'Cumhurbaşkanları da bu kitabı okumalı'

GAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK

Murat Tuğrul Eren Bünyemiz ve Künyemiz adlı kitabıyla raflarda yerini aldı. 

Sosyoloji ve sağlığı birleştirerek kaleme aldığı ilginç yazılarda okur, kendine, topluma, dünyaya dair önemli detaylar bulacak. Sayım Çınar Eren ile hekimliği, cinselliği, Bünyemiz ve Künyemiz’in hikayesini konuştu.

"İKİ YILDIR YAZI YAZIYORUM! BEĞENİLİNCE KİTAPLAŞTI"

Bünyemiz ve Künyemiz bir sağlık kitabı. Her ne kadar sağlık kitabı olsa da, popüler oldu, geniş ilgi gördü.

Yaklaşık iki yıl önce bir hastam bana sağlık yazıları yazar mısın dedi. Ben de karışmazsan neden olmasın dedim. Böyle başladı öykümüz. Medyada çıkan sağlık yazılarını beğenmiyorum. Teknik terim içeriyor çok fazla, bunlar da akılda kalıcı olmuyor. Pratik bilgiler içermeli bence yazılar. Güncel olayları, siyasi olayları, popüler olayları da yazıların içine koymaya başladım. Böylece kıssadan hisse metinler ortaya çıktı. Yine kitapta da belirtiyorum, toplumsal olaylarla sosyoloji birbirine çok benziyor. Benzetmeler yaparak kısa hikayelerle yola çıktık. Beğeni kazandı ve en sonunda bir kitap projesi haline getirdik.

"YILMAZ ÖZDİL BENİ YÜREKLENDİRDİ"

Kitabın önsözünde Yılmaz Özdil var. Sağlık terimlerinin etimolojik kökenleriyle başlıyor yazısı. Nasıl bir araya geldiniz?

Bir şekilde Yılmaz Abi’yle tanıştık. Yazılarımdan okuttum. Senin bu işe devam etmen lazım diyerek yüreklendirdi. Bu şekilde bir önsöz çıktı ortaya. Çok destek verdi.

Doktorunuz kim olsun’la başlıyor kitabınız,, ilginç bir soru soruyorsunuz, Erman Toroğlu mu Rıdvan Dilmen mi diyorsunuz. Siz tıbbı popüler kültüre çekerek yazıyorsunuz. Nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Şu ana kadar kötü bir eleştiri almadım. İlk yazılarımdan biridir. Spor adamları olarak popüler figürleri aldım yazıya. Yeni tip doktorla, eski tip dokturu karşılaştırıyorum. Meslek olarak verdiğimiz büyük emekler var.

Doktor algısını nasıl değerlendiriyorsunuz Türkiye’de?

Benim çevremde meslektaşım çok. Emin olun özünde biz de yaşamak zorundayız ama çoğu doktorun önceliği hastanın sağlığı oluyor. Para kazanmak zorundayız ama sağlığı hep ön plana koyuyoruz. Her meslek dalında olduğu gibi etik olmayanlar da var. Yine emin olun, hastalar bunu anlıyor.

“BİR BİLGİ ÇORBASI VAR DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR"

Sağlıklı yaşamak, sağlıklı bir birey olmak çok kolay değil. Zayıflıyor, sonra geri kilo alıyorlar. Sağlık piş ağzıma düş adlı yazınızda bunu işliyorsunuz.

Bir bilgi çorbası var. İnternet,  görsel yazılı medya. Her bilgiyi yutmamaları lazım. Her izledikleri programı içselleştirmeliler. Hekimleriyle de paylaşmalılar. Bu da bir sektör artık. Zayıflama bir sektör örneğin. Herkes pastadan bir şeyler yemek istiyor. Bazen bilimsel olmayan işler de yapılabiliyor. Gazetede bir şey okudunuz, hemen uygulamamalısınız. İnternetle ilgili yazımda da bundan söz ediyorum.

Doktor arkadaşlarınız nasıl değerlendiriyor çalışmanızı?

Onlardan da iyi eleştireler alıyorum. Bir eleştiri geldi yalnızca. Arkaya fotoğrafını koymasan da olurdu dedi bir hocam.

