Çok ayıp ettin be Ocaktan!..
Bütün bu süreçte bir konuk vardı ki, Başbakan'a toz kondurmadı, Başbakan'ı savunma amacıyla gerçekleri bile değiştirdi...
ADNAN BERK OKAN
Dün gece HaberTürk TV'de, Didem Arslan'ın yönetiminde Barış Süreci veMedya tartışıldı.
Gerek Prof. Fuat Keyman, gerek Prof. Mihtat Sancar, ve gerekse de Doç. Dr. Koray Çalışkan "akademik ahlâk" neyi gerektiriyorsa öyle konuştular.
Yani, "taraf" diyebileceğimiz kesimler (hükümet, muhalefet, medya, örgüt) için yapıtıkları analizlerde "tarafsız" davrandılar.
Yeri geldi Başbakan ve Hükümet'in hakkı teslim edildi, takdir edilmesi gereken atılımları anlatıldı; yeri geldi Başbakan ve Hükümet'in eleştirilmesi gereken söylem ve icraatlarına dikkat çekildi...
Başbakan'ın medyaya karşı takındığı tavırda "haklı" olduğu yerlerle "baskı" olarak tanımlanabilecek söylemleri hatırlatıldı.
Bunu yaparken ne Başbakan'a "yağcılık" yapmayı düşündü akedemisyen konuşmacılar, ne de hakaret edip, kırıcı sözler ettiler...
Bütün bu süreçte bir konuk vardı ki, Başbakan'a toz kondurmadı, Başbakan'ı savunma amacıyla gerçekleri bile değiştirdi...
"Olmamışı olmuş, olmuşu olmamış" gibi anlattı...
Bu konuşmacı kim miydi?..
Söyleyeyim:
Star Gazetesi Genel Koordinatörü Ak Parti eski milletvekili Mehmet Ocaktan'dı...
Ve...
Bir dönemlerin ÖNCÜ Gazetesi / B TV benzeri gazetecilik anlayışı ile Hükümet'e, Başbakan'a ve ille de barış sürecine nasıl büyük kötülük ediyordu...
O, bu "kör gözüm parmağına" tarzı gazeteciliği elbette bulunduğu yeri korumak ve (kendince) Erdoğan'a destek (ama "yağcılık" gibi görünüyordu) olsun diye yapıyordu...
Ama sevgili kardeşime Büyük Mevlâna'dan bir hüküm cümlesi hatırlatayım:
Bilir misin neden gammaz değildir aynan?..
Tozunu, kirini silmemişsin de ondan...
Yani;
aynalar tozlu, kirli, paslı oldukları sürece sizin yüzünüzde, gözünüzde, üstünüzde, başınızdaki kiri, pası, tozu da göstermezler...
Kendinize çeki düzen vermek, yanlışlarınızı görüp düzeltmek istiyorsanız; aynanızın kirini, pasını, tozunu sileceksiniz...
Sayın Başbakan'ın aynaları ise medyadır...
Başbakan sadece kendisine "yağcılık" yapan; kiri, pası, tozu alınmamışaynada seyrederse kendisini;
yüzünde, gözünde, üstünde, başında oluşan, oluşabilecek kiri, pası, tozu da asla göremez...
Ve öylece dolanır durur cümle âlemin karşısında..
|