Burhanettin Duran'dan Türkiye'yi 'İmparatorluk Özlemi' yaşamakla itham edenlere cevap
Sabah Gazetesi yazarı Burhanettin Duran, bugünkü köşesinde Ayasofya Kararı'nın ardından batı medyasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suçlayıcı ve niyet okuyan yorumların arttığını, iç ve dış politikayı göz önüne alarak 'İmparatorluk özlemi' olarak değerlendirmelerin yanlış olduğunu ve Türkiye'nin yeni aktivizminin nedenlerini köşesine taşıdı.
Ayasofya’nın, 86 yıl aradan sonra müze statüsünden camiye dönüştürülme kararının ardından Türkiye ve dünyadan açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Sabah Gazetesi yazarı Burhanettin Duran da bugünkü köşesinde Ayasofya Kararı’nın açıklanmasının ardından batı medyasının tekrardan Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine suçlayıcı ve niyet okuyan yorumlara yer vermeye başladığını belirterek sözlerine şu şekilde devam etti "Son bir örneği de Fransız haftalık dergisi Le Point'in kapağı. Kapakta Erdoğan'ın TCG Kınalıada'nın, hizmete giriş töreninden bir kareye yer verilmiş.Üstte de şu ifadeler kullanılmış: "Ayasofya, Suriye, Libya, Akdeniz... Erdoğan, savaş kapımızda."
Dergide seçilen Ayasofya, Suriye, Libya ve Akdeniz konularının ise tesadüf olmadığını belirten Duran, "15 Temmuz 2016 darbesini bastırdıktan Türkiye'nin yürüttüğü yeni dış politika hamlelerinin uygulama alanları ve en son da Ayasofya meselesi. Hepsi de Türkiye'nin son dört yılda uluslararası sistemdeki etkin aktörlük ve bağımsızlık iddiasının tezahürleri. 2009 Davos'taki "one minute" çıkışından itibaren Batı medyası Erdoğan'ı "İslamcı," "Yeni Osmanlıcı," "otoriter" ve "sultan" olarak resmediyor. 2013'ten sonra yoğunlaşan bu etiketleme 2016 sonrası yeni bir boyut kazandı.” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hem söylem hem de yeni inisiyatifleriyle uluslararası sistemde etkin bir lider olarak öne çıkmasını "imparatorluk özlemi" olarak nitelediklerini aktaran Duran, sözlerine şu satırları ekledi " Bunu kimi zaman "laik-demokratik-Batılı" Türkiye'nin "İslamcı-otoriter-Doğulu" ülkeye dönüşmesi olarak sunuyorlar.Kimi zamanda içeride ideolojik bir kutuplaşmayı tahrik için "Cumhuriyet ve Atatürk'ten rövanş" olarak tanımlıyorlar. Bütün bu etiketlemeler Türkiye'nin yeni aktörlüğünü mahkûm etme amacına matuf.”