Cumhuriyet yazarından Aydınlık'a sert yanıt

Hikmet Çetinkaya'dan Doğu Perinçek ve Aydınlık'a: Sen JİTEM’cilerle buluşunca katil mi oluyorsun, işkenceci mi? Öcalan’ın peşine takılınca ne oluyorsun, söylesene!

Cumhuriyet gazetesi yazarı ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Hikmet Çetinkaya, kendisinin Gülen cemaatinin kurumsal yüzü Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) ile görüşmesini eleştiren ve "İlhan Selçuk ve usta Cumhuriyet yazarlarının emeğiyle kurulan Cumhuriyet Vakfı’nın kontrolü, İkinci Cumhuriyetçilerin eline geçti" iddiasında bulunan Aydınlık'a yanıt verdi. Çetinkaya, yazısında GYV'nin laik çizgisiyle bilinen İlhan Selçuk'u birçok kez ziyaret ettiğini açıkladı ve “Yazarlar Vakfı kaç kez İlhan Selçuk’u ziyaret etti... Ben de bir kez gittim, sohbet ettim! Ben gazeteciyim...  Gizli saklı işim olmaz! Çizgim belli!” dedi.

Hikmet Çetinkaya’nın Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (2 Mart 2014) nüshasında yayımlanan, “Sen Çamur At, İzi Kalmaz...” başlıklı yazısı şöyle:

SEN ÇAMUR AT, İZİ KALMAZ...

Cumhuriyet, bildim bileli hep saldırı altındadır...

Yazarları öldürülmüş, tutuklanmıştır!

İlhan Selçuk, 80 yaşında gözaltına alınmış, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı Ergenekon süreci içinde.

Gazetemiz üç kez bombalanmış, dönemin başbakanı, İçişleri bakanından vazgeçtim, İstanbul valisi, emniyet müdürü bile aramamıştı, üçüncü bomba atılana dek...

Bugüne dönelim...

Cumhuriyet’te Atatürkçüler tasfiye ediliyor yalanını bulan iki kişi, kendi çıkarları için karalama kampanyasına girdi.

Bir gazete hazır bekliyordu...

İkisini de çok iyi tanırız!

Seçimlerde Cumhuriyet Vakfı yönetimine giremediler.

Demokratik bir seçim bu...

Seçilirsin seçilmezsin ama kuruma, gazete yönetimine çamur atamazsın!

Yıllarca ekmeğini yedin ama doymadın bir türlü!

Çünkü doymak bilmiyordun...

Yüklü emeklilik maaşı, holding danışmanlık ücreti, kiralar, ticaret falan...

Cumhuriyet’te 48. yılımı doldurdum...

Bu süreç içinde Cumhuriyet hep saldırı altındaydı.

12 yıldır hem cemaat hem de iktidar çevreleri bizi yok etmek için çabaladı ama başaramadı.

Şimdilerde İlhan Selçuk sevgisi birden kabaran malum gazete, hangi çıkar grupları, istihbarat birimleri için harekete geçti bilmiyorum...

Yönetim F tipi olmuş...

Yahu senin başbuğun Doğu Perinçek Suriye’ye Bekaa Vadisi’ne giderek Abdullah Öcalan’ın kuyruğuna takılıp PKK bölüğünü teftiş etmedi mi?

Niye gitmiştin Perinçek?

Kürtlerin oyunu almak için...

Kürtler oy vermedi...

Bunun üzerine PKK düşmanı oldu takım arkadaşları Perinçek’in... Bizse senin Öcalan’la görüşmeni gazetecilik faaliyeti saydık. Çünkü gazeteciler herkesle görüşürler. Bu yalnız hakları değil, görevleridir aynı zamanda.

***

Doğu Perinçek ve bazı arkadaşları İlhan Selçuk için “Amerikan ajanı” olduğuna ilişkin neler yazdılar neler...

