Bu defa öldürmeden hakkını verin yiğidin
Yıllar önce Yaşar Kemal ve Fikret Otyam yazardı böyle güzel "gezi yazıları"nı... Gerçi daha çok siyasi ve sosyal....
ADNAN BERK OKAN
Birisini tanımıyorsan onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun demektir.
Birisini aklınla tanıdıysan onun hakkında bildiklerinin de çoğu doğrudur.
Birisini aklın değil de duygularınla tanıdıysan hakkında bildiklerinin çoğunun yanlış olduğundan da emin olmalısın.
Sözü Ertuğrul Özkök’e getireceğim.
Kendisiyle hiç arkadaşlık yapmadım...
Birlikte yolculuğa çıkmadım, aynı masada defalarca yemek yemişliğim yok.
Yani; onu tanımadığım için kişiliği hakkında söz söyleyecek konumda değilim.
Ama…
Yazılarını tanıyorum çünkü yıllardır okuduğum meslektaşlarımdan biri...
Ve Özkök, yazılarını en çok beğenerek okuduğum yazarların başında geliyor…
Gazetecilik tarzını da yöntemini de heyecanını da beğeniyorum…
Hele şu son yaptığı gazetecilikten de öte muhteşem bir “seyahat yazısı”…
Yıllar önce Yaşar Kemal ve Fikret Otyam yazardı böyle güzel "gezi yazıları"nı...
Gerçi daha çok siyasi ve sosyal amaçlı olurdu o yazılar ve yurt içinde yoksul bölgeler gezilip yazılırdı.
"Sol" kokardı yani…
"Fakir edebiyatı" akıp giderdi sayfaların üzerinden ama çok etkileyici oldukları, okuru "zengine düşman" ettikleri de sır değildi...
Ben de delikanlılık yıllarımda o yazılardan etkilenenlerden biriydim...
Neyse ki aynı yıllarda Hikmet Feridun Es'i okudukça zenginlikten değil sadece zenginden(!) nefret ettiğimi anladım...
Bir süre sonra da zenginliği sevdiğimi, zenginleri ise kıskandığımı fark ettim...
Çok gezip çok bilmesiyle tanınan Monteigne özel mührünün üzerine "Que sçais je - ne biliyorum ki?" diye yazıdrmıştı… Monteigne’in en çok kızdırdığı kesim fanatik dincilerdi… Bugün Türkiye medyasının en çok gezen, en çok bilenlerinden biri olan Özkök’e en çok kızanlar da bizim fanatik dincilerimiz... Özkök'ün yazısının hemen başlarında geçen "enel hak!" haykırışı için neler yazacaklarını çok merak ediyorum… Nesimi ve Hallac-ı Mansûr “Enel hak” dedikleri için yobazlar tarafından derileri yüzülerek öldürülmüşlerdi… Günümüz yobazları Özkök'ün tabii ki beden derisini yüzemezler ama kişiliğinin derisini yüzmek için hazırlık yaptıklarını zannediyorum… |
Ondan birkaç yıl sonra ise zenginleri kıskanmak yerine onlara gıpta etmeyi öğrendiğimde yaşım yirmi beşi bulmuş; siyasi ve ekonomik karakterim de tam olarak yerine oturmuştu...
Demek istiyorum ki; Ertuğrul Özkök'ün dünkü (14.04.2013) Hürriyet'te aşlığı altında yayımlanan ve Yemen/Şibam'ı anlatan "seyahatnamesi" bana daha çok Hikmet Feridun Es'i hatırlattı...
Başından itibaren şelale gibi akıp gidiyor Özkök’ün yazısı…
Ertuğrul'un bu gezisi müthiş bir "gazetecilik" başarısıdır...
Hele köşelerin "Galatasaray - Fenerbahçe - 'Akil İnsan" övgülerinden (ya da yergilerinden) geçilmediği bir Türkiye medyasında bu gazetecilik bin kat daha değer kazandı benim gözümde...
Hem de danıştığı, herkesin “sakın gitme, çok tehlikeli” uyarısına rağmen gitmiş olması müthiş...
Ne kadar mı müthiş?..
Lütfen abarttığımı zannetmeyin ama iktidarı kayıtsız şartsız destekleyenlerin bir kaşık suda boğmak için konuşlandığı bir medyada onun için "çok iyi iş yaptı" deme cesaretini gösterenlerin yüreklilikleri kadar müthiş!..
İçinde bir dikta rejiminden kareler de olan ama buna rağmen siyasi bir kekremsilik içermeyen bir "gezi yazısı"...
"İngiliz hasta" filminin yönetmeni savaş sahnesi göstermeden seyirciyi nasıl savaştan nefret ettiriyorsa Ertuğrul da otel önündeki ve çölde kuma saplanan ağır makineliyle donatılmış cipi anlattığı sahneler de okuru despotizmden, diktadan öyle nefret ettiriyor…
Bu yazıyı yazdığımda bugünkü devamı henüz yayımlanmamıştı ama heyecanla bugünkü yazıyı ve arkasından gelecekleri bekliyorum…
Çok özlemişim bu tarz yazılar okumayı…
Keşke başka arkadaşlarımız da aynı tadı vererek benzerlerini yazsalar…
Çünkü yazılı basın internet medyasının bu hızıyla başa çıkabilmek için mutlaka internet gazetelerinde yapılmayan özel haberleri yapmak zorunda…
Umarım diğerleri de Özkök’ü ve Hürriyet’i izlerler…
Eminim ki diğer etkin ve çok satan gazetelerimizde Özkök’le bu konuda yarışabilecek meslektaşlarım var…
adnanberkokan@gmail.com