Bu habere inanamayacaksınız ama inanın
Yani; sadece izleyiciler için değil, kanalın prestijini yükselttiği için de ayrıca patronaj adına faydalı bir programdı…
ADNAN BERK OKAN
Haberi okudunuz mu?..
Hangisini mi?..
“Beyaz’ın Lâneti” ile ilgili olanı…
Hani Beyazıt Öztürk (Beyaz) hangi dizinin oyuncularını konuk ederse, bir süre sonra o dizi yayından kaldırılıyormuş ya, işte o haberi…
Örnek mi?..
Nuri, Kötü Yol, Ağır Roman, İzmir Çetesi, Karakol, Başrolde Aşk, Mor Menekşeler, Keşanlı Ali Destanı, Suskunlar ve Uçurum…
Bu dizilerin hepsinin başrol oyuncuları Beyaz’a konuk olduktan sonra oynadıkları diziler yayından kaldırılmış…
Ve hatta Beyaz bu tesadüfü hatırlatıp, “Biz adamı bitiririz!” diye espri bile yapmıştı…
En son Alev Alev kaldırılmış yayından…
Deniliyor ki;
“yaklaşık 1 ay önce de Alev Alev'in başrol oyuncuları programa konuk olmuştu.”
Nabız durdu!..
Şimdiiii…
“Ne alâka?” diyenlere vereceğim cevabi açıklamayla ilgili inanılmaz habere geleyim…
Bu köşeyi sürekli okuyanlar hatırlayacaklardır…
Geçenlerde haber kanalları içinde "en düzeyli, en yüksek kalitede" tartışma programının HaberTürk TV'de ve perşembe geceleri yayımlanan "Türkiye'nin Nabzı" isimli program olduğunu yazmış, katılımcıları alkışlamıştım.
Ve demiştim ki:
Kimsenin kimseye aynı şeyi düşünmese de sesini yükseltmediği, karşı çıkışların mükemmel bir ironi eşliğinde ve fakat muhatabı incitmeden yapıldığı;
hâsılı;
bitmesini istemediğimiz kadar mükemmel bir programdan...
Hem diğer tartışmacılara hem de bütün siyasetçilere olmasını tavsiye edeceğimiz kadar fevkalâde...
BUnları yazdıktan sonra malûm çevrelerden onlarca küfür ve hakaret maili almıştım...
Neden mi?..
Çünkü onlara göre, vatan hainlerini(!) alkışlamıştım...
Neden mi?..
Çünkü onlara göre dört akademsiyen (ille de Altan) Ak Parti Hükümeti'ne düşmandılar...
Neden mi?..
Çünkü onlara göre dört tartışmacının hepsi (bir kısmı İhsan Bal'ı ayrık tutmuştu) "Kürtçü" idiler ve vatanın bölünmesini istiyorlardı...
Oysa, dört akademisyene saldıran bu çağdışı zihniyet;
çok değil bir yıl öncesine kadar hükümetin demokratik açılımlarına destek veren, AB tam üyeliğine ilişkin çalışmalarında katkı sağlayan bu dört akademisyeni alkışlıyordu.
Hükümet raydan çıkınca (haklı olarak) Hükümeti eleştirdiklerinde ise malûm zihniyet, tenceresinin öldüğüne inanan ama kazanının öldüğüne akıl sır erdiremeyen bir ahvadın torunu olduğu için hemen saldırıya geçmişlerdi...
Peki…
Neden; Didem Arslan’ın sunduğu programlar içinde en düzeyli olanın o saygın dört akademisyenin katıldığı ve Perşembe geceleri yayınlanan program olduğunu söylüyordum?..
Çünkü programın katılımcıları çok kaliteliydi ve şöyle diyordum:
Ortak görüşleri çok yoktu belki ama ortak tavırları çoktu…
Neydi ortak tavır?..
Söyleyeyim: Karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü…
Fikirleri arasında uyum olmadığı her durumda nezaket uyumu olması…
Didem Arslan işte o mükemmel dört akademisyene moderatörlük ediyordu…
Onun için de “en rahat” programdı çünkü konuklarını azarlamak(!) zorunda kalmıyordu…
Zaten konuklar kendilerini azarlatmayacak derecede yüksek kalitede kişilik sahibiydiler...
Kimler olduklarını bir kez daha hatırlayalım:
Prof. Mehmet Altan, Prof. Fuat Keyman, Prof. Mithat Sincar ve Prof. İhsan Bal...
