Çandar 'dindarların bam teline' bastı

Yazısının son satırları medya camiasındaki muhafazakar yazarların bam teline dokunuyor. Baş kısmı da...

GAZETECİLER.COM - Cengiz Çandar son dönemde şaşırtan yazılar kaleme alıyor. İki gün arka arkaya Gülen cemaatine övgüler dizen Çandar, bu kez muhafazakar kesimin bam teline basıyor.
Yalnız hemen belirtelim...
"Bam teline bastığı" Gülen cemaati dışında kalan kısım...
Özellikle "Milli Görüş" geleneğinden gelenler...
Özellikle de Başbakan Erdoğan'ın "Tek millet, tek devlet, tek bayrak" söyleminin peşinden gidenler..
Muhafazakar kesimin etkili kalemlerini de bu çerçevede fena halde iğneliyor.
Konu da "Kürtler"...

Diyor ki:

MAĞDURLUKTAN İKTİDAR SAHİPLİĞİNE

"(...)Ak Parti hükümeti, vesayet rejiminin tehdidini büyük ölçüde aşıp 'muktedir' hale gelmeye başlayınca, 'mağdurluk' yerini 'devlet iktidarının sahipliği'ne terk etmeye başladı. Büyük ölçüde bu yüzden, 'bir mağdurun diğer mağduru kolaylıkla anlaması' da mümkün olamaz hale gelir oldu. Çünkü, geçmişin 'mağduru' giderek mağdur konumundan iktidar konumuna geçiyor.

KRAVATLI AK PARTİLİLER

Tümü, Cumhuriyet rejiminin tek tip insan yaratma'yı öngören projesinin giyim faslına uygun biçimde takım elbiseli ve kravatlı hale gelen Ak Partili bakanların ve milletvekillerine hâkim olan söyleme bakınız. Kendilerinden önce bulundukları koltuklan on yıllardır işgal etmiş olan diğer partilerin ricalinden temelde ayrılan terminolojik bir fark görebilir misiniz?

KEMALİSTLERDEN FARKLI DEĞİLLER

'Tek devlet, tek millet, tek bayrak' söylemi bunun simgelerinden biridir. Teorik olarak pek karşı çıktıklan 'Kemalist enfeksiyon'dan hiç de bağışık halleri yok.
Ak Parti iktidarı, bu yüzden, TBMM İçtüzüğünde 'kadınların pantolon ve başörtüsüyle, erkeklerin de kravatsız' olarak genel kurul salonuna girmelerine imkân verecek değişiklik önergesi karşısında ofsayta düşmüştür.

MUHAFAZAKAR KALEMLERE DA ÇAKTI

İslami kanaat önderleri, artık yazılı ve görsel basında yönetimde, köşelerde ve ekrandalar. Mağduriyetin sesi ve kalemi olarak yıllar içinde bulundukları yerlere yükseldiler. Ama artık temel işlevlerini 'siyasi iktidarın meşruiyet araçları' olmaya, devlet istihbaratından gelen bilgilerin filtresiz aktarıcısı olmaya indirgerlerse geleceklerini görmek için yerlerini aldıklarının bugün ne halde olduklarına bakmaları yeter.

Yazının tamamı için tıklayın

Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor