CHP ne yaptıysa kendine yaptı! Şebnem Bursalı failleri açıkladı
CHP siyasetini dipsiz bir kuyuya benzeten Sabah yazarı Şebnem Bursalı, 'CHP'li CHP'linin kurdudur' dedi ve son yaşanan olayın bunun en iyi örneği olduğunu belirtti.
Rahmi Turan'ın iddiası sonrası yaşananları hatırlatan Şebnem Bursalı, bu olayla önce Muharrem İnce ve ulusalcı-Kemalist isimlerin tümden tasfiyesinin, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onun ardından ise Türkiye'yi ve istikrarının hedef alındığını söyledi. Peki günlerdir konuşulan olayın arkasında kimler var dersiniz? Bursalı acı tabloya dikkat çekti ve olayın arkasındaki güçleri şu sözlerle açıkladı:
Gezi olaylarını kurgulayalar, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz'u gerçekleştirenler ve bunları kimler koruyor- kolluyor ise işte failler bunlar.
Ava giden avlanınca...
Dipsiz bir kuyu gibi CHP siyaseti. CHP'li CHP'linin kurdudur.
Dışardan bir düşmana ihtiyaç duymadan birbirlerinin kuyusunu
kazarken en çok kendilerine zarar verirler. Son yaşananlar da bunun
bir örneği oldu. Kulislere bakarsanız Kemal Kılıçdaroğlu'nu
birileri "Bir CHP'linin Başkan Erdoğan
ile görüştüğüne" inandırdı. O CHP'li de Muharrem İnce
idi. Kemal Bey bu bilgiyi yakın çalışma arkadaşı ve Ankara
Milletvekili Bülent Kuşoğlu ile paylaştı.
O da gitti, yakın arkadaşı ve internet sitesinde yıllardır yazı
yazdığı gazeteci Talat Atilla'ya anlattı. Atilla da kendisi yazmak
yerine, Kemal Bey'in "basının amiral gemisi" ilan
ettiği Sözcü Gazetesi Başyazarı Rahmi Turan'a söyledi.
Turan köşesinde yazdıktan 2 gün sonra Kemal Bey, basının bir diğer
amirali ilan ettiği! Fox TV'ye çıkarak bütün iddiaları doğruladı ve
doğrudan Başkan Erdoğan'ı CHP'yi dizayn etmeye çalışmakla
suçladı!
Buraya kadar kısa bir hatırlatma yapmamın sebebi "ava giden
nasıl avlandı" meselesini açmadan önce mevzuyu özetlemekti.
Görünürde partide, gerçekte siyasette ve Türkiye'de dönüşüm
mühendisliği, toplum mühendisliği yapmaya çalışanlar, kendi
kazdıkları kuyuya düştüler. Öncü halkada Muharrem İnce ve CHP
yönetiminde artık parmakla sayılacak kadar azalan ulusalcı-Kemalist
isimlerin tümden tasfiyesini, daha büyük halkada Başkan Erdoğan'ı
ama en büyük halkada Türkiye'yi ve istikrarı hedef alanlar yine
suçüstü yakalandılar. "Türkiye'de istikrarın simgesi,
sembolü kim" desek, sanırım ezici çoğunluk "Tayyip Erdoğan"
diyecektir. İşte siz Erdoğan şahsında bir tartışma yaratmayı ve
yıpratmayı senaryolaştırdığınızda hedefinizin gerçek olması
durumunda aslında Türkiye'nin istikrarını hedeflediğiniz de ortaya
çıkıyor.
Mayıs 2013'te Gezi olayları ile başlayan, ama 2014'teki seçimlerde
milletin Erdoğan'a sandıkta verdiği destek ile bozulan oyunu, 17-25
Aralık FETÖ yargı darbesi ile devam eden saldırıyla, yine
tutmayınca 15 Temmuz 2016'daki darbe kalkışmasıyla doğrudan asker
içindeki FETÖ eliyle denediler.
Millet oyunu yine bozunca bu sefer ekonomi üzerine saldırdılar. İlk
etapta sarsılan ama hemen uygulamaya konulan yapısal çözümlerle
atlatılan bu kriz ve saldırıların tüm hedefi Türkiye'nin
istikrarı.
Türkiye ve bölgeyi yeniden dizayn etmeye çalışanların önlerinde tek
engel gördükleri Erdoğan'ı yıkmak için yeniden toplumsal olayların
fitilini ateşlemek, halkı sokağa çıkarmak için denedikleri son
argüman yalan üzerine kurguladıkları "Başkan Erdoğan'ın
CHP'yi sözde dizayn etme girişimleri" idi.
Fotoğrafın büyüğüne bakarken bir hatırlatma daha
yapalım. Türkiye'de halkı sokak olaylarına itecek iki ana
unsur var. Biri CHP. Muhalefet olma pozisyonunu sokak
eylemlerine kaynak etmeyi amaçladığı ortada. Diğeri de HDP; eylem
pratiği olan bir parti. Bu iki partinin son üç seçimde doğrudan ya
da dolaylı ittifak haline sokulması da bir tesadüf değil, bu
senaryoların unsuru.
Tarihsel bütünlükten ele alıp, fotoğrafın büyüğüne baktıktan sonra
bugüne tekrar gelir isek; görünen kişiler ve hedeflerden ziyade
Türkiye'nin istikrarını bozmak isteyenlerin ve Türkiye'nin hızını
keserek eski güçsüz duruma geri döndürmeyi isteyenlerin suçüstü
yapıldığını da daha rahat görürüz.
Günlerdir konuşulan ve CHP'nin iç meselesi gibi algılatılmaya
çalışılan tuhaflıkların arkasındaki güçler de belli. Gezi
olaylarını kurgulayalar, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz'u
gerçekleştirenler ve bunları kimler koruyor- kolluyor ise işte
failler bunlar. Ama asıl acı olan; Türkiye'yi yeniden
dizlerinin üzerine oturtmak için her yolu deneyen, her tuzağı
kuranların sözcülüğünü ve gönüllü işbirlikçiliğini yapan CHP'nin
durumudur..