Cumhurbaşkanı ya tavır koysun ya da imzayı atsın!

Yavuz Semerci "Cumhurbaşkanı noter değil ki!" dediği yazısında Gül'ün ineternet düzenlemesi karşısındaki tutumunu eleştirdi.

GAZETECİLER.COM
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'in internet düzenlemesi karşısında aldığı tutumu sorgulayan Habertürk gazetesi yazarı Yavuz Semerci "Cumhurbaşkanı noter değil ki!" dedi. Gül'ün yargı bağımsızlığını etkileyen ve sansür yorumlarına konu olan internet düzenlemesi karşısındaki tutumunu eleştiren Yavuz Semerci "Çıkar tavrını gösterir. Ya hiç konuşmadan imzayı atarak "Bende bu şüphe oluşmadı" der ya da konuşacaksa, ne düşündüğünü net olarak söyler..." dedi.

İşte Semerci'nin yazısındaki ilgili bölüm:

Cumhurbaşkanı, bir kanun ününe geldiğinde, söz konusu değişikliğin Anayasa ya aykırı olup olmadığıyla ilgilenmez mi? Ya da Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünüyorsa ne yapmalı? Yapabileceği şeyler nedir?

Anayasa'mızda yazıldığı şekliyle; "Cumhurbaşkanı, devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil eder; Anayasa'nın uygulanmasını., devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir." Yine Anayasa'mıza göre, kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geri göndermek, Cumhurbaşkanının (gerekli görmesi halinde) görevleri içinde... Geri göndermek bir tavırdır. TBMM, bu uyarıyı dikkate almaz, yasayı aynen çıkarırsa Cumhurbaşkanı bu kez o yasayı onaylar. En fazla Anayasa Mahkemesi'ne de başvurarak yasanın iptalini ister.
Bu prosedür, tarafsız olan devletin başkanının ne düşündüğünü anlamamızı sağlayan prosedürdür...
Yapabilecekleri sınırlı da olsa ne düşündüğünü önemseriz. Çünkü devletin başıdır...

GÜL FENA HALDE SİYASET YAPIYOR
 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise farklı bir yaklaşım sergiliyor. Diyor ki: "Ben Anayasa Mahkemesi değilim. Muhalefet kanunun Anayasa'ya aykırı olduğu düşünüyorsa, buna Anayasa Mahkemesi karar versin..." İnternet Yasası ve HSYK düzenlemelerini içeren yasanın, Anayasa'ya uygunluğunun Anayasa Mahkemesi tarafından bakılmasının daha iyi olacağını söylüyor. Ve bana göre fena halde siyaset yapıyor...
Hiç açıklama yapmasa ve yasaları imzalayarak yürürlüğe soktuğunda bir vatandaş olarak diyeceğim ki devletimizin başı sorun görmedi... Özetle "Önüme gelen yasa, bana göre Anayasa'ya aykırı değildir.
Çünkü, Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünsem TBMM'ye geri gönderirdim" demek istedi.
Şimdi ise önceden konuşarak, yasayı imzalaması durumunda, onayın açık anlamını bozuyor ve bunu sanırım, bilerek yapıyor...

TARIM ARAZİLERİ İLE İLGİLİ BİR YASAYMIŞ GİBİ DAVRANAMAZ

Bu yasalar çok önemli. Biri iktidara interneti sansürleme hakkı veriyor, diğeri yargıyı, yürütmenin emrine sokuyor. (Elbette bu benim kanaatim...) Sansür ve yargının iktidarların denetimine girmesi, demokrasinin (sessizce) katledilmesidir. Benim görüşümü bir kenara bırakın. Ortada ciddi bir endişe var. Bu nedenle devletin başı, önüne sanki tarım arazilerinin durumu veya otomobillerin standartlarını belirleyen bir yasa gelmiş gibi davranamaz.

YA İMZAYI ATAR YA DA FİKRİNİ NET ŞEKİLDE SÖYLER

Çıkar tavrını gösterir. Ya hiç konuşmadan imzayı atarak "Bende bu şüphe oluşmadı" der ya da konuşacaksa, ne düşündüğünü net olarak söyler...
Sevdiğim, saydığım, o makamda yakıştığını düşündüğüm Abdullah Gül'ün herkesi kucaklama adına yaptığı bu pasif yaklaşımını, siyasi gelecek kaygısıyla ilişkilendiriyorum.
Üstelik değişiklikler, bu ülkede referandumla geldi. Halkın iradesiyle oluştu. Devletin başı, halkın iradesinin yanlış olduğunu ya da o gün yanlış yapıldığını düşünüyorsa bunu açıklasın. "Bu işe Anayasa Mahkemesi haksin, geçmiş cumhurbaşkanları da böyle yaptı" diyorsa, geçmişte yargıyı kendisine bağlamak isteyen ve bunun için de yasa çıkaran bir hükümet örneği göstersin.


İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Salih Tuna: Ne yapmalı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti Melih Altınok: Affı kaldırın Cem Küçük'ten muhalif medyaya milyon dolarlık soru