'CHP ve seçmeni önce medyadaki safralarından kurtulmalı'
Uçuruma giderken sırtınızı tapışladıkları için dost bellediğiniz goygoycu gazetecileriniz de, bugün doğru çıkan uyarılarından ve eleştirilerinden ötürü dün yüz çevirip linç ettiğiniz bizler de aynı karedeyiz işte.
Türkiye gazetesi yazarı Melih Altınok, "Ey partiye hem
gönül hem de oy vermiş sevgili seçmen! CHP niçin yenildi
biliyorsunuz değil mi? Dün Sözcü’nün ve “öbürsülerin” manşetten
duyurduğu gibi siz “tatil yörelerinde koyun gibi yan gelip
yattığınız için!” diyerek başladığı yazısında CHP
seçmenine medyadaki safralardan kurtulma çağrısı yaptı.
"KABAHATİN ÇOĞU SENİN CANIM
KARDEŞİM"
Ben demiyorum, gazetelerini satın alarak, televizyonlarını
izleyerek omuz verdiğiniz CHP basın bürosu medyanız ve aktörleri
böyle söylüyorlar.
Daha adaplı olanları ise, AK Parti seçmenine “mal bu işte” dedikten
sonra Nazım’dan birkaç satır mırıldanıyorlar:
“Demeğe de dilim varmıyor ama/Kabahatin çoğu senin, canım
kardeşim!”
Ne pişkinlik ama ve ne müthiş bir konfor!
BENİM ANALİZLERİM TACA
ÇIKSA...
Değil dokuz seçimde, kritik ettiğim parti tek seçimden analizlerimi
taca çıkartacak bir sonuçla çıksa öz eleştiri üzerine öz eleştiri
verirdim. Ben yapmasan okurlarım sorardı “ne oldu efendi?”
diye.
Ama yok, “Ekmel Bey yüzde altmışla geliyor” diye
seçmen reflekslerini manipüle edenler onlar değil sanki.
Dahası, özünde doğru olan çatı projesini siyaset dışı bir aday
göstererek bir garabete çeviren CHP’ye “Durun ne
yapıyorsunuz” diyeceklerine “aslansın
kaplansın” diye tempo tutanlar da bizler olmalıydık.
Hadi tamam, partizanlıkları, yandaşlıkları baskın geldi, okurları
CHP seçmenini 9. Kez “istemeden” yanılttılar
diyelim. Ve öz eleştiri vermekten de “utanıyor”
olsunlar. Tümü seçimin ertesi sabahı “uzun adam
arkandayız” diyecek ya da Hürriyet’in röportajcısı gibi
“Onunla yarışacak lider yok” tornistanlarına
soyunacak kadar kabiliyetli de olamayabilir. Hiç olmazsa
unutturmaya çalışın kendinizi bir süreliğine değil mi? Öyle ya,
“Türkiye Türklerindir” gazetesinin moda yazarına
nasıl “gerektiğinde” politika yazdırılıyorsa,
sizlerin de bu "gereklilikte" magazin yazmaya
hakkınız var.
(...)
SESSİZ OLUN KARAVANACILAR
CHP'Yİ DİZAYN EDİYOR
Sessiz olun! Köşelerine bakıp neyin nasıl yapılacağını değil, nasıl
yapılmaması gerektiğine karar vereceğimiz karavanacı baylar
bayanlar yeni CHP’yi dizayn ediyorlar. Tıpkı daha önceki dizayna
“çok çalışacağız”, “hedefimiz yüzde kırk”
manşetleriyle destek verip seçmenin yaş günü pastasını vestiyerde
unutan “radikaller” gibi.
CHP'LİLER DÜŞÜNMELİ: BU MEDYA
İLE NEREYE KADAR?
Hadi diğer seçimleri geçtik, ama başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak
üzere, tüm CHP’liler ve seçmenleri bu tablo üzerine durup
bir düşünmeliler. Bu medyayla nereye kadar?
Güler yüzlü rehberlikleriyle kendilerini uçuruma yollayan yandaş
yazarlarınız mı yoksa eleştirileriyle köprüden önce son çıkışı
işaret eden bizler mi zarar verdik size?
Lütfen, dönüp bir baksınlar yazı ve program arşivlerine; ayrımsız
hepimizin.
“Siyasi bir yarışa siyaset dışı aday mı gösterilir? Bu
eklektik proje tutmaz, siyasi bir aday üzerine yoğunlaşın”
yazanlar kimmiş? O ibretlik TV röportajındaki vatandaş gibi
“Ekmel Bey çok iyi de oldu çok da güzel iyi oldu”
güzellemeleri döşenenler kim?
“Yahu mitingsiz olur mu? Seçmene değerli olduğunu
hissettirmelisiniz! AK Parti seçmenine de ‘dokunun'!” diye
uyaranlar mı haklıymış? Yoksa “Bu çağda miting de neymiş?
TV ekranlarımız, manşetlerimiz ne güne duruyor? Seçecekleri değil,
seçilecekleri yan yana getirmeye, oyunuzu konsolide etmeye
bakın” diyenler mi?
(...)
GOYGOYCU GAZETECİLERİNİZ İLE
LİNÇ ETTİĞİNİZ BİZ AYNI KAREDEYİZ
Dediğim gibi, arzu eden döner bakar arşivlerimize. Resim tüm
netliğiyle duruyor orada.
Uçuruma giderken sırtınızı tapışladıkları için dost
bellediğiniz goygoycu gazetecileriniz de, bugün doğru çıkan
uyarılarından ve eleştirilerinden ötürü dün yüz çevirip linç
ettiğiniz bizler de aynı karedeyiz işte.
MELİH ALTINOK'UN TÜM YAZILARI