Candaş Tolga'nın Köşk ve Abdullah Gül izlenimleri...

Candaş Tolga Işık, Abdullah Gül ile gazetecilerin buluştuğu topalantıdan edindiği Köşk izlenimlerini köşesine taşıdı.

GAZETECİLER.COM
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ağırladığı gazeteciler arasında olan Posta yazarı Candaş Tolga Işık, Köşk izlenimlerini köşesinde okurlarıyla paylaştı.

Başta sansür iddialarına konu olan internet düzenlemesi olmak üzere gündemdeki konulara dair çarpıcı açıklamalar yapan Abdullah Gül'ün merak edilen sorulara verdiği yanıtları köşesine taşıyan Candaş Tolga, Köşk'teki toplantı için şöyle yazdı:

“İNTERNETİ YASA İLE ENGELLEYEMEZSİNİZ”
“İnternet Yasası ve sonrasındaki tartışmaları takip ettiğimde ben de
bir bilgilendirme yapma ihtiyacı hissettim” diye başladı söze Cumhurbaşkanı ve
uzun bir giriş konuşması yaptı:
“Özgürlükçü politikalara inan biriyim ben... İnternet meselesi bu özgürlük
ortamını dünyaya sağlıyor. Dünyayı şeffaf hale getiren, sınırları kaldıran internet....
Buna tedbir almak isteyen ülkeler oldu. Bir takım yasaklar kondu.
Ancak kısa süre içinde bu ülkelerde koydukları yasakları açmaya yönelik programlar geliştirildi.
En yasakçı ülkede bile bu programlar aracılığıyla internette yasağın sökmediği anlaşıldı.
Bunları gören bilen biri olarak söylüyorum: İnterneti hiçbir yasa ile engelleyemezsiniz!”

“İNTERNET YASASI’NI ONAYLADIM ÇÜNKÜ...”
Cumhurbaşkanı eleştirilmesine neden olan yasayı neden onayladığını şu sözlerle anlattı:
“Bundan önceki internet yasası yani yürürlükte olan yasa 2007’de geçti.
O zaman ben cumhurbaşkanı değildim ve o yasa Anayasa Mahkemesi’ne bile gönderilmemişti.
O yasa siteleri tamamen yasaklıyordu. Youtube filan da dahil buna...
Yine o yasaya göre bütün trafik bilgilerini servis hizmeti yapanların hepsi TİB’ vermek zorunda...
Buna hiçbir itiraz olmamış.
Üstüne üstlük özel hayatla ilgili de hiçbir tedbir söz konusu değildi. Geçen seçim döneminde skandallar, şantajlar yaşandı. Şimdi bu yasayı düzeltmek maksadıyla yeni bir yasa hazırlandı.
Bu yasada herkesi rahatsız eden bir iki nokta çıktı ortaya... Bunu ben de ifade ettim.
“1-2 problemli nokta var” dedim. Bunlardan birisi daha önceki yasada TİB başkanının
tüm trafik bilgilerini servis sağlayanlardan elde etme hakkı varken bir de buna içerik yayınlayanlar da eklenmiş oldu. Eski yasanın yanlışı düzeltilmesi gerekirken o yanlış devam ediyordu.
Hepimiz bunun farkına vardık. Hazırlanan yasadaki diğer problemli nokta da şuydu:
TİB başkanı kendi bir sayfayı kapatıp, “İtirazı olan mahkemeye gitsin” diyebiliyordu.

