Cemaat mağduru Akif Beki: Gazetecileri cezalandırın radyo ve TVleri değil
Akif Beki, "Suç varsa o suça karıştığı tespit edilen gazeteciler cezalandırılsın. Çalıştıkları radyolar, TV'ler, tüzel kişilikler değil" dedi.
Hürriyet yazarı Akif Beki, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Gülen cemaatine yakın medya kuruluşlarının yayınlarının engellenmesine yönelik talebine ilişkin olarak, "Suç varsa o suça karıştığı tespit edilen gazeteciler cezalandırılsın. Çalıştıkları radyolar, TV'ler, tüzel kişilikler değil" dedi.
Başsavcılığın talebine karşı çıktığını söyleyen Akif Beki, gerekçesine şu örneği gösterdi:
"AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, siyasi partilerin kapatılması hakkındaki görüşleri malum. Şöyle diyorlardı: Suç varsa, suçu işleyen siyasiler cezalandırılsın, mensup oldukları partiler değil. Parti kapatmak, şahısların eylemlerinden dolayı kurumları cezalandırmaktır."
Beki'nin Hürriyet'te "Suç şahsiydi şahsi kalmalı" başlığıyla yayımlanan (20 Mayıs 2015) yazısından bazı bölümler şöyle:
SIRRI HALA ÇÖZÜLEMEYEN REYTİNG OPERASYONU
Sırrı hâlâ çözülemeyen olaylardandır AGB operasyonu.
Reyting ölçümleme sistemine polis ve savcı marifetiyle
müdahale edilmişti. Hanefi Avcı'nın son kitabında, arka planıyla
ilgili önceden duyulmamış bazı ayrıntılar yer alıyor.
TV dünyasının rant dağıtım düzeni, hem de hiç üstüne vazife
değilken, polis eliyle değiştirildi. Orada nasıl bir katakulli
döndü? Sistem kimin lehine yeniden dizayn edildi?
Kime ne çıkar sağlandı? TV'lerin izlenme sıralamasıyla reklam
pastasının paylaşımı bundan nasıl etkilendi? Reyting
rantının kaymağını o gün bugündür Cemaat medyası mı yiyor?
Hâlâ muammadır...
ROLÜ OLAN HERKESTEN ŞİKAYETÇİ OLAN BİR PARALEL YAPI MAĞDURUYUM
Düzmece suçlamalarla, kanuni hilelerle, sahte isim
altında telefonu dinlenmiş... Yasadışı ses kaydı, trol
hoparlörlerinden bangır bangır yayınlanmış... Yasadışı dinlemeler
soruşturmasında müşteki olarak ifadesine başvurulmuş ve rolü olan
herkesten bilaistisna şikâyetçi olmuş bir Paralel Yapı
mağduruyum.
Mağduriyetimin cabası da var. Belden aşağı iftira, yıldırma ve
itibarsızlaştırma kampanyalarına da bolca maruz kaldım. Çoluk
çocuğuma dek bulaştılar. Görmediğim şirretlik ve melaneti bunlardan
gördüm. Uğramadığım tehdit, kara çalma ve saldırılara bu yapıdan
uğradım.
17 Aralık'tan sonra... Yargıdaki hâkimiyetleri daha
sürerken, güç ve kuvvetleri hâlâ yerindeyken Gülen tarafından da,
savcı ve polisler tarafından da mahkemelere verildim. Yılmadım,
sinmedim, pısmadım...
İktidar henüz kumpasa tam uyanmadan, 'Eyvah
aldandık' feryatları basmadan önce başladı benim bu
yapıyla imtihanım ve mücadelem. Çünkü ben nispeten erken
uyananlardandım.
KAVGA HAKLI OLABİLİR AMA KAZANMA YÖNTEMİ DE TEMİZ OLMALI
Kavganın bile bir ahlakı olur. Hiçbir kural ve sınır
tanımadıklarını fark ettiğimde anladım ketenpereye
getirildiğimizi. Şer dedikleri çetelerin kirli, karanlık
araç ve yöntemlerini birebir taklit ediyorlardı. Hatta daha
beterini ve çok daha acımasızca...
Hâlâ aynı yerden bakıyorum...
Paralel Yapı'yla mücadele, sonuna kadar haklı ve bu ülkenin
selameti için mutlaka başarılması gereken bir mücadeledir. Ama
doğru araç ve yöntemlerle.
Yanlış araçlarla doğru amaca hizmet edilmez...
Şerrin yöntemleriyle hayra ulaşılmaz...
Rövanşizmle adalet tesis edilemez...
Kavgan haklı olabilir. Ama yetmez. Kazanma yöntemlerin de temiz ve
haklı olmak zorunda.
Nasıl kazandığın, kazanıp kazanmadığından çok daha önemli
çünkü.
Cemaat de bundan kaybetmedi mi?
* * *
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, devletin uydularını
işleten Türksat'a başvurmuş. 'Devletin uydularını kullanarak
Paralel Yapı propagandası yapan' yayın organlarının yayınlarının
durdurulmasını istiyor.
AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, siyasi partilerin
kapatılması hakkındaki görüşleri malum.
Şöyle diyorlardı: Suç varsa, suçu işleyen siyasiler
cezalandırılsın, mensup oldukları partiler değil. Parti kapatmak,
şahısların eylemlerinden dolayı kurumları
cezalandırmaktır.
Ben de aynı gerekçeyle başsavcılığın talebine karşı çıkıyorum. Suç
varsa o suça karıştığı tespit edilen gazeteciler cezalandırılsın.
Çalıştıkları radyolar, TV'ler, tüzel kişilikler değil.
Paralel Yapı'nın medya ayağına el atılacaksa buyurun size
cillop gibi AGB dosyası. Açın kapağını, katakulliyi çözün,
hukuksuzluğu bitirin, haksız rekabet koşullarını sona erdirin...
Gerisi kendiliğinden gelir.