Can kalemini patronuna göre kullanır!

Hıncal Uluç'la Can Ataklı arasındaki sular bir türlü durulmuyor. Can Ataklı'nın Hıncal Uluç'a yazdığı yazıya Uluç'tan cevap gecikmiyor!

Bostancı operasyonundan sonra Can Ataklı gazeteciliği anlattı, "gazetecinin görevi haberi götürmektir ülkeyi, operasyonu düşünmek değil" dedi... Bu sözlere Uluç'un cevabı gecikmedi gazeetcilik insanlıktan çıkmakmıdır diyen Uluç'a geçtiğimiz gün geldi Can Ataklı'nın cevabı...

Tam her şey bitti, sular duruldu derken Sabah yazarı bugün sütununu Can Ataklı'ya ayırdı...

"Can'a yanıt vermem.. Yıllarca birlikte çalıştık. Dostumdur, iyi de kalemi vardır. Ama o kalemi genelde patronuna göre kullandığı için fikirlerine pek itibar etmem." dedi Uluç ancak "Bu defa, bu gazeteciliği dejenere edenleri savunduğu için, giderek kirlenen mesleğim adına konuşmam gerektiğini düşündüm. Bir duayen olarak görev bildim." diyerek Ataklı'ya şu cevbı verdi:

- (...) Saygısız ve seviyesiz yazısında adımı anmaya yüreği yetmemiş olmalı ki, "Sabah'ın eksantrik yazarı" demiş benim için.. "Farklı gazeteci olduğunu kanıtlamaya çalışır" demiş.. Yanıldın dostum. Kanıtlamaya ihtiyacım yok. Çünkü farklıyım. Farklı olduğumu herkes biliyor. Onun için Vatan kurulduğundan beri patronların peşimde.. Onun için senin koşarak gittiğin Star, bana neler teklif etti, ortak dostumuz Cem Uzan'a sor.. Onun için bugün çalıştığın gurup, onun için bu ülkenin eski, yeni tüm önde gelen gazeteleri, yoluma kırmızı halılar döşediler ve döşemeğe devam ediyorlar.. Onun için Türkiye'nin en çok okunan yazarıyım. Çünkü farklıyım.. Tamam mı?.

Gördüğün gibi öyle mütevazi falan da değilim..
Şimdi ucuzluğa bakar mısınız?..
Farklı olduğumu kabul ettirmek için herkesin yazdığının aksini savunurmuşum..

Yani mantığa bakar mısınız?..
"Herkesin yazdığı" ayni mi ki, ben herkesin tersini yazabileyim?.. Vakit, Zaman, Akşam, Milliyet, Cumhuriyet, Hürriyet, Vatan mesela ayni şeyi mi yazıyor?..

Senin gazetende Mustafa Mutlu ile Okay Gönensin ayni şeyi mi yazıyor?. Ayni gazetenin yazarları Hasan Cemal'le Melih Aşık, Ahmet Hakan'la Oktay Ekşi, Hadi Uluengin'le Özdemir İnce ayni şeyleri mi yazıyorlar?.. O zaman ben nasıl oluyor da bunların hepsinin tersini yazıyorum..

Yoksa Can Kardeşim, sen kendi yazdıklarını "Herkesin fikri" sanıyorsun?.

Bana, polis, teröristlerin sokağa ateş edip adam öldürdükleri bir eve operasyon düzenlerken, olay yerinden canlı yayın yapıp, dışarıdaki her şeyi içerdekilere gösteren ve yığınla insanın hayatını tehlikeye atan gazeteciliği (!) savunan tek, ama tek bir yazı göster, seninkinden başka ki, ben herkesin tersini yazmayı kabul edeyim.. Böyle bir hayvanlığı savunan kişi dünyada çıkmaz.. Böyle bir hayvanlığı da dünyada hiçbir uygar ülke televizyonu yapmaz.. Tamam mı?.

"Medya içerdeki teröristlere dışarda olup bitenleri gösterirken, emniyet yetkilileri nerdeydi?. Bu hiç akıllarına gelmedi mi" diyor Can?..
Emniyet kameraların çalışmasını önlese bu defa "Polis devleti.. Sansür" diye ayağa kalkmaz mıydın?. Polis ithamla yüzlerce defa karşılaşmadı mı?.

Üstelik kamera çalışması başka.. Canlı yayın başka.. Çekersin, olay bittikten sonra, haber filmi hazırlarsın.. Kan revan görüntülerini ayıklayıp. O zaman kameraya polis niye müdahale etsin.. Ama canlı yayın.. Ama teröristle iş birliği yaparcasına, operasyon yapan ve o ana dek bir şehit, yedi yaralı veren polisin yeni kayıplarına yardımcı olmak, gazetecilik midir?. İnsanlık mı?.. Yoksa terörist yardakçılığı, reyting adına hayvanlık mı?.

Şimdi bunu söylemek, herkesin dediğinin tersini mi söylemek oluyor?..
Sokağa çıkıp yüz kişiye soralım mı beraber, bakalım yüzü de ne diyecek?.. Herkesin dediğinin tersini söyleyen, hem de insanlığı unutup, hayvanlığı savunmak pahasına söyleyen kim?.

Sen mi?.. Ben mi?..

Bu mesleğin gençlerine yanlış öğütler vermeye kalkarsan gene haddini bildiririm. Bana bulaşmana gülüp geçerim, tamam mı, Sevgili Dostum..
İnsanlığın bittiği yer..