Cem Küçük: Boğaziçi Dayanışma Grubu'nu FETÖ'mü yönetiyor?
Türkiye Gazetesi Yazarı Cem Küçük, 'Boğaziçi Üniversitesi' olayları ile ilgili uyarıda bulundu. Küçük, Çok dikkatli olmak lazım. Boğaziçi Dayanışması’nın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a yazdığı mektup buram buram FETÖ kokuyor. Argümanların hepsi FETÖ ağzıyla yazılmış. TSK içerisinde FETÖ temizlenmeye devam ediyor ama akademi ve sivil toplum ayağının yavaş gittiği muhakkak'' dedi.
Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük, gündemde yerini korumaya devam eden Boğaziçi Üniversitesi olayları ile ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Küçük, 'Boğaziçi Dayanışma Grubu'nu FETÖ'mü yönetiyor?' başlığı ile ele aldığı yazıda bir uyarıda bulunuyor. Küçük yazısında, Çok dikkatli olmak lazım. Boğaziçi Dayanışması’nın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a yazdığı mektup buram buram FETÖ kokuyor. Argümanların hepsi FETÖ ağzıyla yazılmış. TSK içerisinde FETÖ temizlenmeye devam ediyor ama akademi ve sivil toplum ayağının yavaş gittiği muhakkak'' dedi.
Cem Küçük, bunun yanı sıra akademideki FETÖ temizliğinin çok az olduğunu belirterek, ''bin akademisyenden sadece 5 bin (bunların bir kısmı idari personel) FETÖ’cü sizce de az değil mi? Bence az. En çok yatırımı eğitim ve orduya yapmış bir terör örgütünün özellikle akademideki varlığına dikkat etmek lazım'' diyerek gözardı edilmemesi gereken bir konuyu da ele aldı.
İşte o yazı...
Gezi olaylarını hatırlarsınız. Seçilmiş meşru hükûmeti sokak
olaylarıyla devirmek için kurulmuş bir tezgâhtı. Hükûmet ve o zaman
Başbakan olan Tayyip Erdoğan bunun farkındaydı.
Gene de talepleri dinledi hükûmet. Fakat heyhat
karşımıza, “Üçüncü Köprü’den vazgeçin, Yeni Havalimanı’nı
yaptırmayın, mega projeleri boşverin” istekleriyle geldiler.
Ağaç kesmeyin demekle 3. köprüyü yapmayın demenin ne ilişkisi
vardı. Anlamak mümkün değildi!..
Şimdi de Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör
istemiyoruz, diyerek işe koyulanlar başka hedeflerle yola
devam etme niyetindeler. Ama bu niyetin amacı ne belli değil.
Öğrenci ve akademisyenlerin “Melih Bulu’yu
istemiyoruz" demesi belki bir yere kadar tamam anlaşılabilir.
Ama teröristler işe karışınca, “Katil Polis” diyenlerin
sayısı artınca, “Kâbe-i Muazzama”ya saldırılınca işin rengi
değişir...
Sürekli olarak ortamı geriyorsunuz diyerek kutuplaşmadan
şikâyet edenler Melih Bulu’nun
Boğaziçi’ne kayyum atanmasını tüm üniversite ve ülkeye
yayma derdindeler. Yunanistan, Belçika gibi ülkelerde
bile “kayyum rektör istemiyoruz” gibi abuk subuk
protestolar başladı. Bu ülkelerdeki vatandaşlar bizdeki bir
üniversiteye rektör atanmasından niye rahatsız olurlar ki?
Boğaziçi Dayanışma diye bir grup varmış. Ee, bunlar Erdoğan’a
mektup yazmışlar. “Melih Bulu’yu istemiyoruz” diyecekler
diye beklerken meğer bu arkadaşların başka istekleri
varmış. “HDP Genel Başkanını hukuksuz bir şekilde
hapishanede tutuyorsunuz. Gazetecileri de
sendikacıları da..” Katil ve terörist Demirtaş’ı bırakın
diye kim der. PKK’lılar ve FETÖ’cüler!.. Demirtaş’la
Boğaziçi rektörü arasında nasıl bir ilişki var anlamak mümkün
değil.
Boğaziçi Dayanışması hızını alamamış, devam etmiş: “Hrant Dink
katledildiğinde istifa ederdiniz! Soma'da 301 madenci
katledildiğinde istifa ederdiniz! Roboski'de 34 Kürt öldürüldüğünde
istifa ederdiniz! Çorlu'daki tren kazasından sonra istifa
ederdiniz! Başta KHK'lar olmak üzere, işsiz bıraktığınız ya da iş
bulamayan binlerce yurttaşın geçim derdini görüp istifa
ederdiniz!”