Canlı yayında liderleri çekiştirdiler
Hülya Avşar dün akşam Milliyet yazarı gazeteci Ece Temelkuran'ı ağırladı. Habertürk ekranlarında yayınlanan program keyifli bir sohbet sundu izleyenlere.
GAZETECİLER.COM
Hülya Avşar dün akşam Milliyet yazarı gazeteci Ece Temelkuran'ı ağırladı. Yeni romanı 'Muz Sesleri'ni yayınlayan Temelkuran hem kitabını anlattı hem de gündemi değerlendirdi. Habertürk ekranlarında yayınlanan program keyifli bir sohbet sundu izleyenlere.
HÜLYA AVŞAR: BEN ASLINDA ÖZAL'CIYIM!
Programın girişinde daha çok siyaset konuşuldu. Avşar ve Temelkuran, Tayyip Erdoğan kritiği yaptılar. Avşar en sevdiği siyasi lideri de açıkladı.
Ece Temelkuran: Başbakan'ın o çok erkeksi, güçlü
yanlarından pek hoşlanmıyorum.
Hülya Avşar: Ama Tayyip Bey'in bir gerçekliği var.
Kasıntı değil Mesut Yılmaz gibi. Aslında ben Özal'cıyım onu
söylemeliyim. Öylesi gelmedi. Ama Tayyip Bey'in de 'One minute'
gibi tavırları oldu.
Ece Temelkuran: Ama işte mesele değil. O İsrail'den
silah alıyoruz. Oraya imza attıktan sonra çok da anlamı kalmıyor
Davos'un.
Hülya Avşar: Sence bir siyasi taktik miydi
o?
Ece Temelkuran: Hayır orada bir bir siyasi geleneğin
vicdanı var. Ama biz isterdik ki bu delikanlılık sürsün gitsin.
[photos]
MEDYA AÇILIMI BALTALADI, IRKÇILIĞI KÖRÜKLEDİ!
Temelkuran programda yaptığı medya eleştirileriyle dikkat çekerken, açılım sürecinde medyanın oynadığı rolü de değerlendirdi.
Ece Temelkuran: Aslında iyi oldu belki de. Eskiden
insanlar her şey dağda olduğu için rahat ve ilgisizdi. Şimdi iş
şehirlere de yansıdığı için o kadar ilgisi
kalamıyorlar.
Hülya Avşar: Yoo ilgisiz kalıyorlar aslında yine,
değişen bir şey yok.
Ece Temelkuran: Etiler'de falan öyledir
herhalde.
Ece Temelkuran: Sevgili dostum Sırrı Süreyya Önder'in
bir sözü var. 'Kürtler bu ülkede Başbakan olabiliyor, Cumhurbaşkanı
olabiliyor, Hülya Avşar oalbiliyor ama bir tek Kürt olamıyorlar.
Bir tek o yasak!'
Hülya Avşar: Çok güzel demiş.
Ece Temelkuran: Mesela şöyle bir söz var: 'Benim de Kürt
arkadaşlarım var. Ama onlar kötü Kürtler değil' Bu söz aslında
direk bildiğin ırkçılıktır. Ama ırkçılıktan daha kötü olan şey
ırkçı olduğunu bilmemektir. Amerika'da mesela o söz ırkçılığın en
bilinen kanıtı olarak gösterilir. 'Benim de siyah arkadaşlarım var
ama onlar ben siyahım diye ortaya çıkmıyorlar.' Aynısı şimdi
Kürtler için söyleniyor.
Hülya Avşar: Hiç bir gazetecinin yazmadığı bir konu var.
O gelen grubun sözcüsü olan genç bir çocuk vardı. (Habur ve
Kandil'den gelen grubun sözcüsünü kastediyor) Bazı mektuplar
getirdiğini açıkladı. Bütün siyasi liderlere, Başbakan'a
Cumhurbaşkanı'na hitaben mektuplar getirdiler. Ne oldu o mektuplar,
ne yazıyordu. ben çok merak ediyorum.
Ece Temelkuran: Aslında mektup olarak değil ama orada
yazanlar farklı şekilde de olsa yayınlandı. Yani bilinen şeyler
aslında.
Hülya Avşar: Ama sanki hasırlatı mı
edildi?
Ece Temelkuran: Ben o gün ordaydım. Silopi'deydim.
İzlenim yazımı yazmak için oradaydım. Ve kesinlikle aşırı, aykırı
bir slogan yoktu. İnsanlar 'benim çocuğum da gelecek mi?' diye
umutla beklediler. Aynen askere giden gençlerin anneleri, aileleri
gibi yani. Ve oldukça alt perdeden davrandılar. Sonra medya arkaya
korku müzikleri koyarak olayı verdi ve süreç buraya kadar
geldi.
Hülya Avşar: Ama o mektuplarda ne vardı. Hiç yazılmadı.
(Avşar'ın aklı hala mektupta)
Ece Temelkuran: O süreçten sonra benim okuyucularımın da bana olan tepkisi değişti. 'Sen nasıl Kürtler'i yazarsın' diye tepkiler aldım.