Bu 'ÇÜŞ' sözü Can Dündar için mi?

Umur Talu isim vermeden her ikisini de bir güzel haşladı. Bu yazı bozum edecek.

GAZETECİLER.COM - Milliyet'in satılması ile birlikte iki yazardan iki yazı gelmişti.
Hasan Cemal, satış şeklini beğenmemişti.
Can Dündar eski patrona selam verip yola devam demişti.
Umur Talu isim vermemiş.
Ama öyle göndermeler yapmış ki Can Dündar da Hasan Cemal de çok bozulacak.
31 yıllık meslek hayatında "Gıptayla izliyorum, işin sırrına varanları" demiş o sırrı şöyle tanımlamış:
"Unutmak, unutturmak, hiç olmamış gibi yapmak".

CAN DÜNDAR'IN "MİLLİYET" YAZISI
Geçen ay 10 yılı doldurdum Milliyet’te...   Burada bir ömür geçirmiş meslektaşlarımınki yanında önemsiz bir süre, ama benim mesleki kariyerimin üçte biri...

(...)
Bugün, Milliyet el değiştirirken kendi adıma bir tanıklık yapmak, bir hakkı teslim etmek boynumun borcu:
Son 10 yıl içinde, bu zorlu süreçte, bir tek gün, Aydın Doğan'dan veya bayrağı ondan devralan kızı Hanzade Doğan’dan “Şunu yaz, bunu yazma” mesajı almadım.
Bir gün olsun “Ağır baskı altındayız, bir süre eleştirme” iması sezmedim.
Bu “Ada”nın bağımsızlığına hep saygı gördüm.
Görmesem, zaten şimdi burada olmazdım.

Can Dündar'ın cumartesi günü
kaleme aldığı yazı için
Devamındaki satırları "bana kimse şunu yaz bunu yazma demedi" diyen Can Dündar'a sanırız...

"ÇÜŞ"...

Şöyle diyor Umur Talu:

"Hepsi aynı yaşta, aynı safta olmasa dahi aynı "genetik" kodlara sahip sanki.
Gazetecilikte buldukları en büyük sır, unutmak; hiç unutmadan unutturmak, hiç uyumadan uyutmak! Bir nevi, hafıza ve hatıra dolandırıcılığı.

Mesela, biri çıkıp "Şunca yılda kimse bana şunu yaz şunu yazma demedi" dedi mi, kusura bakmayın tabirime, gayri ihtiyari "çüş" çıkar ağzımdan! Çünkü, tam bir yıl boyu, üstelik gazetecilere hapis bile getiren bir kanun aleyhinde, sırf patron istemiyor diye tek satır yazmayan bir demokrat veya cumhuriyetçi gazetecilik "dejenerasyonu aklımdan çıkmaz."

BU SATIRLAR DA HASAN CEMAL'E:
ŞAMPANYA PATLATTIĞINI NE ÇABUK UNUTTUN!

"Mesela, "satılma" işine kafa takan kimileri de muhakkak aynı sırra sahip meslektaşlardır. Çünkü, bir zamanlar bir "satış" olduğunda, hem de aynı mekânda şampanya bile patlattıklarını, biz unutsak, odalar, duvarlar unutmaz! Bir gazetede yönetim değişirken, anında yemek yedikleri masaları değiştirebilen cevval, esnek, atak "gazetecilik ve insanlık sırrı"nı da!

CAN DÜNDAR'A: 'ON'CA YAZAR KOVULURKEN...

Ya da ne bileyim; mesela yine "Yazılarıma neyin kimse karışmadı, çok özgürdüm" dediğinde biri, siz unutmuşsunuzdur, çoğumuz da zaten uyuruz ama, arşiv "tövbe" der; çünkü, tam sayıyla "on"ca yazar, çizerin kovulmasını sotada bekleyip boşalan köşelere kurulanı biz unutsak, "arşivin har diski" silmez!