Can Dündar'ın neresi romantik neresi isyankar?
Fehmi Koru “Neresi ‘romantik’ neresi ‘isyankâr’ bu arkadaşın?” başlıklı yazısında Can Dündar'ın Kahire'den yazdıklarını yerden yere vurdu...
Star yazarı Fehmi Koru sahalara hızlı bir dönüş yaptı. Koru, Taha Kıvanç mahlasıyla kaleme aldığı yazısında Milliyet yazarı Can Dündar'ı hedef aldı. Dündar'ın Mısır'daki darbeyi yerinden takip etmek üzere Kahire'ye gidişini ve yayınladığı yazıları tiye alan Fehmi Koru "Arkadaş koşa koşa Kahire’ye gitmiş" dedi.
"NERESİ ROMANTİK NERESİ İSYANKAR BU ARKADAŞIN?"
“Neresi ‘romantik’ neresi ‘isyankâr’ bu arkadaşın?” sorusuyla söze başlayan Fehmi Koru, Can Dündar'ın yazıları için "Gezi’den neler yazmışsa Tahrir için aynı şeyleri aktarmış" dedi. Muhafazakar yazarların merkez medyadaki muhalif gazetecilere yönelik "Mısır'da darbeyi meşrulaştırma" eleştirilerini Can Dündar için de tekrar eden Koru Tahrir ateşli bir polemiğin kapısını aralamış oldu.
İşte Fehmi Koru'nun yazısındaki ilgili bölüm:
Arkadaş koşa koşa Kahire’ye gitmiş… Pardon, koca yazısının içinde ‘Kahire’ adı yalnızca bir kez geçiyor; okuyucularına gittiğini bildirdiği yer ‘Tahrir’… Gezi Parkı’ndan çıkıp Tahrir’e gitmiş arkadaş; gaz maskesini de yanına alarak…
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şen bir vaziyette…
Gezi’den neler yazmışsa Tahrir için aynı şeyleri aktarmış; Gezi’de hevesinin yarım kaldığını kullandığı her sözcükte hissettirerek… ”Aslında”diyor, ”Darbenin her türünüt atmış bizler için Mısır darbesi ‘hepsinden biraz’ tadında…”
Kâh Evren’i ve 12 Eylül’ü hatırlamış, kâh ”Yaşasın ordu, kurtulduk” çığlığıyla 27 Mayıs’a gitmiş… Asker iktidarı bizzat almak yerine teknokratlara devredince 12 Mart’ı anmış… Sonra darbeciler İslâmcıları hedef almış, ”Galiba Mısır’ın 28 Şubat’ı” demiş…
Darbeler kötüymüş, ama ‘en büyük kötülüğü’ ne imiş biliyor musunuz? Şu: ”En büyük kötülüğü, iktidarda yıpranmaya başlamış Müslüman Kardeşler’i yeniden umut haline getirmesi olacaktır…”
Yazıyı baştan sona okuduğumda, kusura bakılmasın, ne herhangi bir romantizm gördüm, ne de ‘isyankâr’bir tavır… Demokratik yoldan seçilmiş bir devlet başkanıyla, zar zor kurulmuş ve her eğilimin içinde temsil edildiği bir hükümeti devirdiğinin farkında olmayan birileriyle kameraya gülümseyen bir ‘demokrasi gâfili’sadece…
Yazının devamı için