Çok akıllı, zeki, olumlu, uzlaşmacı

Başbakan Binali Yıldırım’ı “Çok akıllı, zeki, olumlu, uzlaşmacı ve de demokrat... İnanmayan Ahmet Hakan'ın röportajına baksın...

ÖZEL HABER ANALİZ

Yakup MURAT

Napolyon Bonaparte, ahmakların geçmişten, akıllıların ise gelecekten söz ettiklerini söylemişti…

Ve…

Kim söylemişti hatırlamıyorum ama bir başka bilge kişi ise, “karanlık diye geceyi hayatımızdan söküp atamayız. Karanlık ve geceyle birlikte yaşamaya alışmalıyız” demişti…

Belki hiç kimse söylememişti böyle bir söz ama ben “Ünlü” biri olmadığım için kaç yıldır kullandığımı unuttuğum bu sözü kendim uydurmuştum(!)…

Başbakan Binali Yıldırım’ı “Çok akıllı, zeki, olumlu, uzlaşmacı” bulanlardanım…

Yani…

Karanlık diye geceyi hayatından söküp atmayanlardan…

Yani…

Devlet insanlığını, politik kimliğinin önüne koyanlardan…

Yıllardır Ak Parti hükümetlerinin çok soğuk baktığı bir Hürriyet gazetesi yazarı (Hem de en muhalifi…) ile söyleşi yapacak kadar da demokrat

Siyasi kin ve nefretten arınmış bir yüce yürek…

Ne demek mi istiyorum?..

O halde lütfen, Ahmet Hakan’la yaptığı söyleşiyi okuyun…
 

'İTİRAZLAR İÇİN MEKANİZMALAR OLUŞTURDUK, TİTİZLİKLE İNCELİYOR VE DEĞERLENDİRİYORUZ'

22.09.2016 / Perşembe / Hürriyet

Başbakan Binali Yıldırım'la bir araya gelip sohbet etme fırsatı bulunca...

Her taraftan feryatlar yükseliyor, ne olacak bu mağduriyetler” diye sormadan edemedim. İşte Başbakan’ın bu konuda söyledikleri:

HATALAR OLABİLİR: Bu çok kapalı bir örgüt... Sinsi, takiyeci, şeffaf değil. Hedefine ulaşma adına her şeyi meşru sayan bir anlayışı var. Bu nedenle yaşla kuruyu birbirinden ayırt etmenin zorlukları var. Yüzde yüz hatasızız iddiasında bulunmak doğru değil. Mutlaka yanlışlar olabilir, hatalı kararlar olabilir. Ama mağduriyetlerin ortadan kaldırılmasının yolunu açık tutuyoruz, önemli olan budur.

HEP UYARDIK: Bu süreçte hep şunu söyledik: Çok titiz davranalım, intikam duygusu ile hareket etmeyelim, adaletle hareket edelim. Yaş ve kuru bir arada olmasın, sapla saman birbirine karışmasın. Olabildiğince titiz davranma gayreti içinde olduk.

KOLAY DEĞİL: Takdir edersiniz ki karşımızdaki yapı Türkiye’nin her köşesinde örgütlenmiş. Poliste, yargıda, eğitim camiasında, iş dünyasında, askerde... Çok geniş bir yapı... 15 Temmuz’da bu yapı içinde aleni olarak yer alanlar ortaya çıktı. Çıkmayanların tespitinde ise işin o kadar kolay olmadığını gördük. Buna rağmen eldeki imkânlar ölçüsünde titiz çalışıldı.

ŞİKÂYETLER GELDİ: Listeler açıklandıktan sonra teşkilatlarımıza, bakanlarımıza, bize “Biz mağdur olduk, haksız yere atıldık” diye şikâyetler gelmeye başladı. Cumhurbaşkanımızın “Kurumlar bir yarış içine girmiş gibi” şeklinde bir beyanatı oldu.

