Çekirge o gençleri neden yazamadı?

Fatih Çekirge, bugünkü yazısında gazetesinde ne kadar özgür olduğunu kaleme aldı ama bir grup gencin kimliğini yazamadı.

GAZETECİLER.COM Hürriyet'in internet sitesi Yayın Yönetmeni Fatih Çekirge bugün ilginç bir yazı yazdı. "Bir kuşağın ölümü" başlıklı yazısında, gazetesinde ne kadar özgür olduğunu kaleme aldı ve bir grup sosyalist gencin kendisi için ortaya attığı iddiayı yalanlamaya çalıştı. 

Ancak yazıyı okuyunca  gençlerin iddia ettiği şeyi cidden yazamadığı görülüyor.

İşte Çekirge'nin "inanılmaz bir özgürlükle" yazıyorum dediği bugünkü köşe yazısı:


BİR yakınımın kızı bir sol partinin merkezine gidiyor.
Orada gençlerle sohbet var.
Bir ara konu benden açılıyor.
Bir genç sosyalist şöyle diyor:
"Fatih Çekirge bizi yazamaz. Yazarsa işinden olur..."
Bu söz beni çok etkiledi...
Acaba neden böyle düşünür o solcu ya da sosyalist genç?
Nedir onda bu yaratan?
Oysa ben Hürriyet Gazetesi'nde inanılmaz bir özgürlükle yazıyorum...
Örneğin hurriyet.com.tr'de inanılmaz bir özgürlük var. Hakaret olmadığı sürece dileyen dilediği yorumu yapabiliyor...
Peki nereden geliyor bu bakış?
Bende bir cevap var... Bakalım sizce doğru mu?
Bu eylül ayında oylayacağımız 12 Eylül 1980 sonrası bizim kuşağın üzerinden öyle bir silindir geçti ki;
Evler basıldı. Elinde Nâzım Hikmet kitabı olanlar aylarca hapiste yattı. İşkence gördü... Elinde sosyalist bir yayın olan herkes tutuklandı.
Örneğin sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti... Tiyatrolar kapatılmıştı. Sinema için "sansür heyeti" vardı. Sansüre uğrayan film dışarıda ödül alıyordu...
Üniversiteler bastırılmış, dernekler, sendikalar, yayınlar susturulmuştu...
İşte böylece, bir kuşak donduruldu... Bir kuşak sürgün edildi.
Neredeyse bir sonraki kuşakla bir önceki kuşak arasına "zifiri bir uçurum" yerleştirildi... Örneğin şimdi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde töreni yapılacak olan TİP Genel Başkanı Behice Boran yıllarca hapiste yattı.
Daha kimler mi?
Yalnızca Nâzım Hikmet mi? Çelenk'ler, Aybar'lar, Öz'ler...
Bugün adına ödüller verilen, itibarı iade edilen kim varsa o zaman hapis yattı işkence gördü...
Sol ya da sosyalist muhalefeti olmayan bir siyaset üretildi...
İşte şimdi bunun acısı çekiliyor...
Halkın muhalefetinin olmadığı bir iktidar ilişkisinin kendisini tekrar ettiği bir acıdır bu... Çünkü siyasi hareketler, siyasi bürokrasiye dönüşmüştür artık...
İçinde halk yoktur.
Yenilen, seçim kaybeden gitmez...
Çünkü artık, siyasi parti yöneticisi kendisini bir devlet dairesindeki müdür gibi algılamaya başlamıştır.
Üstelik burada yaş haddi de yoktur.
Siyasetin içindeki halk hadım edilmiştir... İsyanına susturucu takılmıştır...
Budur işte kayıp kuşaklar arasındaki "zifiri uçurum"un bugünkü acısı...

Fatih Çekirge'nin bugünkü köşesinin tamamını okuyabilirsiniz.
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları