"Bundan böyle hiçbir şey eskisi olmayacak" diyen Süleyman Özışık'tan dikkat çeken öneri
Türkiye yazarı Süleyman Özışık, ailesini ekonomik olarak ayakta tutmak zorunda kalan yani ölümüne çalışmak zorunda olanlara dikkat çekti. Birilerinin söylediği gibi, "Devlet herkese vatandaşlık maaşı ödesin" diye bir paranın olmadığını belirten Özışık bizim birey olarak yapmamız gereken şeyin 'paylaşmak' olduğunu ifade etti.
Ortada basit bir ekonomik sıkıntı yok. Türkiye yazarı Süleyman
Özışık da dünyanın seyrinin değiştiğini ve bundan sonra hiçbir
şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade etti ve "Böyle
giderse, zengin olanlar zenginliğinin, parası olan parasının
keyfini süremeyecek. Birilerinin söylediği gibi bu iş sadece
ekonominin kötüye gitmesiyle sona ermeyecek. Böyle giderse
devletler, medeniyetler çökecek! Belki dünya yeni bir barbarlığın
eşiğine gelecek.
Yağmalar, talanlar başlayacak... " diye
yazdı.Özışık devlet kanalıyla açılacak olan Gönül Kumbarası
niteliğinde bir yardım hesabının çalışmak zorunda olanları bir
nebze olsun rahatlatacağını ifade etti.
Bir önerim var
Koronavirüsün Türkiye'ye yayıldığı günden bu yana hep
birlikte "EvdeKal" çağrıları yapıyor, sokağa çıkanları
kıyasıya eleştiriyoruz.
Evde oturanlar bunalmış durumda...
Sokağından geçenlere "Ne geziyorsun? Senin yüzünden salgın
yayılacak" diye bağıranları görüyorum. Kimin neden sokağa
çıktığına aldırış etmiyoruz neredeyse...
Sahi niye sokağa çıkıyor bu insanlar?
Ölmek için mi yoksa virüsü sevdiklerine bulaştırmak için mi?
Kuşkusuz "Bana bir şey olmaz" düşüncesiyle sokağa
çıkanlarımız vardır. Bunları hep birlikte eleştirelim
elbette...
Ya diğerleri?
Ailesini ekonomik olarak da ayakta tutmak zorunda kalanları, yani
ölümüne çalışmak zorunda olanları ne yapacağız?
Mesela devlet kurumlarında çalışanlar!
İŞKUR şubelerinde durum nedir bileniniz var mı?
Söyleyeyim...
"Kısa çalışma ödeneği"nden yararlanmak isteyen firmalar şu anda
İŞKUR şubelerine akın ediyor. Bütün İŞKUR şubeleri tıkış tıkış. Siz
bunların yanına "işsizlik maaşı" için ve "işbaşı
eğitim programı" için müracaat edenleri de ekleyin.
Her bir iş ve meslek danışmanı günde en az 50 firmanın talebini
karşılıyor.
En azı bu yani...
Başka mı?
Siz tersanelerde çalışanların hâlini gördünüz mü?
Geçenlerde bir tersanede çalışanların fotoğrafları gönderildi bana.
5 bin kişi aynı barakada yemek yiyor, aynı barakada balık istifi
gibi dizilip uyuyor.
İnşaat sektöründe de durum farksız.
Yüzlerce, binlerce işçi, berbat bir ortamda bir yandan çalışırken
diğer yandan ayakta ve hayatta kalma mücadelesi veriyor. Buralardan
yayılacak bir virüs, Türkiye'yi kırıp geçirecek ama kimse bu sorunu
görmek istemiyor.
Bu insanlara "Evde kal" demek kolay tabii...
Ama bu insanlar kirada oturuyor. Ödenecek kirayı, gelecek olan
elektrik, su, doğalgaz faturasını düşünüyor. Evine sokacağı bir
lokma ekmeği düşünüyor.
Bunlara çözüm bulunmadan bu insanları evinde
tutamazsınız.
Çözüm ne mi?
Hiçbir devlet bütün vatandaşlarına aylarca maaş verecek kudrette
değil bunu kabul edelim önce. Birileri, "Devlet herkese
vatandaşlık maaşı ödesin" diye öneride bulunuyor ama böyle bir
para yok!
Sadece bizde değil, dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir imkân
yok.
Yapılabilecek tek şey var.
Devlet, bu süreçte hem şirketler için hem de kimi vatandaşları için
ekonomik paketleri açıklıyor, açıklamaya devam edecek. Belediyeler,
bölgelerindeki garip gurebanın yardımına koşacak.
Burada bizim de birey olarak yapmamız gereken bir şey var.
Paylaşmak!
Bakınız, basit bir ekonomik sıkıntıdan bahsetmiyoruz. Şu söz bizim
için şimdilik bir anlam ifade etmeyebilir lakin şunu anlayalım.
Dünyanın seyri değişiyor.
Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmaz, olmayacak. Böyle
giderse, zengin olanlar zenginliğinin, parası olan parasının
keyfini süremeyecek.
Birilerinin söylediği gibi bu iş sadece ekonominin kötüye
gitmesiyle sona ermeyecek.
Böyle giderse devletler, medeniyetler çökecek! Belki dünya yeni bir
barbarlığın eşiğine gelecek.
Yağmalar, talanlar başlayacak...
Biz bu süreçten sadece birbirimize el uzatarak çıkabiliriz. Mübarek
ramazan ayının arifesindeyiz. Bizler her ramazan öncesi yardım
kapılarını ardına kadar açan bir milletiz.
Diyorum ki...
Bu dönemde devlet kanalıyla açılacak "Gönül
Kumbarası" niteliğinde bir yardım hesabı olsa. Fitresini,
zekâtını vermek isteyenler (Dinimizin emrine uygun
bir şekilde) bu hesaplara yönlendirilse. Devlet de bunun
üzerine koyabileceği maksimum düzeyde yardım paketlerini
eklese...
Bu yardımlar da tamamen şeffaf bir şekilde gerçekten yardıma muhtaç
ailelere dağıtılsa olmaz mı?
Her depremde, her felakette bunu zaten yapıyoruz. Bu kez biraz daha
fazlasını yapmış olacağız.
Böylelikle hem şu inşaat ve tersane sektöründe çalışanları da
evlerine çekmiş oluruz. Hem faturasını, kirasını ödeyemeyen
kardeşlerimize bir nefes alma imkânı sağlarız. Hem de dünyaya
yardımlaşmanın nasıl olduğunu göstermiş oluruz.
İki ya da üç ay!
Sonrasında bu süreci zaten öyle ya da böyle atlatırız
nasılsa...
Ne dersiniz, olmaz mı?