Kadri Gürsel’in ayrılması
beklenmiyordu, yakın çevresine “Liberal baskı altındayım” dediğini
duydu yeni Cumhuriyet yönetimi.
Yeni hafta başladığında sosyal medyadaki modanın ötesinde
yönetim kurulu üyeleri arasında yer alan Aydın
Engin, Arif Kızılyalın ve Orhan Erinç’in imzalarıyla
birçok istifa da resmiyet kazandı. İstifa edenlerin yerine yeni
atama yapılmasının önünü açmaktı hedef görünürde.
Ama işin sırrı geçen hafta Cumhuriyet’ten istifa
eden Ayşe Yıldırım’ın köşe
yazısında kendini belli etti. Zaten bir süredir Almanya’da yaşayan
ve Köln merkezli Artı Gerçek sitesini yöneten Celal Başlangıç’la
evli olan Yıldırım “Yeni yönetimi rahatlatmak
için şirketle anlaşarak ayrıldık” diye bir not
düştü veda yazısına.
Cumhuriyet’ten ayrılan ekibin yurtdışı fonlarıyla yeni bir
web sitesi kuracakları tahmin ediliyor; zaten birçok çalışan da
daha yönetim değişmeden istifa konusunda örgütlenmiş.
Yıldırım’ın “Şirketle anlaşarak ayrıldık” dediği yönetim
kurulunun istifa eden sekiz kişiye vaat ettiği yüksek tazminat
miktarları. Akın Atalay avukat olduğu için bu
kararlara imza atmadı; ileride hukuksal sorun yaratacağını
biliyordu. Ama diğer üyelerin onayıyla
astronomik rakamlar yönetimden geçti.
TAZMİNAT RAKAMLARI ŞİŞİRİLDİ
Birçok medya kuruluşunun krizden dolayı sarsıntı yaşadığı bir
dönemde eski yönetim yeni gelenlere 2 milyon TL
değerinde bir tazminat yükü bıraktı.Basın kanununa
ve sözleşmelere aykırı şişirilmiş bir hesap yapıldı. Keyfi olarak
yazılmış rakamlarla bir sene çalışan 45 bin TL, bir başkasına 300
bin TL vaat edildi. Mütevazı bütçesi olan Cumhuriyet’i aşan
rakamlar bunlar. Hatta daha büyük gazetelerde bile böyle
tazminatlar yok.
Vakıf apar topar gazeteye ziyarete gelen çok önemli ve
kamuoyunun yakından tanıdığı ceza hukukçularına bu sözleşmeleri
gösterdi. Kaçınılmaz bir hukuk süreci yeniden başlayacak
şimdi.
Meğerse liberallerin “Saray darbesi” ve “Cumhuriyet’i
faşistler ele geçirdi” diye yüksek sesle çığlık atmaları kamuoyunu
yanıltma operasyonuymuş. “İşinizi kolaylaştıralım” dedikleri de bir
alicengiz oyunu çıktı.
Cumhuriyet’te asıl kavga şimdi başlıyor.
***
Alev Coşkun’la konuştum: Eski ekibi ihbar etti
mi?
Geçen hafta Cumhuriyet tartışmalarının odağındaki isim Alev
Coşkun’a yönelik iddialardan biri birçok gazetecinin hapse atılıp
mahkum edildiği davasındaki tanıklığıydı. Liberaller Coşkun’un
mahkemeye gazetecileri FETÖ’cü diye ihbar ettiğini
söylüyordu.
Önceki gün Coşkun’u arayıp tam olarak ifadesinde ne dediğini
sordum.
Coşkun, öncelikle Cumhuriyet davasında tanık olarak
çağrıldığını ve gidip ifade vermeye mecbur olduğunu
söyledi. Hatta ilk seferinde duruşmayı
kaçırmış, ikinci sefer de kaçırırsa zorla getirme kararı
çıkacakmış.
Tutanaklarda da yer alan ifadesinde Coşkun’un söylediği
özetle şu:
“Ben bu arkadaşlarla 22 sene çalıştım, bu iddianamede
arkadaşlar için terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör
örgütüne yardım ediyorlar suçlaması geçiyor. Orhan Erinç’le 22 sene
birlikte çalıştık… Kadri Gürsel, Turan Günay uzun yıllardır
tanıdığım isimler. Ne eğitimleri, ne kültürel birikimleri terör
örgütü üyeleri olmalarına imkan veriyor. Hatta Kadri Gürsel’in
avukatı bu konuşmama dayanarak beraatını istedi, mahkeme açıkça
böyle karar verdi.”
Ancak Coşkun mahkemede gazeteye yönelik eleştirilerini de
dillendirdi:
“Yalnız bir nokta var, dedim. [Gazetenin yayın çizgisine] bir
eleştirim var, bunu da açıkça söylemek
zorundayım. Bu gazete bir vakıf gazetesi,
çizgisi belli. İstediğini yapsınlar ama 90 yıllık yayın çizgisinde
hiçbir tarikat şeyhini birinci sayfasına koymamıştır
Cumhuriyet. 23 Mayıs 2015 ve 24 Mayıs 2015
tarihli gazeteleri açın. Birinde logonın yanında FETÖ lideri,
diğerinde logonun üstünde. Buna karşıyım. Bu olamaz… Hatta 79
milyon kişi bir tarafa geçse ben ölünceye kadar tek başıma bunu
savunurum… Hatta FETÖ liderinin gazetede sürmanşette görünce kendi
kendime ‘Acaba Pennsylvania’da bir köpeğimi ısırdı da haber oldu’
diye düşündüm. Belki öyle bir şey olsa koyabilirsiniz… Ama saçma
sapan bir haber.”
Duruşma sırasında Cumhuriyet avukatı Tora Pekin’in Coşkun’a
yönelik suçlaması da bu gazetelerin savcılığa vermesiydi. Coşkun
buna karşı da “Bu gazete o gün 60 bin adet
basılmış, beş kişi okusa 300 bin kişi görmüş demektir. Ben versem
ne olur vermesem ne olur… Mahkemede bu gazete Can Dündar’ın at
oynatacağı yer değildir” dedim.