Canlı yayında 'türban' kavgası
Yiğit Bulut'un hazırlayıp sunduğu Sansürsüz'de Tufan Türenç ile Nihal Bengisu Karaca arasındaki tartışma yer yer gergin anlara sahne oldu.
GAZETECİLER.COM
Habertürk ekranlarında Yiğit Bulut'un hazırlayıp sunduğu Sansürsüz yine hararetli bir tartışmaya sahne oldu. Hürriyet yazarı Tufan Türenç, Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen, Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca ve Star yazarı Nasuhi Güngör katıldı.
Türkiye’de zurnanın
“zırt” dediği yer işte bu soru…
“O zaman neden
örtünüyorsun?”
Bu soru, bu soruyu soranlara
“o zaman sen neden bikini giyiyorsun?.. O zaman sen
neden başını örtmüyorsun?.. O zaman sen neden memelerini ona buna
gösteriyorsun?” sorularını haklı
kılar…
Çok mu karışık
oldu?..
Farkındayım ama Tufan
Türenç’in, Nihal Bengisu Karaca’ya
yönelttiği soru; bu güzelim ülkede demokrasinin neden
istenmediğinin, buna karşılık niçin askeri darbelere meraklı ve
arzulu olunduğunun kanıtıdır…
Bu ülkede zurnalar
“zırt” demeye devam ettikçe, “inanç
özgürlüğü” hayalden ibarettir…
A.B.O.
|
Gündemin hassas konularından olan 'çağdaşlaşma ve
muhafazakarlık' tartışması programda sıcak dakikalar
yaşanmasına neden oldu. Tufan Türenç ile Nihal Bengisu
Karaca arasındaki tartışma yer yer gergin anlara sahne
oldu.
TÜRENÇ VE NİHAL BENGİSU'NUN TÜRBAN KAPIŞMASI!
Tufan Türenç: Ben Türkiye'nin modern bir Atatürk
cumhuriyeti olmasını istiyorum.
Yiğit Bulut: Peki masanın sol tarafı farklı mı düşünüyor. (Masanın sol tarafında oturan Nihal Bengisu Karaca ve Nasuhi Güngör oturmakta)
Tufan Türenç: Evet, farklı düşünüyoruz, açıklamaları
öyle gösteriyor.
Nihal Bengisu Karaca: Bu cümleleri bizim ağzımızdan
duydunuz mu? "İnsanların başını örtmesi harika bir şeydir" dedim mi
ben? Buna inanırım inanmam ama dedim mi böyle bir
şey?
Tufan Türenç: O zaman neden
örtünüyorsun?
Nihal Bengisu Karaca: Başkalarına kritik teşkil edecek
bir tavrım oldu mu? İnsanları örtünmeye teşvik mi ettim mesela? Ben
sadece özgürlükleri savundum. Eğer sizin eşiniz 'Ben başım açık
olduğu için baskı gördüm' derse onun da yanında
olurum.
Tufan Türenç: Olursanız iyi o zaman. Ama o zaman bana
şunu söyleyin. 'Ben de Türkiye'nin modern bir ülke olmasını
istiyorum, ben de çağdaş bir eğitim istiyorum, din okulları
yaygınlaşmasın' deyin.
Nihal Bengisu Karaca: Neden? Siz mi belirleyeceksiniz ne
diyeceğimizi? Bu mu sizin çağdaşlığınız? Bu nasıl bir
Avrupailik?
Tufan Türenç: Bakın siz dinlemiyorsunuz. Bu bile
çağdaşca değil.
[photos]
NİHAL BENGİSU: YAZILARIMIZI BİLE OKUMADAN YARGILIYORSUNUZ!
Nihal Bengisu Karaca: Yazılarımızı filan da
okumuyorsunuz belli ki. Ama bizim hakkımızda ne düşüneceğinizi
önceden biliyorsunuz. Bu bir kere hiç çağdaş bir tutum değil,
akılcı bir tutum değil. Sonra da kalkıp 'Avrupa' diyorsunuz. Biz
insanların kimliklerini, kendini özgürce ifade etmelerini, esnek
bir sistem istiyoruz. Bu sistem Avrupa çıkışlı düşünceye de ters
düşümüyor bilakis uyuyor.
ANADOLUDA İÇKİ SATIŞI BASKI ALTINDA TARTIŞMASI
Ali Sirmen: Bu farklı düşünceler normaldir. Önemli olan
şudur: Taraflardan biri diğerini demokratik olmayan yönetmlerle
sindirmeye, baskı altına almaya çalışırsa sorun olur. Maalesef
Anadolu'da baskı var. Hepinizin tanıdığı bir gazeteci anlatıyordu.
'İstanbul'dan bir şey görmüyorsunuz. Kayseri'de bir içki almak için
dağ başına gitmek zorunda kalıyoruz' diyor.
Nasuhi Güngör: İhtiyaç mıdır bu? Nasıl bu kadar ifade
ediyoruz Ali Bey?
Nihal Bengisu Karaca: Talep olmayınca adam bakkalında
satmıyor içkiyi. Bunun baskıyla ne alakası var. İçen varsa satılır
bunu savunuyorum ama...
Ali Sirmen: Kızı şort giyen adama ev vermiyorlarsa bir
baskı vardır.
Tufan Türenç: Erzurum ve Elazığ'da kendi gözlerimle
gördüm. Şehirde içki içmek istersen bir yer bulamıyorsun. Elazığ'da
valiyle konuştum bir tek yer yok dedi. Ben istiyorum ki Türkiye bir
Fransa kadar modern olsun. Kadınları modern giyinsin. Türban,
çarşaf giyen de olur. Beni enterese etmez.