Cem Küçük kazandı...
Hukukun, Terim'in geçmiş başarılarından daha üstün olduğunu anlatan Cem Küçük günün kazananı seçilmeyi haketti.
Pek çok atasözü ve özlü söz tıpkı laboratuvarlarda yapılan
deneylerden sonra bulunmuş kimya formülleri gibidir. Yani
mutlaktır...
Yani kesindir...
*
Bu özlü sözlerden biri şöyle der:
"Güç yozlaştırır, aşırı güç mutlak yozlaştırır."...
*
Aşırı güç Fatih Terim'i de mutlak
yozlaştırdı.
Aksi olsaydı...
Yani Terim sahibi olduğu
gücü istismar etmeseydi, akil dostlarının uyarılarını
dinler Alaçatı'da mekan basmazdı...
*
Terim'in kovulmasına sebep olan bu yozlaşmayı en net anlatan
ve hukukun, Terim'in geçmiş başarılarından daha üstün olduğunu
anlatan Cem Küçük günün
kazananı seçilmeyi haketti.
Fatih Terim ve DEVLET
Fatih Terim'in damatlarıyla beraber Alaçatı'da mekân
basmasının TCK'ya göre bir suç ve alenen skandal olduğundan
hareketle "Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir ve bunu
herkes öğrenecek, yeter artık" diye yazmıştım. Yazdıklarım yine her
zaman olduğu gibi hayata geçti. Bu topraklarda büyük harfle bir
DEVLET kavramı şükür ki hâlâ vardır ve sanırım Fatih Terim de bu
olayla beraber büyük harfle DEVLET olgusunun ne olduğunu
öğrenmiştir ve daha da öğrenecektir.
Büyük harfle DEVLET asla kendi itibarını zedeleyecek
çeteleşme ve mafyalaşmaya izin vermez. Türk tarihine bakıldığında
mensupları kim olursa olsun her türlü mafya çetesinin ve suç
örgütünün muhakkak bedelini ödediği görülecektir. Anayasal sistemin
içine sızmış çeteler ve mafyalar için de bu söylediklerim
geçerlidir. Bir dönem olur ve o konjonktürde o mafyalar ve çeteler
kendini dokunulmaz sanır ama bir süre sonra o kriminal tiplere
büyük harfle olan DEVLET aklı haddini bildirir. Adalet DEVLETimizin
temelidir. Milletimizin vicdanında o yüzden hâlâ DEVLET kavramının
kutsal bir anlamı vardır.
Fatih Terim olayında da büyük harfle DEVLET kavramı
devreye girmiş, adaleti tesis etme sürecini başlatmıştır ve bu
süreç daha da sürecektir. Milletimizin vicdanında açılan yaraya
merhem sürülmüştür. Hiç kimsenin dokunulmaz olmadığı görülmüştür.
Fatih Terim'in görevinden ayrıldığı ya da istifa ettiği sözleri
bütünüyle yalandır. Bilakis Fatih Terim çok açıkça kovulmuştur. Bu
bir DEVLET kararıdır. Terim'in damatlarıyla beraber mekân basmasını
millet vicdanı kabul etmemiş ve DEVLET aklı da gereğini
yapmıştır.
Şimdi sıra büyük harfle HUKUK olgusunun gereğini
yapmasına gelmiştir. Mekânı basılan kebapçı Selahattin Aydoğdu gece
yarısı gözaltına alınırken hâlâ ve hâlâ Fatih Terim ve damatları bu
mekân baskını ile ilgili soruşturma kapsamında savcılarımıza
ifadeye bile gitmemiştir. Bu çok açık adaletsizliktir. Fakat
milletimiz müsterih olsun. Adaletin tesis edilme süreci
başlamıştır. Hiç kimse bu topraklarda DEVLET olgusuna meydan
okuyamayacağını görmüştür.
Bütün bu skandallara rağmen korkak Türk spor medyası
hâlâ Terim'i savunan ve kayıran haberlere devam ediyor. Ey spor
gazetecileri cesurlar bir kere, korkaklar her gün ölür. İçinizden
şu Fatih Terim korkusunu atın yahu. Millet nezdinde iki gram
itibarınız kalmadı. Mehmet Demirkol bile ürkek ürkek konuşmaya ve
Terim'in istifa ettiğini söylemeye devam ediyor. Bu nasıl istifa
Mehmet Demirkol? İstifa eden adam 1 TL bile milletten talep etmez.
Oysa Terim'e 3,5 milyon avro tazminat ödenecek. Olacak iş değil bu.
Bakın bu 3,5 milyon avro yani yaklaşık 14 trilyon lira bu milletin
parasıdır. Herhangi bir kulübün parası değildir. Bu para da tüyü
bitmemiş yetimin hakkı da vardır. Ayrıca böyle bir mekân baskını
skandalından sonra TFF'nin karşı tarafın bariz kusuru nedeniyle
sözleşmeyi tazminatsız feshetme yetkisi de vardır. Yeniden ifade
ediyorum, bu 14 trilyonun yok yere milletin kasasından alınması da
bu halkın vicdanında büyük yara açacaktır.
Fatih Terim ayrıca Rüştü'nün yazılarını kendi
yazmadığını ve başkasının yazdığını, Rüştü'nün kukla olduğunu
açıkça iddia ediyor. Bu iddialar ispatlanmazsa bu çok açık iftira
suçudur. Ama Rüştü'ye yüklenirken bu arada yeminli Tayyip Erdoğan
düşmanı Hürriyet gazetesine "amiral gemisi" diyor. Daha düne kadar
"Fatih Terim'i Erdoğan ve AK Parti koruyor" diyenler bu yalanını
geri almak zorunda. Hiç kimse liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ı
Terim bahanesiyle yıpratamaz. Elbette hükûmete yakın yazarların da
Terim'e daha net dille yüklenmesi gerekirdi. Adil olmak gerekirse
onların çoğunluğu da eyyam yaptılar. Her zaman olduğu gibi hiçbir
işlev görmeyen, küçük bir kuşu bile ürkütmeyen etkisiz "CHP de CHP,
Kemal de Kemal" yazılarına devam ettiler.