Cemile Bayraktar

Adı Cemile Bayraktar...
Yeni Şafak'ta yazıyormuş son iki aydır...
Ben ilk defa dün gece Enver Aysever'in CNNTÜRK’te yayınlanan Aykırı Sorular’ında gördüm, varlığını fark ettim.
Çok kötüydü...
Çok tutarsızdı...
Bir dediği bir dediğini tutmuyordu...
Birkaç dakika önce "benim için beyan esastır. Programdan önce de konuştuğumuz gibi beyanlarıma inanmanızı isterim" diyordu...
Hemen birkaç dakika sonra o söylediklerini unutuyor, "bize yönelik suçlamaların hiçbirini kabul etmiyoruz" diyen bir camianın sözcülerine inanmadığını açıklıyor, onlardan elinde hiçbir mahkeme kararı olmadığı halde bir “terör suç örgütü” gibi söz ediyordu…
Bunun adı "çifte standartçılık"tır...
Bunun adı, "ben ve yandaşı olduğum herkes doğru söyler, inanacaksınız leennn!" diye çığırtkanlık yapıp, kendisi gibi düşünmeyen herkese tepeden bakıp, "yalancı... yalancı... Pis yalancı" demek gibi bir şeydir...
Sivas'ta 38 aydını yakan gericiler üzerinden bütün Müslümanları suçlamanın yanlış olduğunu söylüyordu…

Ama…

Birkaç dakika sonra, kendi yaşamadığı ancak dinlediği bir olayı anlatıyordu…

Neymiş?..

Üsküdar'da bazı Gezicilerin (Alınlarında "Gezici" yazıyormuş gibi) sadece başı örtülü olduğu için bir genç kızı dövdüklerini iddia ediyordu...
Ama...
Başları örtülü yüzlerce genç kızımızın Gezi Parkı'nda olduklarını…

İhsan Eliaçık gibi bir Müslüman Antikapitalist'in Gezi Parkı'nda arkadaşlarıyla birlikte namaz kıldığını…

Ve bu arada…

"Komünist Geziciler" tarafından korunduğunu görmezden geliyordu...
Henüz çok genç...
Ağzı iyi lâf yapıyor...
Belli ki kendi kültüründe iyi eğitim almış...
Ama…

Bütün olaylara tek pencere açıp baktıktan...
Panoramik zekâsı olmadıktan sonra neye yarar?..
Cemile Bayraktar işte bu tutarsızlıkları ve çifte standart gösterileriyle kaybetti...