Bunun adı bundan böyle 'Medeniyetler çatışmasıdır'...
“Siz kimsiniz ki bizim aldığımız kararlara itiraz ediyorsunuz?.. Siz azınlıksınız, biz çoğunluk” diyerek meydanlara indirildiler…
ADNAN BERK OKAN
Samuel Huntington; “Medeniyetler Çatışması” kitabında; soğuk savaş döneminin bitmesiyle başlan yeni süreçte uluslararası ittifak ya da ihtilaflarda politik ya da ekonomik ideolojilerin değil, medeniyetlerin belirleyici unsur olacağını öngörüyordu…
Henüz “haklı” çıktığı söylenemez…
Çünkü…
Haklıyken, haksız Evet; Başbakan keşke 31 Mayıs gecesi, yargı "yürütmeyi durdurma kararı" verdiğinde yapsaydı cuma günü akşamüzeri yaptığı konuşmayı... Yapmadı... Erdoğan böyle bir siyasetçi... Son dakikaya kadar direniyor... Ama son dakikada da olsa barış elini uzattı (Tabii ki Sincan Meydanı'nda medeniyetler çatışmasını adeta körükleyen konuşmasını görmezden, duymazdan gelemem)... Ondan sonrası Taksim Dayanışma Platformu'nundu... başlığı altında yayımlanan makalemi işte o tatlı heyecanla yazdım... Ama... Bugün görüyorum ki Taksim Dayanışma Platformu barış istemiyor... Hatta barış yerine gerginliğin daha da artmasından yana... Belli ki Muhafazakâr Müslümanların da bu çatışmaya hazır olduklarını gördü... Çatışmadan beslenmeye çalışacaklar... Ama hem kendi düşüncelerine hem de bu güzelim ülkenin sosyolojik farklılıktan kaynaklananan zenginliklerine fenalık ettiklerini göremiyorlar... Ya da görüyorlar ve fakat sosyolojik farklılıktan kaynaklananan zenginlikleri yıkmak istiyorlar... Haklıyken, haksız duruma düşmek bu olsa gerek... |
Batı Dünyası (Hıristiyan Ülkeler) Müslümanlarla medeniyet çatışmasına girmedi…
Ya silahla müdahale etti (Irak, Libya, Afganistan) …
Ya da “bırakalım birbirlerini yesinler” deyip Müslümanları birbirlerine düşürdü (Şimdilik Suriye)…
Yani, şu anda dünyadaki çatışma medeniyetler değil, Müslümanların kendi aralarında…
Türkiye'nin çivisi
çıkmıştır...
Peki, dünyada hiç mi medeniyetlerin çatışma hali yok?..
Var?..
Hem de aynı ülke içinde farklı medeniyetler çatışıyor…
Neresi mi?..
Söyleyeyim: Türkiye…
Evet…
Gerçek “Medeniyetler Çatışması” Türkiye’de başladı…
Başlatanlar ise sekulerler değil, muhafazakârlar oldu…
Yani; Batı yanlısı Türk Müslümanları, ya da kimilerinin deyimiyle "Beyaz Türkler" değil şu son çatışmanın müsebbibi…
Doğu yanlısı muhafazakâr Türk Müslümanları…
Batı yanlısı Müslümanlar ya da “Sekuler Müslümanlar”; bütün demokratik ülkelerde benzerleri her gün yaşanan masum bir protestoya giriştiler sadece..
Ama…
Muhafazakâr Müslümanlar buna izin vermediler…
“Siz kimsiniz ki bizim aldığımız kararlara itiraz ediyorsunuz?.. Siz azınlıksınız, biz çoğunluk” diyerek meydanlara indirildiler…
Büyük
çatışma
Ve…
İşte şu büyük çatışma başladı…
Bundan böyle Türk – Kürt, ya da Sünni – Alevi ayrışması yaşanmayacak…
Türkiye’de bundan sonraki ayrım; Ak Parti’ye oy veren muhafazakâr Müslümanlarla Ak Parti’ye oy vermeyen sekuler Müslümanlar arasında olacak…
Aslına bakarsanız bu yeni çatışma modeli, eskisinden daha berbat…
Birbirlerine hiç
benzemiyorlar...