YANLIŞLAR DÜZELTİLECEK: İtirazlar için değerlendirme merkezleri kuruldu. Her ilde var bu merkezlerden. Buralara gelen talepler değerlendirilecek ve tekrar gözden geçirilecek. Ama bunu hemen, bugünden yana yapacağız diye bir şey yok. Talepler gelecek, bunları değerlendireceğiz ve yanlış varsa mutlaka düzelteceğiz.

GİT İŞİNE” DEMEYİZ: “Git işine kardeşim, ben anlamam” mantığıyla hareket edemeyiz. İster vilayete ister ilgili olduğu bakanlığa ister Başbakanlığa... Fark etmez, hangi seviyede müracaat edilirse edilsin sonuçta onların tümü bir iletişim ağı içinde bir araya getirilip değerlendirilir.

MÜBALAĞA VAR: (Mübalağa var mı sorusu üzerine) Mağduriyetler konusunda biraz mübalağa yapıldığı doğrudur. Ama belirli bir oranda mağduriyet çıkabilir. Özensiz değerlendirmeler yapılmış olabilir. Özellikle üniversite camiasında sanki biraz daha fazla şikâyet var. Oraya daha çok yoğunlaşıyoruz. Ama diğer kurumlarda da mutlaka haklı beyanlar çıkacaktır. Çok aşırı bir sonuç çıkmaz.

MERHAMET DEĞİL ADALET: Biz kimsenin haksız yere işinden olmasını istemeyiz. Herkesin geleceği var, çocuklarının geleceği var. Merhametle değil adaletle hareket edeceğiz... 15 Temmuz günü göğsünü kurşunlara siper eden şehitlerimize karşı sorumluluğumuz var. Yaralanan gazilerimize karşı sorumluluğumuz var. Hepsini unutacak mıyız? Böyle bir şeye hakkımız var mı? Bu beladan bu ülkeyi kurtarmamız lazım. Bu küresel bir terör örgütüdür ve Türkiye bu örgütü bütün kurumlarından temizlemelidir.

 ÖRGÜTÜN DURUMU: (Örgütün durumu nedir, kolu kanadı kırıldı mı sorusu üzerine) Epey mesafe aldık ama daha yapacağımız şeyler de var. Ciddi mesafe aldığımızı söyleyebilirim.

O ADAMIN YAPTIĞI NORMAL İNSANIN YAPACAĞI İŞ DEĞİL

Şort giydi diye belediye otobüsünde bir kadına tekme atan adamı da sordum Başbakan Binali Yıldırım’a. İşte Başbakan’ın bu konuyla ilgili sözleri:

NORMAL BİRİ DEĞİL: Ben onun normal bir adam olduğunu düşünmüyorum. Normal biri değil. Çünkü normal bir insanın yapacağı bir iş değil yaptığı. Hoşuna gitmeyebilir, mırıldanırsın... Bu adamın geçmiş kayıtlarına bakılırsa bir tıbbi sorunu olduğu çıkacaktır. Hal ve hareketlerinde de bir gariplik var. Gülüyor mülüyor.

ADALETTE SIKINTI: Gözaltına alındı, serbest bırakıldı, sonra tutuklandı. Bizim adalet sistemimizde de bir sıkıntı var. İşe kitabi bakılıyor, işin toplumsal tarafı nedir, toplumdaki karşılığı nedir düşünülmüyor. Kanuna göre birisine fiili bir saldırıda bulunmanın durumu nedir, ona bakılıyor. Sonra düzeltiyorsunuz ama düzeltme hasarı ortadan kaldırmıyor.

YAŞAM TARZI KAYGISI: Türkiye’de yaşam tarzıyla ilgili kaygılar, bir sıralama yapsanız 15. sırada gelir. Türkiye gerçekliğiyle alakası yok. CHP’nin yegâne sermayesiydi bu ama bitti. İnsanların önceliği terör, ekonomi, işsizlik, gelir dağılımı sorunu...