Bu başlık haber değil mi?
İşçi Partisi'ne karşı olabilirsiniz. Aydınlık'ı sevmeyebilirsiniz. Ulusal Kanal'ı izlemeyebilirsiniz. Ama...
4 büyük televizyon kanalının ana haber bültenini tek tek izlediğini yazan Can Dündar, "portakal yemeye çalışan sevimli köpek" haberi ana haber bültenlerinde yer bulurken Aydınlık Gazetesi'ne yapılan baskından tek cümleyle de olsa bahsedilmemesine şaşırdı kaldı...
İşte Can Dündar'ın köşe yazısından bir bölüm:
Önceki sabah polis Beyoğlu'nda Aydınlık gazetesi, Ulusal Kanal ve İşçi Partisi'ni bastı. Arama yaptı. Bilgisayar kayıtlarını kopyaladı, belgelere el koydu. 10 kişiyi gözaltına aldı.
Basılan partinin genel sekreterine göre polisin aradığı,
Başbakan Erdoğan'la, eski KKTC Cumhurbaşkanı Talat arasında geçen,
Kıbrıs'la ilgili bir telefon konuşmasına dair kayıtlardı. Bu
konuşma gizlice kaydedilmiş ve iki yıl önce, aralarında Aydınlık'ın
da olduğu bazı gazetelerde yayımlanmıştı.
Baskında aranan bir diğer kayıt ise, Ankara Belediye Başkanı Melih
Gökçek'le AKP'li Prof. Burhan Kuzu'nun, "kişiye özel" bir yasal
değişiklikle ilgili telefon görüşmesi...
İşçi Partisi, etkili muhalefetiyle tanınan bir siyasi
parti...
Aydınlık gazetesi ve Ulusal TV de öyle...
Bir siyasi parti ve iki medya organı, üstelik Başbakan'ı
ilgilendiren siyasi bir konuyla ilgili olarak İstanbul'un
ortasında, güpegündüz polis tarafından basılıyorsa, yöneticileri
gözaltına alınıyorsa bu -dünyanın her yerinde- haber midir değil
midir?
Önceki akşam 4 büyük televizyon kanalının ana haber bültenlerini
tek tek izledim.
Sonuç endişe vericiydi:
Hiçbirinde baskından tek cümleyle olsun bahsedilmedi.
Dikkat edin; "Kısa kesildi", "Şöyle bir değinildi", "Üstünkörü
geçiştirildi" demiyorum.
Böyle bir baskın olmamış gibi davranıldı.
Yok sayıldı.
(...) İşçi Partisi'ne karşı olabilirsiniz. Aydınlık'ı
sevmeyebilirsiniz. Ulusal Kanal'ı izlemeyebilirsiniz. Ama "ileri
demokratik" bir ülkenin muhalif partilerinden biri ve muhalif yayın
organlarından ikisi basılırsa bunu görmezden gelemezsiniz.
Gelirseniz bu suskunluk ihmale yorulmaz; ya umursamazlığa ya
çekingenliğe yorulur; ki ikisi birbirinden tehlikelidir.
Yarın sizin büro basıldığında, arkadaşınız gözaltına alındığında
doğacak suskunluğa şaşmaya hakkınız olmaz.