Televizyonları izliyorsunuz...
O halde siz de görüyorsunuz…
Ayrı meydanlarda; birbirlerinden Doğu ile Batı kadar ayrışmış guruplar…
Ak Partili olmayan sekuler Müslümanlar piyano ve
keman eşliğinde söylüyorlar şarklarını…
Ak Partili muhafazakâr Müslümanlar ise “Ankara Misket
Havası” eşliğinde oynuyorlar…
Ne giyimleri benziyor birbirlerine…
Ne yüzleri, ne zevkleri, ne renkleri (kullandıkları renklerden söz ediyorum)…
Ey güzel
insanlar!..
On yedi gün öncesine kadar bu sosyolojik
farklılık sorun yaratmıyordu...
Aptal Lobi... Allah aşkınıza aklı başında birileri Başbakan'a bu son olayları "Faiz Lobisi" diye olmayan bir lobinin üzerine yıkmamak gerektiğini anlatsın... Zira faizler yükseldiğinde, düşük faizden kredi kullanan halk değil, düşük faizden kredi kullandıran banka patronları kaybeder... yani Başbakan'ın mantığıyla söylersek bu son olayları düşük faizden kredi kullanan halkın çıkardığını kabul emek gerekir ki bu da en az "Faiz Lobisi" demek kadar saçmadır... Aklı başında biri; dünyanın hiçbir yerinde, düşük faizden kredi kullandıran ve buna rağmen faizlerin yükselmesi için lay çıkaracak kadar aptal banka patronajı olmayacağını söylesin... |
Ama artık bu ayrım siyasileşti…
Çok değil…
On yıl öncesine kadar iktidar olanlar nasıl ki herkesi zorla Batılı yapmaya çalışıyor; despotlaşıyorlar idiyse…
Bugünküler de herkesi “Ankaralı Turgut” yapma sevdasında…
On yıl öncekiler başörtülü kızlarımıza karşı ne kadar barbar idiyseler…
Bugünküler de alkollü içki içenlere, seküler yaşayanlara, üç çocuk yapmayı çılgınlık görenlere, pek de dindar olmayanlara, banklarda el ele göz göze diz dize oturanlara, en az eskiler kadar acımasız ve ötekileştiriciler…
Oysa Türkiye’nin en az Ak Parti Hükümeti kadar büyümeci, muhafazakâr, inançlı ve hatta Doğulu…
Ama…
En az Mustafa Kemal kadar da Batılı, modern, sekuler olan bir liderliğe ihtiyacı var…
Siyasi ayrımcılıkta
odak olmak...
Daha fazla uzatmak istemiyorum…
Dün Sincan’da toplanan yurttaşlarımızı getirin gözlerinizin önüne…
Ve bir de ondan bir gece önce Taksim’de piyano ve keman çalarak şarkılar söyleyen diğer yurttaşları hatırlayın…
Bu iki farklı tip insanlar daha önce de vardılar…
Ama…
Siyasi ayrımcılığın odakları değildiler…
Ne demek mi istiyorum?..
O halde son defa söyleyeyim:
Türkiye’de halk kendi içinde medeniyetler çatışmasını başlatmış, ya da birileri bu çatışmayı bilerek körüklemiştir…
Çatışmanın tarafları da (bilhassa muhafazakâr Müslümanlar) bunu kolayca kabullenmişlerdir…
Artık; iç çatışmaya sebep olmayan sosyolojik medeniyet farklılıkları yerini siyasi farklılıklara dönüşen medeniyet çatışmasına bırakmıştır…
Bunun sonunda ortaya çıkacak tabloya uluslar arası literatürde ne denildiğini ise telaffuz etmek bile istemiyorum…
Allah bu ülkenin sonunu – encamını hayreylesin…
Amin…
adnanberkokan@gmail.com