Cem Mansur'u Fazıl Say'dan ayıran önemli hasleti ne?.
Cem Mansur önce bireyin geliştirilmesi gerektiğine inanan (aslında güzel bir liberal düşünce) bir müzik insanı…
ADNAN BERK
OKAN
“Müzik dünyadan kaçmak için değil dünyayı anlamak için bir
araçtır”…
Kim diyor bunu?..
Dünyanın en saygın ve değerli orkestra şeflerinden biri olan
Cem Mansur söylüyor…
“Kaçıp gitmek” isteyen kimileri için yazıp
yazmadığı konusunda bir fikrim yok ama katıldığım bir tespit olduğu
için yazıma Mansur’un o sözüyle başladım.
Tabi sadece bu kadar değil…
Cem Mansur sadece büyük müzik
insanı değil aynı zamanda “büyük insan”
özelliklerine de sahip…
Dün akşamüzeri Balçiçek İlter’in konuğuydu
HaberTürk TV’de…
Gazeteciliğini de televizyonculuğunu da çok beğenip takdir ettiğim
Balçiçek de genelde düşülen bir algı hatasına
düşüp; Klâsik Batı Müziği’nin
“anlaşılamaması” gibi bir sorun yaşandığını
hatırlatarak sormak istedi sualini…
Öyle güzel cevap verdi ki Mansur:
“Müzik hissedilir”…
Evet efendim aynen öyledir…
Mütevazı bir eski müzisyen ama eskimeyen bir müziksever olarak
“anlamıyorlar efenim” söylemine her zaman
“ifrit” oldum…
Yahu müzik henüz ortaya çıkarılmamış bir lisan
değil ki…
Müzik evrensel bir lisan…
Yarım sesleri de sayarsak 12 harfi olan bir
evrensel lisan…
En önemli özelliği ise bu 12 harften oluşan müziği
anlamak gerekmediği…
Hissederseniz, hissedebilirseniz zaten anlamış
olursunuz…
Müziğin “anlamak” değil,
“hissetmek” üzerine bina edildiğini bilirseniz de
zaten “anlamıyorlar efenim” sıradanlığına
düşmezsiniz…
Cem Mansur Fazıl Say'ın toplumcu görüşünün
aksine önce bireyin geliştirilmesi
gerektiğine inanan (aslında güzel bir liberal düşünce) bir müzik
insanı…
Bireyi geliştirmenin yolunun ise ona müziği öğretmekten geçtiğine
inanıyor…
Ve bireyin gelişmesinin aileyi, ailenin gelişmesinin mahalleyi,
mahallenin gelişmesinin şehri, şehrin gelişmesinin ise ülkeyi
geliştireceğini hatırlatıyor…
Ve tabii noktasına, virgülüne kadar her şeyiyle katıldığım bir
tespit…
Müziğin şiddeti nasıl önlediğini somut örnekleriyle anlatıyor
Mansur…
Ve bence Fazıl Say’da olmayan ama sadece
müzisyenlerde, sanatçılarda değil herkeste olması gereken çok
önemli bir özelliğe dikkat çekiyor:
Müziği farklı hissedişlere saygı…
Yani;
türü ne olursa olsun eğer birey neyi hissediyorsa onun dinlemiş
olmasının normalliğine ve o zevkin aşağılanmaması gerektiğine…
Aksini düşünenlerin “küstah” olduklarını da açık
yüreklilikle söylüyor…
İsim vermiyor ama anlıyorsunuz ki adres Fazıl
Say…
O noktada da Mansur’la
kesişiyoruz…
Fazıl Say’ın büyük müzik insanı
olmasının aynı zamanda “büyük insan olduğunu da
gösterdiği” tezine inananlarla ters düşüyoruz yani…
Cem Mansur "Alçak gönüllü" olmakla
"alçak" olmayı karıştıranlara ders veren
"sıfır kibir" bir müzik insanı...
Cem Mansur, müzik insanı ile büyük insanın aynı
bedende olabileceğinin en somut örneklerinden...
Fazıl Say ise, büyük müzisyen olabilmek
için insan olmaya bile gerek olmadığının kanıtı...
Hâsılı…
Cem Mansur’un müziğin bireyselliğine ilişkin
görüşleriyle kişisel görüşlerimin örtüştüğünü anlatabilmek için
yazdım bunca satırı…
Müziğin anlaşılabilir değil hissedilebilir olduğu konusunda ortak
akla sahip olduğumuzu hatırlatabilmek için…
Müzik için “anlamıyorlar efenim” küçümseme ifadesi
müptelâlarının aslında hiçbir şeyden anlamadıklarına dikkat çekmek
istedim…
adnanberkokan@gmail.com