Burhanettin Duran: Ayasofya’yı açmak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a nasip oldu

Ayasofya’nın müzeden camiye çevrilmesine yönelik açıklamalar gelmeye devam ederken; Burhanettin Duran da Ayasofya’nın açılışının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a denk gelmesinin tesadüf olmadığını, Danıştay’ın kararı iptal etmesinin gerekçelerini ve Ayasofya’nın açılışı sonrası dünyadan gelen açıklamalara köşesinde yer verdi.

Ayasofya'nın, müze statüsünden çıkarılıp tekrardan cami olarak ibadete açılmasına yönelik, Türkiye'den ve dünyadan açıklamalar gelmeye devam ediyor.

Sabah Gazetesi yazarı Burhanettin Duran da bugünkü köşesinde Ayasofya’nın tekrardan cami olarak ibadete açılmasının yıllardan beri beklendiğini, açılışın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a denk gelmesinin ise tesadüf olmadığını belirterek sözlerine şu şekilde devam etti "O, Türkiye'nin önüne koyulan engelleri aşma konusunda zorlu bir mücadelenin lideri.Geniş halk kesimlerinin bu beklentisini de Erdoğan gerçekleştirdi.Hatırlayalım, üniversitelerden kamu kurumlarına kadar başörtüsü yasağını kaldıran, dini eğitimin alanını genişleten ve gayri Müslim vakıflarını sahiplerine iade eden de Erdoğan oldu."

Danıştay'ın, müzeye çevrilme kararını iptal etmesinin ana gerekçesinin, Ayasofya’nın, Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı'nın mülkiyetinde olması olduğunu belirten Duran, "Vakfedilen taşınmazın vakıf senedindeki niteliğinin ve kullanım amacının değiştirilemeyeceği. "Vakıf malı" kuralından hareketle, Danıştay, "devletin, vakıf varlığının, vakfedenin iradesine uygun olarak kullanılmasını sağlama yönünde pozitif yükümlülüğü, vakıf mal ve hakları ile ilgili olarak vakfedenin iradesini ortadan kaldıracak şekilde müdahalede bulunmama yönünde de negatif yükümlülüğünün bulunduğu" sonucuna vardı.Bu karar, Türkiye'deki vakıfların hukukunun devlete karşı korunmasıdır." dedi.

ABD, Avrupa ve Rusya'dan gelen endişe açıklamaları açısından bakıldığında öncelikle müzeden camiye çevirme kararının uluslararası hukukun alanı olmadığını aktaran Duran, sözlerine şu satırları ekledi "Türkiye'nin kendi iç hukukuyla karar verdiği bir husustur."

Ayasofya'nın, ibadete açılmasının dünya mirasındaki yerini zedelemeyeceğini ve  müslüman olmayanların ziyaretini de engellemeyeceğini açıklayan Duran, ”Ayasofya'nın yaşayan bir cami olması Türk milletinin iradesinin tecellisidir.Ayrıca, bu tarihi eserin korunmasının da etkin bir yoludur.Hristiyan dünyadan gelen eleştiriler, Türkiye'nin Demir kilise başta olmak üzere farklı dinlerin eserlerine gösterdiği hassasiyeti hatırlamak zorundadır.” dedi.

Yazının tamamı için tıklayınız