Dördü de konulara hâkim,
dördü de gerçek demokrat,
dördü de Hukuk Devleti ilkesine iman etmiş,
dördü de karşıdan gelecek her türlü fikre hoşgörülü...
Yani; sadece izleyiciler için değil, kanalın prestijini yükselttiği için de ayrıca patronaj adına faydalı bir programdı…
“Yok artık!”
Bu program için iyi şeyler yazdım diye midir nedir önce programın saatini değiştirip gece yarısına attılar.
Birkaç defa magazin programlarıyla aynı saatte, gece kuşları için yayınlandı...
Bugün öğrendim ki program tamamen kaldırılmış...
“Yok artık!” dedim öğrendiğimde…
“Beyaz gibi sen de mi lânetlisin ne?.. Övdüğün programlar yayından kaldırılıyor” karşılığını alınca kanım dondu…
Efendim;
Benim övgülerim, programın yayından kaldırılmasının sebebi olamaz tabii ama deyin ki öyle…
Yahu, bir haber kanalı; öylesine düşük maliyetli ama öylesine prestijli bir programı neden yayından kaldırır?..
Yahu bu nasıl bir zihniyettir anlayan var mı?..
Bir sektör yüksek kaliteye bu kadar mı düşman olur?..
Bir sektör birbirlerine karşı seslerini yükseltmeden tartışan, birbirlerine kahkaha attıracak sevimlilik ve değerde espriler yaparak karşı çıkan dört tartışma üstadının gerçekleştirdikleri; "fikri konser" tadındaki bir siyaset sahnesinin perdelerini nasıl olur da bu kadar kolaylıkla indirir be arkadaş?..
Buna kim karar verir?..
Nasıl karar verir bilemem...
Ama…
Merhum Vehbi Bey'in, "bir olayın şuyuu vukuundan beterdir" deyişini doğrular gibi tevatürler de o kadar çok ki...
Programın konuklarından ikisinin (Sincar ve Altan'ın zaman zaman) siyasal iktidarı ve Erdoğan'ı eleştirdikleri için Mehmet Fatih Saraç tarafından kovduruldukları bile fısıldanıyor kulaklara...
Ne ilgisi mi var?..
İlgisi şu…
Programın, bilhassa Mehmet Altan’dan kurtulmak amacıyla kaldırıldığını iddia edenler, aynı zamanda Mehmet Fatih Saraç’ın kanalın yarı hissesini satın alarak yönetimde etkin olduğunu da savunuyorlar…
Bence, sevgili ve sevimli Mehmet Fatih Saraç, öylesine yüksek kaliteli bir programın yayından kaldırılması için etki yapmaz…
Bugüne kadar giriştiği her işte çok başarılı olan ve başarısını “iyiye sahip çıkmasına borçlu” olan Saraç’tan beklenmeyecek bir tavır olur bu…
Burası Türkiye
Peki o zaman neden?..
Bana gelen tepkiler kanal yönetimine de gitmiş olabilir...
Hükümet adına birileri kanalın patronajını ve yönetimini korkutmuş olabilir...
Ya da...
Birileri Başbakan Erdoğan’a “kıyakçılık yapmak” için ve Başbakan’ın asla haberi olmadan Altan’ı dışarıda bırakmak amacıyla programı yayından kaldır-t-ıp sonra da Erdoğan’a, “Altan’ı kovdum!” diye hava atmış olabilir..
Burası Türkiye efendiler!..
Burada herkes, her şeyi yapabilir ve ben buna hiç şaşırmam…
Çünkü bu ülkede gerçek değerlerden ve gerçek değerlerin ortalarda görünmesinden pek haz edilmez…
Çünkü bu ülkede yönetenler, yönetilenlerin kalitesizliğe âşık olduğuna inanıyor…
Ne güzel söylemiş Ömer Hayyam:
Bilgenin yüreğindedir her dilek
Değerlilik için anka gibi saklı olmak gerek.
Damla nasıl inciye dönüşür denizin içinde?..
Elbette sedefler içinde gizlenerek…
Gizlenin ey yüksek değerler, saklanın…
Saklayın ey kadir bilmezler o değerleri
saklayın; sakın ortalıkta bırakmayın…
(Son üç mısraı ben ekledim)…
Not: HaberTürk yönetimi programın kaldırıldığını doğrulamadı ama yalanlamadı da.
Bu gece geç saatlerde dört üstat ve artık gerçek bir usta moderatör olan Didem Arslan’ı karşımda görürsem herkesten özür dilerim.
Göremezsem; erken övdüğüm programın benim yüzümden kaldırıldığına inanıp kendime kahrederim...
adnanberkokan@gmail.com