“İLGİLİ BAKANI ÇAĞIRDIM VE DEDİM Kİ…”
Bana gelen itirazlar bunlardı. Bunları değiştirmenin 2 yolu vardı. Birinci yol veto etmekti.
İkincisi ise “Önemli olan düzeltmektir” diyerek başka bir yol takip etmek. Ben bu yasa önüme geldiğinde şuna baktım: Bu bir torba yasa.
126 tane maddesi var. Gönül isterdi ki bu tip konular torba yasa
içinde değil de önümüze ayrı gelmiş olsa... Ama bir torba yasa içinde geldi.
Bu torba yasa içinde milyonlarca engelliyi ilgilendiren çok güzel
düzenlemeler de vardı. Bazı yaşlı insanlarla ilgili düzenlemeler vardı.
Bunu geri göndersem milyonlarca insanın beklentisi de yerine getirilmemiş olacaktı.
Bunun üzerine ilgili bakanı çağırdım. “Bu maddeler problemli maddeler, değiştirilmesi lazım.
Bunlar da ancak yeni yasayla değişir” dedim.
Onayladığım yasanın yeni bir düzeltilmesini istemem eleştiriliyor ancak benden önceki cumhurbaşkanları da bunu yapmış. Hem de defalarca. ‘Bunu imzalıyoruz ama şunları düzeltin’ demişler.
Bu maddeler Plan Bütçe Komisyonu’nda benim istediğim şekilde değiştirildi.
Bu arada Avrupa Birliği (AB) direktiflerini açıkça okuduğunuzda ‘İnternet sitesi kapatmak için kesinlikle mahkeme kararı gerekir’ de demiyor.
 “Mahkeme kararı veya çok sıkı kurallar” diyor. Bizde o kurallar maalesef suiistimal ediliyor.
O yüzden mahkeme kararı getirdik. TİB başkanının resen bir kapama yapması da mahkeme kararına bağlandı.
Düzelttirdiğimiz bir ikinci nokta ise mahkeme kararı ile bile olsa sınırsız bilgi alınması mümkün olmayacak.
Daha önce ucu açıktı: Kişinin kimliğine kadar her türlü bilgi alınabiliyordu. Şimdi bütün bunlar değiştirildi.
Genel Kurul’a indi. Salı günü görüşülecek. Genel Kurul’da tartışılacak.
Oradan geçip önüme gelmeden bir şey söyleyemem ama süreç budur.
Umut ederim, önümüzdeki hafta bu yasa çıkar ve tartışma noktalanır.

“YASALARI KÖŞK’E GELMEDEN DÜZELTİREBİLİYORUM”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kendisine yönelik “Önüne gelen  her yasayı onaylıyor”
eleştirilerine de cevap verdi:
“Her cumhurbaşkanını kendine göre usuller geliştiriyor. Ben başından beri şöyle bir yol takip ediyorum.
Yasalar Meclis’e gelir gelmez onları biz aldırırız ve hukuk büromuz detaylı bir şekilde
inceler.  Ondan sonra devreye gireriz. Önerilerimizi yaparız. Siz belki farkında bile olmuyorsunuz belki ama önüme gelen yasaların büyük bir kısmı komisyonda veya başka bir aşamada düzeltilerek benim önüme gelir.
Bazıları beni çok yasa veto etmediğim için eleştiriyor. Şu ana kadar 6 yasayı veto etmişim. Süleyman Demirel  14 yasa veto etmiş. Ahmet Necdet Sezer’in veto ettiği yasa sayısı çok daha fazla...
Benim şöyle bir imkanım var: 2002’deki ilk AK Parti hükümetini ben kurdum.
Benim kurduğum o hükümetteki bazı bakanlar hala bugün kabinenin içinde...
Dolayısıyla benim bu ilişkim Meclis’te birçok yasayı daha bana gelmeden düzelttirme imkanını veriyor.
Ben bunu çok kullandım.”

“GERÇEK ALEMDE SUÇ OLAN SANAL  ALEMDE DE SUÇTUR”
Gül internetten konu açılmışken Türkiye’de bilişim hukukuna dair
önemli bir düzenlemeye de dikkat çekti:
“Türkiye’de artık bilişim mahkemelerinin oluşması gerekiyor.
Bunu oluşturacak fiili bir düzenleme de konmuş oldu.
Bunlar çıktığında düzgün bir internet yasasına sahip olacağız.
Bu mevzular dünyanın her yerinde tartışılan konulardır.
Özgürlük sınırı nerde başlıyor, nerede bitiyor siyasi ve felsefi tartışmalardır.
Ancak tartışmasız bir şey var ki o da gerçek alemde suç olan sanal alemde de suçtur.
AB kriteri de bu şekildedir.”

“ÇIKAN OLUMSUZ HABERLERDEN DOLAYI DA BASINI SUÇLAMIYORUM”
Cumhurbaşkanı’na son dönemde özellikle yabancı gazetelerde yer alan Türkiye ile ilgili olumsuz haberleri de sorduk.
Şöyle cevap verdi:
“Hem içerde hem de dışarda basını düzenli olarak takip ediyorum.
Özellikle dış basında Le Monde’da, The Guardian’da, New York Times’da
çıkan yazıları ben önemserim.
Bunlar vaktiyle bizimle ilgili çok güzel şeyler yazmış kurumlar. Bunları takip ederim
ama algılamadan da etkilenmelerini istemem. İşin aslını bilmelerini isterim.
Böyle bir algı olduğu ortada... Bizim görevimiz bunları gidermek. Kimseyi suçlamıyorum.
Şu anki konjonktürden kaynaklanan algı ne yazık ki ortamı bu hale getiriyor.
Bu süreç içinde benimle ilgili de çok sert eleştiriler yazıldı.
Bunu bugünkü siyasetin gerginlik ve kavga ortamına veriyorum.
Maalesef siyasi geleneğimiz bu sert siyasi üslup...
Bunu aşamadık.”

TWİTTER’DA TAKİPÇİ KAYBETMEK SİZİ ÜZÜYOR MU?
Tabi herkesin merak ettiği soru Twitter’da milyonlarca insan tarafından
takip edilen Cumhurbaşkanı Gül’ün yasayı onayladıktan sonra kaybettiği
takipçileri hakkındaki hisleriydi...
-Twitter’ da takipçi kaybediyorsunuz... ‘UnfollowGül’
diye kampanya başlatıldı. Üzüldünüz mü?
-Ben kişisel bir popülarite kaygısı taşımıyorum. Cumhurbaşkanlığı gibi yüce bir makamda oturan kişi için bu makamdan daha büyük bir onur, şeref olamaz. Bu makamda oturan kişi sorumluluğunu en doğru şekilde yerine getirmenin ötesinde başka bir şekilde hareket etmez. Benim herhangi bir popülist beklentim olmadı. Bunları düşünmeden hareket ederim.

“BAYKAL VE MHP KASETLERİ ÇIKTIĞINDA HÜKÜMETE DEMİŞTİM”
Baykal ve MHP yöneticileri  önceki seçimde internet üzerinden yasadışı kasetlerle tasfiye edildiğinde kılını kıpırdatmayan hükümetin  bugün internete dair böyle bir yasa çıkarması sizce sokakta kişilik haklarını koruma, demokrasinin  gereği şekilde algılanıyor mu?
- Hayır. Öyle algılanmıyor.  Ben o dönemde de söylemiştim.
Bu kasetler çıktığında, Bugün onlara yarın size” dedim.
Ama maalesef  o dönem yapılmadı bu iş!”

HSYK YASAĞI...
Cumhurbaşkanı Gül tartışılan HSYK Yasası ile ilgili Köşk’ün yaptığı
müdahaleyi şöyle anlattı:
“Yasa, adalet komisyonuna geldiğinde hukuk danışmanlarım taslağı alıp
çalışmaya başladılar. Yasada anayasa aykırı birçok nokta gördüler. Bana
aktardılar. Ben de adalet bakanını çağırıp durumu anlattım.
‘Bunları düzeltin’ dedim. O düzeltmeleri yapacaklardı.
Bu süre zarfnda o düzeltmeleri yaptıklarını düşünüyorum.
Henüz bakamadım. Ankara’ya döndüğümde bakacağım.”

CANDAŞ TOLGA IŞIK YAZILARI

İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Salih Tuna: Ne yapmalı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti Melih Altınok: Affı kaldırın Cem Küçük'ten muhalif medyaya milyon dolarlık soru