Cevap istiyoruz: Evlenince aşk yürümez mi?..
Doğru aşklar için evlilik, dini ritüellerin yaşandığı kutsal mekânlardan da daha kutsal bir mabettir…
Haşmet Babaoğlu
bu gün yine
Önce dedelerinin aşkına
öykünenleri hatırlatmış
Yeni bir tavır peydah oldu... Ne
zaman evliliklerin çuvallamasından, çözülmesinden konu
açılsa...
Yaşları 30'ları, 40'ları bulmuş
olanların gözleri birden uzaklara dalıyor ve kocaman bir "ah"
çekiliyor!
Ardından da şu tür bir laf
geliyor: "Nerde anneannemle dedemin evliliği nerde bizim
evliliklerimiz!
Bir onların 55 yıl süren aşkına
bak bir de bizim 5.5 yıl bile süremeyen
ilişkilerimize!"
Bunlar bir yana...
Bir de annesiyle babasının
defalarca tanık olduğu kavga gürültülerini, küslüklerini,
üzüntülerini unutup "annemle babamın aşkı hâlâ sürüyor" diye fena
halde uyduruk fakat pek ilgi toplayan hikâyeler "yazanlar"
türedi!
Bunları okuduktan sonra gayrı
ihtiyari dalıp gittik…
Bu arada unutmadan:
Bir yazının insanı düşündürmesi ne
güzel değil mi?..
Evet devam edelim:
“Aşk” ve
“evlilik” kurumları kadar eski bir tartışmadır evliliğin aşkın
katili(!) olup olmadığı iddiası…
Soralım:
“Önce hangisi
vardı?”…
“Aşk” mı?..
“Evlilik” mi?..
Bu sorunun cevabını bilmek için
Muazzez İlmiye Çığ Hanımefendi olmaya gerek yok…
Elbette önce “Aşk”
vardı…
Bir soru daha sormadan önce biraz
daha Babaoğlu……
Oysa...
Aşk üzerine şarkılar türkülerle
dolu bir popüler kültürün ortasında "aşksızlıktan" kavrulup
kuruduğumuz gerçeğini fark etsek..
Biraz başka duygulara ve olgulara
da aynı dikkat ve merakla bakabilsek...
Göreceğiz ki..
Dedemizle anneannemiz onlarca yıl
birbirlerine âşık kalmadılar! Yok öyle bir şey!
Hatta zamanında birbirlerine
şiddetli bir arzu duydukları bile tartışılır.
Ama birbirlerine ve kurdukları
bağa saygı duydukları kesin!
Zamanla birbirlerine alışmış
olmalarını günümüz insanlarının yaptığı gibi "sıradan" bir şey veya
bir tür "bozulma" olarak değil, evliliğin en güzel ve özlü tarafı
olarak gördüler.
Dertleri yok
muydu?...
Haşmet Babaoğlu’nun bu soruyu
nasıl cevapladığını makalesine bırakalım...
Babaoğlu
evlilik için “Katil” diyenlerden değil ama evliliğin cinayet
zanlısı gibi gösterilmesini kabul edemeyenlerdeniz…
Doğru aşklar için evlilik, dini
ritüellerin yaşandığı kutsal mekânlardan da daha kutsal bir
mabettir…