Çetiner Çetin'den Trump'ın sözde barış planına yönelik dikkat çeken yazı
Habertürk yazarı Çetiner Çetin, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu ile birlikte Ortadoğu’ya sözde çözüm getirecek anlaşmayı sunduğunu belirtti. Çetin, sadece Trump ve Netenyahu’ya ait garip önerilerden ibaret şeyin Ortadoğu “barış planı” olarak sunulduğunu söyledi.
ABD Başkanı Trump'ın İsrail Başbakanı Netanyahu ile açıkladığı 181 sayfalık sözde Orta Doğu Barış Planı, "siyasi çerçeve" ve "ekonomik çerçeve" şeklinde iki ana başlık altında sunuldu.
Habertürk yazarı Çetiner Çetin de Trump'ın bunun iki devletli çözüm olduğunu iddia ettiğini söyledi. " 181 sayfalık plandaki karmaşık meseleler ve Filistinlilerin bunlara yönelik tavrı ne?" diye soran Çetiner, planın daha çok işgalcileri ödüllendirdiğini işgal altındakileri teslim olmaya zorladığını söyledi. Çetin planda toprak değiş tokuşu olduğuna da dikkat çekti.
Yüzyılın İlhakı…
ABD Başkanı Donald Trump bu hafta İsrail Başbakanı Benjamin
Netenyahu ile birlikte Ortadoğu’ya sözde çözüm getirecek “Yüzyılın
Anlaşmasını” sundu. Anlaşma, plan, proje ne demeli bilemediğimiz,
sadece Trump ve şürekâsına (tabi bu vesileyle Netenyahu’ya) ait
garip önerilerden ibaret bu “şey” Ortadoğu “barış planı” olarak
sundu.
Körlerin ve sağırların birbirini ağırladığı bu trajik açıklamayı
izlerken Trump’ın mimikleri, yaşadığı o garip gurur, Netenyahu’nun
heyecanı, hiçbir detayın belli olmayışı, Ürdün Vadisi’nin, Golan
Tepeleri’nin öylece “bahşedilmesi”… Kesinlikle akla zarar…
Trump bunun iki devletli bir çözüm olduğunu iddia etti. Haritalar
paylaştı. Haritalarda Batı Şeria ile Gazze tecrit edilmiş,
numaralandırılmış, birbiriyle koridorlar ve tünellerle bağlanmış
bir dizi kanton gibi gösterilmiş.
İsrail ise haritada olduğundan büyük gösterilmiş. Peki, 181
sayfalık plandaki karmaşık meseleler ve Filistinlilerin bunlara
yönelik tavrı ne? Plan Kudüs’ü İsrail’in başkenti; yakınlarında
bulunan, dört kilometre kareyi geçmeyen Abu Dis beldesini de
gelecekte kurulacak Filistin devletinin bir parçası olarak
görüyor.
Bu görüş daha önce de İsrail tarafından ortaya atılmış Filistin
tarafından reddedilmişti. Filistinliler Doğu Kudüs’ü el Aksa ve
kutsal yerleri de içine alacak şekilde başkentleri olarak istiyor,
Kudüs’ü kırmızı çizgileri olarak görüyorlar.
Anlaşma, 1993 Oslo Anlaşması'ndan bu yana -Kudüs'ün durumu,
Filistinli mültecilerin evlerine dönme hakkı ve “barış için toprak
ilkesi" gibi - masada duran meselelerde ağırlıklı bir şekilde
İsrail'in tarafında yer alıyor. Çatışmayı sonlandırmaktan öte
canlandırma riski taşıyor. Ama Trump, anlaşmanın her iki taraf için
bir kazan-kazan durumu önerdiğini söylüyor.