Çetin Altan bunları niçin yazıyor?
85 yaşındaki usta gazeteci yazı yaşamının belki de en zor sorusuna köşesinden bakın nasıl yanıt verdi...
GAZETECİLER.COM
- 85 yaşındaki usta yazar Çetin Altan, bugün Milliyet
gazetesindeki "Şeytanın gör dediği" köşesinde öyle bir yazıya imza
attı ki, köşe yazarlığının ne olduğunu, neden yazdığını, neden her
şeye rağmen yazarlığa devam ettiğini tek bir yazı ile gözler önüne
serdi.
Kapısını çalan yüzü, elleri, ayakları ve gövdesi olmayan adamdan, radyo istasyonlarına, pikapta dinlediği müzikten, dışarıda amansızca bağıran çocuğa, telefondan abajura, duvarlardan, evdeki tüm eşyalara, çakılan çividen damdaki kemancıya kadar herkesin sorduğu "Neyi, niçin yazacaksın?" sorusuna verdiği yanıtları da beğenmeyen usta yazar yazısını şöyle bitirdi:
Yani biz yazıyoruz. Çünkü yazmazsak, yapamayız. Yani yaşayamayız. Yani bizi geçen bir duygu bu... Yani niçin su içiyorsunuz, niçin yemek yiyorsunuz, niçin teneffüs ediyorsunuz gibi olur bunu sormak. Bilmem anlatabiliyor muyum? Yani...
* * *
(...) Of be... Zor anlatmak bunu kapı gıcırtısına, pencerenin kanadına, halıya, halıya vuran sopaya...
* * *
Niye soruyorsun, ne yapacaksın? Sana ne, ha sana ne? Yazıyoruz işte, ne olacak?
* * *
Gözlerim aynaya ilişti. İki göz bakıyor yüzüme. Ödüm kopmak üzere. Yoksa onlar da mı soracak?
* * *
Bir tanesi gözünü kırpıyor. Bir göz nasıl gözünü kırparsa öyle kırpıyor:
- Yaz, diyor. Yaz anasını satayım. Bir gün gelir öğrenirler onlar da, neyi, niçin yazdığını...
Usta yazar Çetin Altan'ın Ne Tuhaf Şey başlıklı yazısının tamamını Milliyet gazetesindeki köşesinden okuyabilirsiniz.
Kapısını çalan yüzü, elleri, ayakları ve gövdesi olmayan adamdan, radyo istasyonlarına, pikapta dinlediği müzikten, dışarıda amansızca bağıran çocuğa, telefondan abajura, duvarlardan, evdeki tüm eşyalara, çakılan çividen damdaki kemancıya kadar herkesin sorduğu "Neyi, niçin yazacaksın?" sorusuna verdiği yanıtları da beğenmeyen usta yazar yazısını şöyle bitirdi:
Yani biz yazıyoruz. Çünkü yazmazsak, yapamayız. Yani yaşayamayız. Yani bizi geçen bir duygu bu... Yani niçin su içiyorsunuz, niçin yemek yiyorsunuz, niçin teneffüs ediyorsunuz gibi olur bunu sormak. Bilmem anlatabiliyor muyum? Yani...
* * *
(...) Of be... Zor anlatmak bunu kapı gıcırtısına, pencerenin kanadına, halıya, halıya vuran sopaya...
* * *
Niye soruyorsun, ne yapacaksın? Sana ne, ha sana ne? Yazıyoruz işte, ne olacak?
* * *
Gözlerim aynaya ilişti. İki göz bakıyor yüzüme. Ödüm kopmak üzere. Yoksa onlar da mı soracak?
* * *
Bir tanesi gözünü kırpıyor. Bir göz nasıl gözünü kırparsa öyle kırpıyor:
- Yaz, diyor. Yaz anasını satayım. Bir gün gelir öğrenirler onlar da, neyi, niçin yazdığını...
Usta yazar Çetin Altan'ın Ne Tuhaf Şey başlıklı yazısının tamamını Milliyet gazetesindeki köşesinden okuyabilirsiniz.