'Bu dünya Tayyip Erdoğan'a kalmayacak!'
Başbakan Erdoğan'ın "ajan" ve "dalkavuk" sözleri Hasan Cemal'i çileden çıkarttı.
Başbakan Erdoğan'ın CNN International muhabiri Ivan Watson'un
Gezi Eylemlerinin yıl dönümünde gözaltına alınmak istemesi
sonrasında söylediği "ajan" ve "dalkavuk" sözleri Hasan Cemal'i
çileden çıkarttı.
Usta gazeteci T24'teki yazısında herzamanki bilindik üslubu ile
Başbakan Erdoğan'ı yerden yere vurdu ve Gazeteci
milleti var oldukça gazetecilik batmaz. Bu dünya,
genlerinde demokrasi kültürü olmayan Tayyip Erdoğan’lara
kalmaz! yazdı.
İşte Hasan Cemal'in araya TÜSİAD başkanının istifasını da
sıkıştırdığı yazısından çarpıcı bölümler:
Ajan!
Dalkavuk!
Görevli!
Bu sıfatlar, Başbakan Erdoğan tarafından bir Amerikalı meslektaşımız, CNN
International’ın muhabiri Ivan Watson için kullanılmış.
Kabahati ne bu
gazetecinin?
Tayyip Erdoğan’ın emriyle, 25 bin
polis ve 50 TOMA’yla özgürlük alanları işgal edilen İstanbul’un göbeğinde, Taksim’de
Gezi’nin birinci yılını gazeteci olarak izlemek, haber
yapmak…
Bütün ‘suç’u bu.
Gazetecilik yapmak!
Haber yapmak!
Üstelik, kelleyi koltuğa alarak
yapmak…
Ama karşısında ülkenin Başbakan’ı
var.
Tayyip Erdoğan, koca
İstanbul’un askeri
darbe dönemlerindeki gibi
insansızlaştırılmış görüntülerinin dünyaya yayılmasını
istemiyor.
(...)
Ajan…
Görevli…
Tayyip Erdoğan’ın Amerikalı
meslektaşıma dönük bu tarifleri beni yıllar öncesine,
soğuk savaş dönemine götürdü.
Neredeyse Ankara’ya her gelen
Amerikalı gazeteciye CIA
ajanı gözüyle
bakılırdı.
Kendisine casus muamelesi yapılırdı.
‘Devlet’e ve ‘resmi görüşleri’ne mesafeli davranan Türk gazetecisi hele
biraz da inatçıysa damgayı yerdi:
KGB ajanı!
Demokrasi kültüründen yoksun bu
‘soğuk savaş’ zihniyetinin dilinde yalnız CIA ve KGB ajanları
değil, komünistler de, mürteciler de, Kürtçüler de vardı.
Onlar da ‘kara propaganda’dan paylarını alırlardı.
Alınlara vurulan damgalarla yazar
çizerlerin hayatı yıllar yılı karartıldı bu
memlekette…
(...)
Şimdi bu karanlık dönem ne yazık ki
hortlatılmış durumda.
Bu kez Tayyip Erdoğan tarafından.
Evet öyle.
Erdoğan ve
yandaşları, değişik
araçlar kullanarak özgürlük ortamlarını boğdukça
boğuyorlar.
Tek sesli bir düzen
istiyorlar.
Farklılıkları
sindiriyorlar.
Ajanlık, casusluk, dış güçlerin
aleti gibi suçlamalar
belirli odaklar tarafından sistemli bir biçimde
yayılıyor.
Çok çirkin kara propaganda örnekleri sergileniyor.
Son derece rezil
itibarsızlaştırma
kampanyaları yürütülüyor,
bir merkezden düğmelere basılarak…. (TÜSİAD Başkanlığı görevinden
dün istifa eden Muharrem
Yılmaz da böyle bir
kampanyanın hedefi mi yapıldı acaba?..)
Bu kampanyalarda yandaş medya ve müşavir yazarlar fevkalade karanlık roller
üstleniyor.
Amerikalı meslektaşım
Ivan Watson canını sıkmasın.
Türkiye böyle bir dönemden
geçiyor.
Hukukun çiğnendiği, özgürlüklerin
cendere altına alındığı bir dönem bu…
Ama mücadele devam
edecek.
Demokrasiyi demokrasi yapan
medya özgürlüğü
için bayrak elden
bırakılmayacak.
Kısacası:
Bu dünya Tayyip Erdoğan’lara
kalmayacak, bırakılmayacak!
HASAN CEMAL'İN TÜM YAZILARI