Canlı yayında meçhul öğretmen isyanı

Cüneyt Özdemir, PKK'nın kaçırdığı öğretmenlerden bazılarının ailelerini ve Urfa'da görev yapan bir öğretmeni canlı yayında söz verdi.

GAZETECİLER.COM
CNN Türk ekranların çarpıcı bir canlı yayın bağlantısına sahne oldu. Bölgeden gelen öğretmen kaçırma haberlerini mercek altına alan Cüneyt Özdemir, PKK'nın kaçırdığı öğretmenlerden bazılarının ailelerini ve Urfa'da görev yapan bir öğretmeni canlı yayında söz verdi.

'TİMSAH GÖZYAŞLARI YERİNE SORUNU ÇÖZSÜNLER!'

Diyarbakır'dan programa katılan kaçırılan öğretmenlerden birinin babası Süleyman Ürün canlı yayında isyan ederken Kürt sorununa barışçıl ve demokratik çözüm çağrısı yaptı. Hükümetin yüzde 50 oy alarak büyük bir desteğe sahip olduğunu hatırlatan Süleyman Ürün "artık bir bahaneleri kalmadı bu savaşı durdurmaları gerekir" dedi.

"Benim çocuğum gittikten sonra vatan sağolsa benim neyime yarar. Birlikte yaşama koşullarını arayalım" diye seslenen baba, "Benim çağrım Meclisedir. Benim çağrım halkadır, askeredir. Sivil toplum örgütleri, aydın, gerillalar her kesim herkes elini bu taşın altına koyup bu savaşı durdurması gerek" diye konuştu:

"O yüreğim yanıyor diyenler gelsin bir yüreğimize baksınlar. O yüreği yanan insanlar timsah gözyaşları dökeceğine gelsinler bu sorunu çözsünler. Buhün milletvekilleri de bugün aradı beni, o milletvekilleri bu sorunu çözemeyeceklerse ne yapıylarlar orada"

Oğlunun kaçırılması sonrası büyük endişe içinde olduklarını söyleyen Ürün, Kürt meselesinin büyük ölçüde Kürtçe'ye gelen yasaklardan kaynaklandığını söylerken "Ben müslümanım deyip Allah'ın verdiği bir dili yasaklamak olur mu? Kürtçe'nin önündeki engeller neden kaldırılmıyor?" diye sordu.



MEÇHUL ÖĞRETMEN BÖLGEDEKİ ÇARESİZLİKLERİNİ ANLATTI

Programa Urfa'dan telefonla katılan ve adını vermek istemeyen bir öğretmen ise bölgede görev yapan öğretmenlerin sorunlarına vurgu yaptı. Kaçırma olaylarının öğretmenlerin psikolojilerini zorladığını kaydeden genç öğretmen çalışma koşullarından şikayet etti, devletin kendilerine gereken değeri vermediğini söyledi...

Milli Eğitim Bakanlığı 'dimdik ayaktayız' diye açıklama yaptı. Durum nedir orada, gerçekten dimdik ayakta hissediyor musunuz kendinizi?

Biz elimden geleni yapıyoruz burada sonuçta. Ancak ben yıllardır bölgede çalışan bir öğretmen olarak devletin bize gereken değeri vermediğini söylemeliyim. Odun kesip sobayı yakan, 5 sınıfa birden eğitim vermeye çalışan, hademelik yapan, müdürlük de yapan aynı öğretmen. Biz gönüllü olarak çalışmaya devam edeceğiz. Ancak bu kaçırma olaylarından sonra öğretmenlerde bir tedirginlik yaşanıyor. Ev okul, okul ev şekline döndü öğretmenler, sokağa çıkmak sorun oldu...

Peki güvenliğiniz var mı devlet sizi koruyor mu?

Psikolojileri bozuldu haliyle. Sonuçta her öğretmenin başına bir polis de dikemezsiniz. Silahımız da yok, isteyen kaçırır yani. Can güvenliği falan yok... Diyorum ya öğretmene değer verilmiyor bu ülkede. Öğretmen isterse öğrencisini anarşist de yapar, vatansever biri de yapar. Ama bu öneme rağmen gereken değer verilmiyor. Ben doğu hizmetimi bitirdim mesela ama annemi hasta da olsa ziyaret edemiyorum. Bu bayrak yarışması olması gerekmez mi? Buradaki öğretmenler çok değerli aslında ama değer görmüyorlar...
Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor