Çandar Halit Eniştesi'ni yazdı
Deniz Gezmiş'in ve pek çok devrimcinin avukatı Halit Çelenk'in Cengiz Çandar'ın eniştesi olduğunu biliyor muydunuz?
Çandar, Denizlerin idam edildiği gün toprağa verilen Halit eniştesini yazdı ve "Ben ne şanslı birisiyim. Ne de olsa o benim eniştemdi..." dedi.
Bundan 39 yıl önce Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf
Aslan'ı, o 'Üç Fidan'ı darağacına götürdüklerinde yüreği dağlanmış,
içinde fırtınalar koparak ununtulması mümkün olmayan kahır anına o
tanıklık etmişti. Çünkü onların avukatıydı o.
Onların
'Denizler'in avukatı olmanın ötesindeydi aslında. Onların 'Halit
Abi'siydi bir de.
O gün -ve bugüne kadar- dimdik durdu. 'Denizler' gibi.
Vakarla. Ne de olsa, onların 'Halit Abisi'ydi.
O gün o
6 Mayıs günü onu da öldürmüşlerdi. 39 yıl daha yaşadı ama. Vakarla.
Bir 6 Mayıs gününde, daha 'Denizler'in '40'ı çıkmadan'
Ankara-Karşıyaka Mezarlığı'nda onlarla buluştu.
Halit
Çelenk'ten bahsediyorum, evet...
'Denizler'in ve bizim kuşaktan herkesin 'Halit Abi'si,
benim eniştemdi. Biricik teyzemin, 'süt annem'in kocası. Gözümü
çevreyi tanıyabilecek kadar dünyaya çevirdiğim andan beri vardı
Halit eniştem. Hem benim de avukatım oldu, evimden çok mahkeme
kapılarında dolaştığım o gençlik yıllarımda.
Ama hep
benim Halit eniştem olarak kaldı bana. Hiç 'Halit Abim'
olamadı.
Nasıl olabilirdi ki, boyum dizlerine erişemezken, sabahları
gözümü açtığımda, üzerinde bir atlet, ellerinde labutlar sabah
cimnastiği yaparken yarı hayranlıkla ve biraz da korkuyla izlediğim
sırım gibi, uzun boylu, yakışıklı ve sert denebilecek kadar
otoriter adam, benim nasıl 'Halit abim' olabilirdi, avukatım olsa
bile.
O benim 'Halit eniştem'di ve hep öyle kaldı.
Çocukken Karadeniz'in hırçın sularında yüzmeyi bana sabırla
o öğretti. Gençlik yıllarımda ülkenin kalburüstü düşünce
adamlarıyla, siyasi aktivistlerle onun evinde tanıştım.
Antakya'yı o oralı olduğu için peşinen sevdim.
Ama galiba dik durmayı ve vakur olmanın değerini, çok küçük
yaşlardan beri onu seyrederek öğrendim.
Halit eniştemin, niçin herkesin -damatları dahil- 'Halit
abi'si olabildiğini biliyorum, anlıyorum.
'Denizler'in
avukatı olması da bir 6 Mayıs günü onların önünden geçerek toprağa
verilmesi, onlarla 6 Mayıs'ta buluşması da muhtemelen bir raslantı
değildi. O öyle olduğu için, hayat ve hayatı öyle 'programlanmıştı'
sanırım.
Bu dünyadan bir de Halit Çelenk geçti.
Ben ne
şanslı birisiyim.
Ne de olsa o benim eniştemdi...