Ceylan Sever günün muhabiri...

Isterdim ki evlilik ya da barıştırma gibi reyting canavarı arabesk ve bayağılıkta dip yapmış programlar halkın ilgisizliği yüzünden yayından kalksın.

Reyting alamadığı için kalksın...

Ama...

Öyle olmuyor...

Bu bayağılıklar yasaklama ile kaldırılıyor ekranlardan...

Ve...

O tür programlardan beslenen medya halk dalkavukluğunda zirve yapıyor.

*

Bu tür programlar ve bu tür programları sunanlar Türk halkının genelinin sevgilisi...

Fukara ya da dar gelirli kadın ekran karşısında oturdukça, bu programların yapımcıları ve sunucuları servetlerine servet katıyor, büyük bir lüks ve ihtişam içinde sürdürüyorlar yaşamlarını...

*

Fukara ya da dar gelirli kadın sabah, işsiz kocası evden çıkıp kahveye giderken çocuklarına okul harçlığı istemeye bile utanırken... 

Bu programları yapanlar ve bu programları sunanlar çocuklarını özel arabalarla ceplerinde bol paralarla  gönderiyorlar okullarına...

*

Türk kadınlarının neredeyse yüzde sekseni ekran başına çakılıyor.

Ekran için parayla tutulmuş yalancıktan koca arayanların veya yalancıktan boşanma aşamasına gelmiş olanların dertlerine (!) ağlıyor, mutluluklarıyla (!) havalara uçuyor...

*

Tamam, kabul; bu programlarla kişisel acılarından kişisel üzüntülerinden arınıyorlar.

İyi ama...

Bir ülke gelişimini sadece arabesk kültürle sağlayabilir mi?..

Başkalarının göstermelik, kurgulanmış acılarına ağlayarak veya mutluluklarından keyif alarak ekonomik ve insani gelişimini gerçekleştirebilir mi?..

*

Bir ülke bu programların yönlendirdiği halkın seçimiyle demokrasisini ve yargı sistemini güçlendirebilir mi?..

*

Ne yazık ki bu model, duygu istismarı yapan sağ ve sol bütün partilerin işine geliyor...

Bu arada köhne komünistler de ekrana çıkıp "vahşi bir liberal kapitalizm...." diye başlayan nutuklar atıyorlar...

*

Bütün bunları Ceylan Sever'in Hürriyet'te "Bayıl' dediler 'bayıldım' davası" başlığı altında yayınlanan haberini okuduktan sonra yazdım.

Ve...

Ceylan Sever'i günün muhabiri seçtim.