İNTERNET MAYIN DOLU BİR TARLA! GÜMLEYEBİLİRSİNİZ

Internetin sağlık açısından yararlı bilgiler verdiğini düşünüyor musunuz?

Internet bence mayın dolu bir tarla. Gümleyebilirsiniz. Belirli hastalıklarda güvenilir bilgi oranı çok düşük. Reklama yönelik bir sektör olduğunu unutmamak gerek. Akıllı olmak gerekiyor. .Gov ya da .edu uzantılı sitelere güvenmeli, büyük hastanelerin sitelerine güvenmeli. Bu ulaştığımız bilgiyi de hekimle mutlaka paylaşmalı.

Türk halkinını cinselliği ile ilgili de önemli yazılar var.

Bence Türk halkı geçmedi cinsellik konusunda sınavdan. Cinsellikle ilgili okumamız lazım. Hastalar geliyor cinsellikle ilgili, gözlemlerimi paylaşıyorum kitapta.

Viagrayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Viagra mucizevi bir ilaç. Bir ilaç grubunun adı artık, kağıt mendile selpak dememiz gibi. Çok örneği var bu tarzın. Mucizevi bir ilaç. Protezle çözülüyordu daha önce. Çok gaz yapan bir insanının gaz ilacı alması gibi değerlendirebiliriz. Hekim kontrolünün altını çiziyorum yine. Destek almak çok önemli. Belirli bir yaş üstündeki insanlar kullanıyor.

“TESTOSTERON FELSEFİ BİR HORMON”

Testosteron ve savaş konulu bir yazınız var. Eşcinseller de var artık. Onlara dair bir yazı neden yer almıyor kitapta?

Yazarım tabii, iyi ki aklıma getirdiniz. Testosteron bilinmeyen bir hormon, felsefi bir hormon. Erkeklerde fazlalığıyla ilgili çok fazla bir şey yok. Testosteronun çok fazla olması cinsel kudreti fazla demek değil. Kas kütlesi, vücutta meydana gelen olaylar bağlamında önemli testosteron. İşin içine cinsellik girince biraz daha farklı oluyor işler.

“ÖNEMLİ OLAN BİREYİN MUTLULUĞU”

Cinsellik duvarını bir türlü yıkamadık. Zorluklar yaşanıyor sürekli. Sadece aşk acıları yaşanmıyor, farklı şeyler de yaşanıyor.

Arkadaşım uzun yıllar Rusya’da yaşadı. Bakire olanı dışlıyorlar demişti, 18 yaşına gelip de bakire olanda bir sorun olduğunu düşünüyorlarmış. Ortadoğu’da ise tamamen tersi. Bireyin mutluluğu önemli aslında. Cinselliği ve aşkı doğru değerlendirmek gerekiyor. Toplumsal baskı altında kalmadan. Oradan buradan sunulan şablonları kafamızdan atarak ancak yaşayabiliriz. Ahlaksızlığı övmüyorum. Birey ancak böyle mutlu olabilir.

Siğillerden de söz ediyorsunuz.

Rahim ağzı kanseri yaratabiliyor kadınlarda, dikkatli olmak gerekiyor. Erkekte çok büyük zararı yok. Dolayısıyla başka bir insana direkt zarar vereceğiniz bir hastalık taşıyorsunuz demek bu. Türkiye’de çok sık rastlanıyor. İşin içinde cinsellik olduğu için, şüphe olduğu için çiftler arasında sorunlar yaşabiliyoruz. 10 yıl önce de almış olabiliyorsunuz. Bin senaryo yazılabilir bununla ilgili.

Son olarak bu tür sağlık kitaplarının çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Devamı gelecek mi?

Evet gelecek, yazılarıma devam ediyorum haftalık olarak, "Cumhurbaşkanları bu kitabı okumalı" adında son bir yazı yazdım örneğin. Taşıdığımız bedene iyi bakmalıyız. Mekanizmayı biliyoruz, herkesin aklı var, bunu en az hekimler kadar algılanmasını sağlamak istiyorum.

SAYIM ÇINAR