Can Dündar büyük fırsatı ıskaladı
Can gibi bir gazeteci nasıl olup da "siz de yalan makinesine bağlanmayı kabul eder misiniz?" diye sormadı,
ADNAN BERK
OKAN
Can Dündar bu gece eski MİT'çi Mehmet Eymür'ü konuk etti. Öcalan'la yapılan görüşmeleri değerlendireceklerdi ama önce Hanefi Avcı konusunda çok tatlı(!) bir muhabbete giriştiler.
Eymür, Hanefi Avcı'nın ne kadar kötü bir polis müdürü ve aynı zamanda da "samimiyetsiz" olduğunu anlattı.
Can Dündar da aynı anda, Başbakan'ın karşısındaki Yiğit Bulut konumuna dönüşüverdi...
Sonra Öcalan'a geçtiler.
Fazla havadan sudan sorulara, sıradan bir köy kahvesinde sıradan bir çarıklı erkân-ı harbin verebileceği cevaplar aldı Eymür'den.
Oysa Eymür'e sorulacak soruların başında, Devlet'in PKK'yi finanse etmekle suçladığı ve halen yurt dışında kaçak yaşayan eski kumarhaneler kralıyla nasıl ve neden ortak olduğu geliyordu...
Ve...
[photos]
Tansu Çiller'in Başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten, Öcalan'ın diri olarak ülkeye getirilmesi için ödenen 50 milyon dolar hangi bakanlar ve milletvekili tarafından, nasıl harcanmıştı?..
O paradan kime (hangi tetikçiye), ne kadar avans verilmişti?..
Öcalan'ın bindiği minübüs yerine yanlış minübüs istihbaratı kimden gelmişti de yanlış araç bombalanmıştı?..
Birileri Öcalan'ın yakalanması için henüz erken olduğunu mu düşünüyordu?..
O birileri kimlerdi?..
Öcalan operasyonu için örtülü ödenekten verilen 50 milyon dolardan geriye kaç para kalmıştı?..
Kalan para örtülü ödeneğe iade edilmiş miydi?..
Eymür'ün o operasyondaki görevi neydi?..
Ve programın sonunda Eymür, Hanefi Avcı'yı kast ederek "yalan Makinesine bağlanmasını" önerdi...
Can gibi bir gazeteci nasıl olup da "siz de yalan makinesine bağlanmayı kabul eder misiniz?" diye sormadı, ya da soramadı...
Hâsılı Can Dündar belki de yılın söyleşisi olacak bir buluşmayı "küçük hesaplar uğruna" heba etti...
adnanberkokan@gmail.com
Can Dündar bu gece eski MİT'çi Mehmet Eymür'ü konuk etti. Öcalan'la yapılan görüşmeleri değerlendireceklerdi ama önce Hanefi Avcı konusunda çok tatlı(!) bir muhabbete giriştiler.
Eymür, Hanefi Avcı'nın ne kadar kötü bir polis müdürü ve aynı zamanda da "samimiyetsiz" olduğunu anlattı.
Can Dündar da aynı anda, Başbakan'ın karşısındaki Yiğit Bulut konumuna dönüşüverdi...
Sonra Öcalan'a geçtiler.
Fazla havadan sudan sorulara, sıradan bir köy kahvesinde sıradan bir çarıklı erkân-ı harbin verebileceği cevaplar aldı Eymür'den.
Oysa Eymür'e sorulacak soruların başında, Devlet'in PKK'yi finanse etmekle suçladığı ve halen yurt dışında kaçak yaşayan eski kumarhaneler kralıyla nasıl ve neden ortak olduğu geliyordu...
Ve...
[photos]
Tansu Çiller'in Başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten, Öcalan'ın diri olarak ülkeye getirilmesi için ödenen 50 milyon dolar hangi bakanlar ve milletvekili tarafından, nasıl harcanmıştı?..
O paradan kime (hangi tetikçiye), ne kadar avans verilmişti?..
Öcalan'ın bindiği minübüs yerine yanlış minübüs istihbaratı kimden gelmişti de yanlış araç bombalanmıştı?..
Birileri Öcalan'ın yakalanması için henüz erken olduğunu mu düşünüyordu?..
O birileri kimlerdi?..
Öcalan operasyonu için örtülü ödenekten verilen 50 milyon dolardan geriye kaç para kalmıştı?..
Kalan para örtülü ödeneğe iade edilmiş miydi?..
Eymür'ün o operasyondaki görevi neydi?..
Ve programın sonunda Eymür, Hanefi Avcı'yı kast ederek "yalan Makinesine bağlanmasını" önerdi...
Can gibi bir gazeteci nasıl olup da "siz de yalan makinesine bağlanmayı kabul eder misiniz?" diye sormadı, ya da soramadı...
Hâsılı Can Dündar belki de yılın söyleşisi olacak bir buluşmayı "küçük hesaplar uğruna" heba etti...
adnanberkokan@gmail.com