Cem Küçük'tan bomba iddia: Şaşırmayın! Onlar da Şirin Payzın gibi...
Türkiye yazarı Cem Küçük, Şirin Payzın'ın 22 Mart'ta istifa etmesi gerektiğini fakat bunu yapmadığını, hep pollyannacılık oynadığını söyledi.
Türkiye yazarı Cem Küçük, yine dikkat çeken iddiaları köşesinde sıraladı. Şirin Payzın'ın CNN Türk'le yollarını ayırmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Küçük, " Diyeceksiniz ki 17-25 Aralık darbe teşebbüsü sürecinde FETÖ’yü ve 7 Haziran öncesi ve sonrası süreçte de PKK’yı sadece Payzın mı destekledi? Haklısınız, dönemin Doğan Medyası’nın nerdeyse tüm önde gelen isimleri önce FETÖ sonra PKK’yı destekledi. Fakat onların yırttığına dair bir kanun mu var? Hepsinin önümüzdeki süreçte tıpkı Şirin Payzın gibi anaakım medyadan uzaklaşmak suretiyle bedel ödeyeceğine eminim. Çünkü rüzgârın bir esişi ve suyun bir akışı vardır. O süreç başladı mı, durdurulamaz ve önüne geçilemez. Hayatın kanunu bu." dedi.
Çok yakın zamanda o cepheden Payzın gibi görevden uzaklaştırma haberleri gelebilir iddiasında bulunan yazar, "Bazı kişi ya da belki kişiler köşelerini, programlarını kaybederse hiç şaşırmayın." dedi.
Medyada suyun akışı
ve rüzgârın esişi durdurulamaz
Demirören Medya Grubu, HDP
sempatizanı olduğundan emin olduğumuz Şirin Payzın’ın görevine son
verdi. Medyamız için doğrusu oldu. Niye diyeceksiniz? Payzın gibi
17-25 Aralık sürecinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve AK Parti’yi
devirsin diye FETÖ’yü ve 7 Haziran sürecinde PKK terör örgütünün
siyasi kolunu destekleyen bir ismin anaakım ekranlarda olmaması
gerektiğini hep ifade ettim.
Çünkü bu durum Batı standartlarına da aykırıdır. 22 Mart devrimi
olduğundan itibaren bunu hep yazdım. Diyeceksiniz ki 17-25 Aralık
darbe teşebbüsü sürecinde FETÖ’yü ve 7 Haziran öncesi ve sonrası
süreçte de PKK’yı sadece Payzın mı destekledi? Haklısınız, dönemin
Doğan Medyası’nın nerdeyse tüm önde gelen isimleri önce FETÖ sonra
PKK’yı destekledi. Fakat onların yırttığına dair bir kanun mu var?
Hepsinin önümüzdeki süreçte tıpkı Şirin Payzın gibi anaakım
medyadan uzaklaşmak suretiyle bedel ödeyeceğine eminim. Çünkü
rüzgârın bir esişi ve suyun bir akışı vardır. O süreç başladı mı,
durdurulamaz ve önüne geçilemez. Hayatın kanunu bu.
Aslında Şirin Payzın 22 Mart günü istifa etmeliydi. Ama yapmadı.
Hayat böyle geçer, ben de programlarıma devam ederim sandı. Fena
hâlde yanıldı. Zaten bu eski Türk medyası kalıntılarının en büyük
eksikliği süreci ve yeni Türkiye’yi okuyamamak. Ayrıca çok yakında
o cepheden tıpkı Payzın gibi yeni görevden uzaklaştırma haberleri
gelebilir. Bazı kişi ya da belki kişiler köşelerini, programlarını
kaybederse hiç şaşırmayın.
Tüm bu tablo ortadayken, rüzgâr afil afil eski Türkiye aleyhine
eserken Şirin Payzın ise hep Demirören Grubu’nda kalıcı olacağına
dair uydurma haberler yaptırdı. Hep pollyannacılık oynadı. Oysa
yine ve tekrar ifade ediyorum ki, suyun bir akışı ve rüzgârın bir
esişi vardır. Bu sürecin durdurulamaz olduğunu hep söyledim.
Elbette pollyannacılık oynayan sadece Şirin Payzın değildi.
Başkaları da hep böyle uydurma haberler yaptırdılar, güleç resimler
çektirdiler. Sanki her şey harika gibi takıldılar.
Ben 24 Haziran öncesi Payzın yeni sezonda olmayacak diye
yazdığımda, “Şirin Payzın sadece izne çıktı, yeni sezonda kesin
olacak” diye tuhaf tuhaf haberler yaptırdı kendisi. Peki ne
değişti? Deprem olmayacak diye haber yaptırınca deprem olmuyor mu?
Aslında medya dünyasında zekânın da sonuna geldik galiba. Bakın en
son 20 Ağustos 2018’de bu köşede yazdığıma bakın. Orada olmuş,
olmakta olan ve olacak tüm tabloyu özetliyorum. Gerisi boş
laftır:
“Yeni sezonda yepyeni ve genç yüzler CNN Türk’te moderatörlük
yapacaktır. İşte bakın bu yaz sezonunda da bu genç moderatörler çok
başarılı oldular. Bu gençlerin başarısı aynı zamanda Bora
Bayraktar’ın başarısıdır. Bu gençlerin önünü açmaya devam
edilmelidir.
....Bu yüzler insanlarımıza PKK’nın siyasi koluna 2015 yılında
verilen fanatik desteği hatırlatmaktadır. 2014 yılında FETÖ’ye
verilen aşırı desteği hatırlatmaktadır... Bunlar çok taze olaylar.
Her görüş Türkiye’de özgür olmalıdır ama FETÖ ve PKK’ya destek asla
özgürlük kapsamında değildir. İşte o sebeple bu isimlerin ekrandan
tasfiyesi hukuken de bir mecburiyettir.
Bu eski Türkiye kalıntıları ne yaparsa yapsınlar 2018-19 sezonu
asla geçmişe benzer olmayacaktır. Eski Türkiye zihniyetindeki tüm
yazarlar her türlü ana akım medyadan zaman içinde tasfiye
edilecektir...”
Bu arada devletimizin çok hassas olduğu Rahip Brunson olayı
hakkında maklube üzerinden alaya alıcı yazılar yazmak kimsenin
gözünden kaçmıyor. “Meğer beni Allah korumuş, olay Amerikan
Senatosuna kadar gitmiş” diye yazıp Brunson olayını basite
indirgemek de kimsenin haddine değil.
Amerikan senatosunu çok önemliymiş gibi gösterip maklube üzerinden
Brunson olayıyla dalga geçerek Türk yargısını hafife alanlar
yazdıklarını bir daha okusunlar. Ne demek istediğimi
anlayacaklardır.