Eski Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın, uluslararası yontu yarışması düzenlemişti üniversite bahçesinde.

Dünyanın pek çok ülkesinden yontu sanatçıları gelmiş, soyut yontular yapmışlardı.

Bir yontuyu dergilerinin kapağına koydular...

“Van Üniversitesi’nde Hıristiyanlık Propagandası!”

Yontu “haç”a benziyormuş...

Bir dinci gazete bunu gördü, o da tam sayfa verdi...

Yücel Aşkın tutuklandı, genel sekreteriyle birlikte sudan bir nedenle...

Akıllarında hep Cumhuriyet’i ele geçirme planları vardı...

Bir türlü başaramadılar...

Ergenekon süreci öncesi JİTEM’cilerle toplantılar, İlhan Selçuk ve ekibini tasfiye...

Gerçekleştiremediler...

Şimdi ipine sarıldıkları iki kişi var...

Vakıf seçimlerine bile katılmaya cesaret edemediler...

Bunlardan Şevket Tokuş’u Atatürkçü, vefakâr, kahraman olarak sunuyorlar okurlarına...

Şevket Tokuş eski AP’li...

Alanya Belediye Başkanlığı yapmış...

12 Mart darbesinden sonra Cumhuriyet’i ele geçiren. Nadir Nadi ve İlhan Selçuk’u gazeteden kovan Niyazi Nun’un damadı.

Neresi Cumhuriyetçi!

Aslında daha yazılacak söylenecek çok şey var ama gerek görmüyorum.

***

Vakıf yönetiminde olan herkes cemaatçi yani Fethullahçı...

Orhan Erinç, İbrahim Yıldız, Cüneyt Arcayürek, Mustafa Balbay, Akın Atalay, Musa Kart öteki arkadaşlar ve ben.

17 Aralık öncesi, sonrası yazılarım ortada...

Onların benimle yaptığı röportajlar, ses kayıtları, okurlarına dağıttıkları benim sesimden CD’ler...

Yahu ben ve arkadaşlarım, yıllardır cemaatin neler çevirdiğini yazdığımız için mahkemelerde yargılanıyoruz.

Yazarlar Vakfı kaç kez İlhan Selçuk’u ziyaret etti...

Ben de bir kez gittim, sohbet ettim!

Ben gazeteciyim...

Gizli saklı işim olmaz!

Çizgim belli!

Sen uykudayken ben cemaatin yargıda, polis içinde, eğitimde, kamu kurum ve kuruluşlarında nasıl örgütlendiğini yazıyordum arkadaş...

Kamuoyunu bu konuda aydınlatan gazetenin adı Cumhuriyet’tir.

Cumhuriyet 90 yıldır yaşıyor, okurlarıyla kucaklaşıyor...

Sen işine bak, biz işimize bakalım...

Partin için çalış...

40 yıldır seçimlere girersin, senden başkan lider seçilmez.

Her seçimde binde bir mi, iki mi alırsın...

Bari yüzde 1’e çıkar da belki insanlara saldırmaktan, çamur atmaktan, komplo teorileri üretmekten vazgeçersin...

Bu son yazımdır bil...

Hiç ciddiye almam, seni uyarmam!

Biraz olsun akıllı ol!

Aydınlığa çık, göğe bak, çiçeklere, kuşlara, ağaçlara, hayatın akışına...

Ağabeyin bir an önce özgürlüğüne kavuşsun arkadaşlarıyla birlikte...

Köle olma, birey ol, faşizmin göbeğindesin...

Bir an önce kurtul!

Sanki yasadışı bir örgüte gitmişim...

Sen JİTEM’cilerle buluşunca katil mi oluyorsun, işkenceci mi?

Öcalan’ın peşine takılınca ne oluyorsun, söylesene

İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Salih Tuna: Ne yapmalı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti Melih Altınok: Affı kaldırın Cem Küçük'ten muhalif medyaya milyon dolarlık soru