Bu tepki Türkiye'deki medya düzenini sarsacak!
"Zaman gazetesinin Basın Konseyi'nden çekilmesi bir dönüm noktası olabilir" diyen Koru'a göre yeni bir basın konseyi kurulabilir!
Zaman gazetesinin Basın Konseyi'ni terk etme kararını herhalde duydunuz. "Bu önemli bir karardır ve terbiye yoksunu bir tavra verilen öfkeli bir tepkiden ibaret olarak görülmemelidir." diyen Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru'ya göre bu çekilme kararı Doğan Grubu'nu da Basın Konseyi hakkında yeniden düşünmeye itecek!...
(...) Türkiye'deki medya düzenini sarsacak
sonuçları bile olabilir bu tepkinin...
Genelgeçer kabulün aksine, 'Basın Konseyi'
ülkemizin en büyük medya grubunun çıkarlara hizmet etsin diye
kurulmadı; Konsey'in kurulduğu dönemde 'en büyük medya
grubu' diye bir durum ortada yoktu bile. Bugün de, serbest
bırakılsalar, Doğan Grubu içerisinde yer alan bazı
gazeteler ve çalışanları Konsey'i terk etmekte tereddüt
göstermezler.
Bunun sebebi şu: Her ne kadar 1988 yılında kurulmuş olsa ve
kuruluşunda farklı eğilimlerden meslektaşlar omuz verse bile, yapı
taşları 27 Mayıs askeri darbesi sonrasında oluşmuş bir medya
düzeninin koruyucusu olma amacında bir kadronun elindedir Basın
Konseyi... Daha önce defalarca 'son kez' diyerek başkanlığı terk
edeceği sözünü vermesine rağmen başında hâlâ 'eski medya düzeni'nin
simge ismi Oktay Ekşi'nin bulunması bu anlamda göz
açıcıdır: Düzeni o temsil ediyor çünkü...
İlk zamanlarda ne yapmış, nasıl yapmış olursa olsun, son
zamanlarda, Basın Konseyi, kendi ahbap-çavuş ilişkileri
içindekileri koruma-kollama görevini yerine getirirken, çember
dışında kaldığı halde dik durmayı bilmiş meslek mensuplarına karşı
acımasız davranmasıyla temayüz ediyordu. Bir noktada 'yansız' bile
sayabiliriz: Kolladıkları ve karşı çıktıklarının hangi medya grubu
içerisinde yer aldığını fazla önemsemiyor Basın Konseyi...
Her ülkede basın meslek ilkelerinin aşındırılmaması için görev
yapmak üzere yapılanmalara ihtiyaç vardır. 'Gazetecilik' mesleği
bir kamu görevidir ve gazeteci halkın haber alma hakkını halk adına
kullanan insandır. Haberin gizlenmesi, çarpıtılması, tersine
çevrilmesi, ya da gazetecilik adı altında kişisel ve zümresel
çıkarlar peşinde koşulması, 'gazeteciyim' diye bürünülen postun
insanların şeref ve haysiyetlerini ayaklar altına almak için
kullanılması bir biçimde önlenmelidir; meslek kuruluşlarının temel
görevi budur.
Zaman gazetesinin Basın Konseyi'nden çekilmesi işte bu sebeple bir
dönüm noktası olabilir...
Bugünkü haliyle gözlerden titizlikle saklanmak istenen 'statükocu'
görüntüsüne bürünecektir Basın Konseyi... Başkanı dahil önemli
görevlerinde bulunanların 27 Mayıs sonrasında cuntacı askerler
tarafından kurulmuş Öncü gazetesinden beri birliktelikleri daha
fazla dikkat çekecektir sözgelimi. Karara muhatap edilen kişilerin
mensup oldukları medya gruplarına değil de şikâyet edilen kişilerin
eğilimleri göz önünde tutularak kararları üzerinde yapılacak bir
inceleme sağlıklı bir tablo ortaya çıkaracaktır.
Daha önce Konsey'i terk eden diğer yayın organlarına
Zaman'ın da katılması gerçeklerin daha kolay
anlaşılmasını sağlayabilir.
Farklı bir gelişmeye de yol açmalı bu yeni durum ve Basın Konseyi
dışında yeni bir mesleki yapılanmaya gidilmeli...
Gazetelerde 'okur temsilcisi' olarak görev yapan
meslektaşlar var. Bulundukları her yerde mesleki kaygılarını terk
etmemiş ve sürekli eleştirel konum almış saygın başka pek çok isim
de bir çırpıda sayılabilir. Bir çekirdek kadro, mesleki
hassasiyetlerine güvendiği daha kimler varsa onları da yanına
alarak geniş kapsamlı bir hareket başlatabilir.
Hareketlenmenin Doğan Grubu'nu da köhnemiş Basın
Konseyi konusunda yeniden düşünmeye sevk edeceğine emin
olabilirsiniz.
Öfke iyidir, ama akıllı bir eyleme dönüşürse daha da
güzelleşir.