Can Ataklı kendine çok kızdı!..

Bizce Türkiye’nin “en hızlı” düşünen gazeteci – yazarlarından biri Can Ataklı ama kendini pazarlamayı beceremiyor…

GAZETECİLER.COM Bizce kızmakta geç bile kalmış…
Bizce Türkiye’nin “en hızlı” düşünen gazeteci – yazarlarından biri Can Ataklı ama kendini pazarlamayı beceremiyor…
Birçok şeyi önce onun köşesinde okuyup öğreniyoruz (en tazesi Edibe Sözen’in, Kevin Kostner’le görüşmediğini ama “görüştüm” dediğini ondan öğrenmiştik) ama nedense onun yazdıklarını değil, sonradan anlatılanları konuşuyoruz…
Tayfun Devecioğlu da Can Ataklı’yı okumuyor muydu ne?.. Onun yazdıklarını değil, daha sonra başka gazete ve televizyonlarda yayınlananları sanki yeniymiş gibi sunuyordu VATAN okuruna…
Neyse…
Bakın Can Ataklı bugün kendine neden kızmış?..
 
 
Bazen kendime çok kızıyorum
 
Bazı konulara zamanında neden daha etkin biçimde değinmediğime hayıflanırım bazen. Bunlardan biri de “genetiği değiştirilmiş organizmalar” konusu.
Çünkü aslında bu konu yeni değil. Türkiye’de bu tür tohumlar çok uzun yıllardır kullanılıyor. Üstelik Tarım Bakanlığı GDO konusunda anlaşma imzalamadan ve tartışmalar başlamadan çok önceden beri bilmeden pek çok gıda ürününü de tüketiyoruz.
Yüzlerce çeşit gıda maddesi içinde GDO’lu ürünler var. Bunların insan sağlığına zararı var mı yok mu, bilimsel olarak henüz saptanmış değil.
Ama şu bir gerçek ki, biyolojik olarak hazırlanan ürünlerin, doğal ürüne alışmış insan bedeninde tahribat yapması ihtimali çok yüksek.
GDO konusunu ilk kez 2007 yılının nisan ayında yazmıştım. O sıralar arılar hem bizde hem de dünyada bilinmeyen bir sebeple ölüyordu. Bir uzman “Genetiği bozulmuş tohumlar yüzünden” demişti. O zaman ilgilenmiş ve yazmıştım.
Çünkü bu tohumlar haşerelere ve hastalıklara karşı üretim aşamasında ilaçlanıyor. Yani ilaç tohumun içinde. Arılar bu tohumlardan üreyen bitkilere konunca bu ilacı da alıyorlar ve çoğu ölüyor.
Ayrıca GDO’lu tohumlar “kısır” . Yani tarlada elde ettiğiniz üründen sağladığınız tohumlar hiçbir işe yaramıyor. Her yıl ekmek için yeniden tohum alacaksınız.
Üstelik bu tohumların bir süre kullanıldıktan sonra toprağı da etkilediği, verimsizleştirdiği de biliniyor. Ayrıca GDO’lu tohum ektiğiniz tarlalara daha sonra normal tohum attığınızda ürün alamıyorsunuz.
Aslında üzerinde çok durulması gereken bir konuydu. Ama 2007 nisanından itibaren cumhurbaşkanlığı seçimi, erken seçime gitme zorunluluğu, seçim atmosferi derken ben de ihmal ettim.
Cumhurbaşkanını yine seçerdik ve seçtik ama bedenlerimizi kanserojen kimyasallarla doldurup, ölüm yolculuğuna çıkarsak eğer seçtiğimiz cumhurbaşkanının bir önemi kalmıyor ki.