Böyle rezil böyle manyak yazı olur mu?
Hürriyet yazarı "tesettüre" laf edince Yeni Şafak yazarı 'kellesini istedi'... Kimin mi?
GAZETECİLER.COM -
Özdemir İnce malûmunuz...
Kökten Laikçilerin "Yıldız sanatçısı"...
Başörtülü ( O, "Türban" diyor) kızlarımızın
"hastalıklı" olduklarını yazacak kadar
"Şekilperest Laikçi" hem de...
Salih Tuna da haliyle ve sık sık çakıyor
Özdemir Bey'e, ince ince...
Tuna "Haklı" ancak; "bir ayağı
çukurda" diyerek haklılığına "gölge"
düşürmek niye?..
Bir baksa etrafına, "bir ayağı çukurda" o kadar
çok sayıda büyüğünü görecek ki...
Özdemir İnce nice zamandır "kendi kazanının altına
odun" topluyordu...
Dünkü yazısında da kalkıp başörtülüleri
"hastalıklı" diye nitelemesin mi?..
Muhafazakar medya kaçırır mı bu
fırsatı...
Geçenlerde kendi de yazmıştı ya...
"Zılgıtlar çekiliyor sıra sende moruk"
diyerek...
"Sıra gerçekten bende mi?" diye de
soruyordu...
Valla duruma bakılırsa onda...
ÖZDEMİR İNCE NE YAZDI? |
Peki ne yazmış
Özdemir İnce de böylesine celallenmiş Salih Tuna diyorsunuz
değil mi? Dünkü yazısından muhafazakarları
kızdıran satırlarını aktaralım
sizlere... "Bu arada iki
gözlemimi yazacağım: 1. Tesettür defilelerine çıkan mankenler 24
saat türban takmadıkları için yüzleri capcanlı, hastalıklı
değil. |
Salih Tuna da 'o kellenin' ilk taliplisi
oldu.
-"Oktay Ekşi gibi istifa etsin" diyerek orta yere
çıktı.
"Rezil..."
"Manyak" sözleri de kelle istenen yazının
tanımıydı..
İşte Salih Tuna'nın satırları;
"Özdemir İnce, "Tesettür defilelerine çıkan mankenler
24 saat türban takmadıkları için yüzleri capcanlı, hastalıklı
değil..." diyebilecek kadar tozuttu.
(...)Hürriyet gazetesinin bir ayağı çukurda köşe
yazarı dünkü yazısında gerçekten de baltayı fena taşa
vurdu.
İSTİFA ETMELİ
(...) Şaka bir yana da böyle rezil, böyle manyak yazı
olur mu? Başörtülülere yıllar yılı onca cefa çektirildi
yetmedi, şimdi de en galiz hakaretlere
başlandı.
Lafı hiç uzatmaya gerek yok: Özdemir İnce'nin bu yazıdan sonra yapacağı en onurlu iş Oktay Ekşi gibi istifa etmektir.
(...)
Yaşına bakmayacak kadar cevval.
"Varın benim farkıma" diyecek kadar rahatsız.
Başörtülülere "hastalıklı" diye hakaret edecek
kadar da "provokatif" bir "yazıcı" işte.
(...) Hem milyonlarca başörtülü insana hakaret etmenin
de bir bedeli olmalı.
Mağdur olmasına gönlüm razı almaz yine de!
Köşe yazarlığından ne kazanıyorsa, her ay kendisine
muntazaman ödenmesini isterim. Artık biz gazeteciler kendi
aramazda mı toplarız, bilemiyorum; ama bir yolunu bulmalı.
Yazının tamamı için