Can Ataklı'lar sevilmez çünkü...
Tarafınız Kökten Dincilerse; inançlı ama eğitimsiz Müslümanlara Kuran’dan değil, hadislerden söz edeceksiniz…
ADNAN BERK OKAN
Can Ataklı yazımın başlığını okuyunca mutlaka kırılacak, üzülecek ve incinecektir ama ne yapayım ki "gerçekler” böyle…
Ve ben temennimi değil, tespitimi yazıyorum…
“Temennin ne peki?” diye sorarsanız söyleyeyim:
Can Ataklı ve onun gibi yazıp düşünenlerin, milyonlarca hayranının olması…
Ama Can ve Emin (Çölaşan) aynı anda kalabalık bir caddede bulunsalar ne yazık ki Emin’in daha çok hayranı(!) olduğunu görürüz…
Oysa internet ortamından biliyoruz ki Can, Türkiye’nin “en çok okunan ilk beş” yazarından biri…
Emin ise ilk yirmide bile değil…
***
Peki neden böyle?...
TV izlerken bir ara izleyicilerden birinin sorusu aktarıldı Can’a… Vatandaş “Ama” diye başlıyor ve sormak yerine sorguluyor Can’ı: “sen bir zamanlar TV ekranında bayram namazını tarif etmiştin”… Bu soruyu soran vatandaş ekran başında keyifle Can’ın soruyu cevaplamasını bekliyor belli ki… Ham de “Nasıl da oturttum ama” edasıyla… Can gülümseyerek cevap veriyor: “Yahu laiklik dinsizlik demek değil ki”… Ve o anda aslı oturtan Can oluyor… |
Emin çok bilgili ve çok doğru şeyler yazıyor da onun için mi hayranı(!) çok?..
Hayır…
Aksine…
Emin hiçbir şey yazmayıp sadece küfür ettiği ve statükonun esiri olmuş mürteci cumhuriyetçilerin gönüllerinden geçenleri yazdığı için fanatiği çok…
Oysa Can yazdıklarıyla ezber bozuyor…
Hem darbeye karşı ama hem askerin yıpratılmasını kabul edemiyor…
Hem askerin yıpratılmasını istemiyor ama hem de şimdiye kadar Genel kurmay başkanlarından hiçbirine sorulmayan soruları emekli Org. Genelkurmay Eski Başkanı Yaşar Büyükanıt’tan başlayarak mevcut Genelkurmay Başkanına, “Yahu siz ağlanmaktan başka bir şey bilmez misiniz?.. Ya susun, ya da gereğini yerine getirin” diyerek sadece o sordu:
***
Can ve onun gibileri ne Kökten Dinciler sever, ne Kökten Laikçiler…
Kökten Dinciler Can’ı sevmezler çünkü Can, Laik sistemle kavga etmeden de inançlı olunabileceğine, dini sorumlulukların yerine getirilebileceğine inanır ve bu konuda yazılar yazar…
Din ticaretine de Atatürk ticaretine de karşı gelir…
Oysa Kökten dinciler, temiz kalpli ve fakat eğitimsiz Müslümanları Laisizmin “dinsizlik” olduğuna inandırmışlardır…
Kökten dincilerle, Kökten laikçilerin “mutabık” oldukları “tek nokta” işte burasıdır…
İki kesim de kendi yandaşlarını, Laikliğin “Dinsizlik” demek olduğuna inandırmaya çabalarlar…
Haliyle Kökten Laikçiler de sevmezler Can’ı…
Çünkü Can, Laik sisteme sadakatle bağlı kalmanın insanın dini inançlarını zedelemeyeceğini laboratuar ortamında kanıtlamaktadır…
***
Diyeceksiniz ki…
“Ekranda tartıştığı Nazlı Ilıcak da onun gibi “sekuler” yaşayan bir yazar… O da inançlı insanlara destek veriyor…”
Hayır!..
Can’la, Nazlı arasında çok fark var…
Nazlı, dini inançlara “saygı” gösterenlerden değil, dini inançları “istismar” edenlerdendir…
1990’lı yılların başında Meydan Gazetesi’nde yazdıklarını okuyanlar hatırlayacaklardır…
Nazlı o dönemin en keskin Laikçilerinden biridir…
Can Ataklı ise dini inançların her türlüsüne saygılı ama istismarına karşıdır...
Nereden mi biliyorum?..
28 Şubat sürecinde ikimiz de Laik ama 28 Şubatçıların inanaçlı insanlara yaptıklarını onaylamayan taraftaydık...
Ve ben ikisini de çok yakından tanıyan çok az kişiden biriyim…
Nazlı ile de uzun yıllar birlikte çalıştık…
***
Ve sevgili dostlar;
Burası Türkiye…
Bu ülkede bir yazar olarak fanatiklerinizin olmasını istiyorsanız:
“Yeni icat” çıkarmayacaksınız…
İnsanların fikirlerini değiştirmeye kalkışmayacaksınız…
Ezber bozmayacaksınız…
Kendinize bir taraf seçip, o taraftakilerin fikirlerini destekleyen, onların fikirlerini pekiştiren şeyler yazacaksınız…
***
Tarafınız Kökten Dincilerse; inançlı ama eğitimsiz Müslümanlara Kuran’dan değil, hadislerden söz edeceksiniz…
Bol bol menkıbe anlatacaksınız…
Eh…
Bir de gelenekleri, örf ve adetleri dini kurallar olarak bellettiniz mi yeter!...
***
Yok eğer kökten Laikçilerden tarafsanız…
O zaman da her ağzınızı açışta demokrasisiz cumhuriyetin erdemini(!) anlatacak; ona ait olsun olmasın Atatürk’ün söylediğini hatırlatarak, dinin insanları nasıl da uyuttuğunu belirteceksiniz…
Aman ha!...
Sakın “köylü milletin efendisidir” dediğini söylemeyin…
Zira artık köylünün sizin gözünüzde “efendi” değil, “göbeğini kaşıyan kıro” olduğunu sağır sultan bile duydu…
***
Yaaa…
İşte böyle…
Bizde işte bunun için Can Ataklı’lar değil de; Emin Çölaşanlar, Bekir Coşkunlar, Yılmaz Özdil’ler, Hasan Karakaya’lar ve Hüseyin Üzmezler daha çok sevilir…