Cem Küçük: 24 Haziran siyaset devriminin medyaya yansımaları
Türkiye yazarı Cem Küçük, bugünkü yazısında 24 Haziran siyaset devrimi ile beraber ana akım medyada artık Eski Türkiye medya kalıntılarının kalamayacağına bir kez daha vurgu yaptı.
Cem Küçük, bugün gibi bomba gibi bir iddiada bulundu. Demirören Ailesi'nin Hürriyet grubunu satın almasının devrimsel bir değişim olduğunu söyleyen Küçük, bir geçiş süreci yaşandığını önümüzdeki 3 ay içinde eski Türkiye kalıntısı kimsenin orada kalmayacağını söyledi.
Hürriyet gazetesi içinden Demirören Ailesi’nin yapmak istediği reformlara bir direncin var olduğuna dikkat çeken Küçük, "Eğer bu Eski Türkiye direnci devam ederse tıpkı Turgay Ciner gibi Demirören Ailesi de gazeteyi kapatma ve dijitale geçme kararı alırsa kimse şaşırmasın, çünkü bu hantal yapısıyla Hürriyet gazetesi de basılı hâliyle şu an zarar etmektedir." ifadelerini kullandı.
İşte Cem Küçük'ün yazsından bir bölüm
Ciner Medya grubunun Habertürk gazetesi birimi artık yazılı
olarak çıkmama kararı aldı. Bu gelişmeye üzüldüm ama sanırım artık
yapacak bir şey yok. Tüm Habertürk gazetesi yazarlarına ve
muhabirlerine geçmiş olsun diyorum. Belki böylesi daha hayırlı olur
diye düşünmek gerekir. Her şerde bir hayır vardır.
Aslında 4 Temmuz 2018 Habertürk gazetesinin kapanması olayını 22
Mart 2018 medya devriminin devamı olarak görmek gerekir. Bu olay da
bu büyük medya devrimi içinde bir alt devrimdir. Ben bu sütunlarda
Aydın Doğan’ın medyadan tasfiye edildiği 22 Mart 2018 medya
devriminin başka gruplara da yansıyacağını birkaç defa ifade
etmiştim. O zaman bu sözümün önemi anlaşılmamıştı, ama şimdi
sanırım herkes demek istediklerimi anladı. Ciner grubu da 22 Mart
devrimi sonrası süreçte gereken önlemleri alsaydı bu gazete
kapanmayabilirdi ama artık çok geç.
24 Haziran siyaset devrimi ile beraber ana akım medyada asla artık
Eski Türkiye medya kalıntılarının kalamayacağını hep yazdım.
Türkiye’de medya kurumu artık tamamen dönüşecektir. Bunun
başlangıcı da 22 Mart 2018 medya devrimidir. Yerli ve millî bir
aile olan Demirören Ailesi’nin Hürriyet grubunu satın alması
devrimsel bir değişimdir. Elbette şu an bir geçiş süreci yaşanıyor
ve önümüzdeki 3 ay içinde bir tane bile Eski Türkiye kalıntısı tip
orada kalamayacaktır. Çünkü Türk milletinin çoğunluğu Eski Türkiye
kafasının ana akım medyada olmasını istemiyor. Şu an hem Hürriyet
hem CNN Türk cephesinde kimi Eski Türkiye elemanlarından direnç
gelmeye devam ediyor. Bu Eski Türkiye kalıntılarına tavsiyem, en
hoşgörülü tavrı istismar etmemeleri gerektiğidir. Yok “Biz topluca
ayrılırız”, yok “Şirin Payzın gidemez” gibi yalandan numaraları
kimse yemez.
HDP destekçisi Şirin Payzın’ın ekranlara çıkması tam bir
skandaldır. Bu ülkenin ana akım ekranında Payzın gibi bir HDP
militanı olamaz. Buna kimse izin vermez. Demirören Ailesi’nin CNN
Türk’ün yeni sezonunda Eski Türkiye’den kalma hiçbir isim olmayacak
kararı kesindir. Ayrıca Hürriyet gazetesi içinden de Demirören
Ailesi’nin yapmak istediği reformlara bir direnç vardır. Eğer bu
Eski Türkiye direnci devam ederse tıpkı Turgay Ciner gibi Demirören
Ailesi de gazeteyi kapatma ve dijitale geçme kararı alırsa kimse
şaşırmasın, çünkü bu hantal yapısıyla Hürriyet gazetesi de basılı
hâliyle şu an zarar etmektedir.
Biliyorsunuz 22 Mart’tan beri ne yazdıysam medyada da o doğru
çıkmıştır. Sayın Demirören Ailesi’nin bir kararı da şu: Eğer bir
Demirören çalışanı Twitter ya da diğer TV kanallarında militanlık
yapıyorsa ona da izin verilmeyecek ve öyle kişilerle yollar
ayrılacak...