Böyle gazeteciliğe lanet olsun!
Hıncal Uluç hangi yazarları okuduğunda donup kaldı? Sabah'ın usta kalemi Hıncal Uluç'tan gazetecilik dersleri...
"BAŞTA sevgili dostum Can Ataklı, bazı meslektaşları okurken dondum kaldım.. " diyor Hıncal Uluç... Can Ataklı'ın çatışamadan sonra gazetecileri destekleyen yazısını kast ediyor Hıncal Uluç ve "Gazeteci, tüm toplumsal, geçiniz, insancıl değerleri ayaklar altına alan kişidir. Gazeteci oldun mu insanlıktan çıkarsın. Bu mudur?.. " diye soruyor... Ardından ekliyor: "Lanet olsun böyle gazeteciliğe"
(...) "Gazeteci görevini yaparken 'Bu davranışım
acaba polisin çalışmasını zorlaştırıyor mu, teröriste yarıyor mu,
ülke çıkarlarına aykırı mı' diye bir soru sormaz ve soramaz.
Gazetecinin görevi haberi herkesten önce, en iyi ve doğru biçimde
almaktır.."
Yok yahu..
"Gazeteci, tüm toplumsal, geçiniz, insancıl değerleri ayaklar
altına alan kişidir. Gazeteci oldun mu insanlıktan çıkarsın."
Bu mudur?..
Böyle gazeteciliğe lanet..
Perdeleri kapalı bir evin içinden dışarıya ateş ediliyor. Daha
evvel kapıyı çalan polislere bomba atılmış, makineli tabanca ile
taranmış. Bir polis ölü.. Yedi polis yaralı.. Yani içerdeki, o
zaman bilinmiyor belki içerdekiler, (Belki ellerinde rehine masum
insanlar da var) her türlü cinayeti işleyebilecek gözü dönmüş
katiller.. Polis bu eve karşı operasyon düzenliyor.. Ve bu
operasyonu Can'ın "Gazeteci" televizyonları anında naklen
yayınlıyorlar ki, içerdekiler ekrana bakıp dışarda olup biteni
anında öğrensinler, ona göre önlem alsınlar.. Arkaya dolananı,
tavana çıkanı vursunlar.. Civarda operasyonu yöneten liderler
varsa, onları görsünler, vursunlar ki, olayı büyütüp panik
yaratsınlar..
Hatırlayın.. NTV kameramanın kulağını sıyıran kurşun hemen
arkasındaki 16 yaşındaki Mazlum'u öldürdü. Hedefi o çocuk muydu
caninin, sizce..
Ölümü çoktan göze almış ve kabullenmiş, hatta bunu polis
telsizinden ilan etmiş terörist belli ki, giderken en büyük
gürültüyü koparmak istiyor.. Bunun için bir kameramanı vurmaktan
uygun ne olabilir.. Nişanı kameramana aldığı belli.. Mazlum pisi
pisine gidiyor.. Düşünün ölen o değil de, meslektaşımız olsaydı,
gürültü o kadar çabuk diner miydi?. Medya yeri yerinden oynatmaz
mıydı?.. Eee. Terörün amacı ne zaten?..
Bu mudur Can?.. Bu mudur?.. Başarıya ulaşması için çok gizli
yapılması gereken bir operasyonu anı anına canlı yayınla canilere
göstermenin adı nasıl "Gazetecilik" olur?.
RTÜK'ün canlı yayınları durdurmak için aldığı "Yasak" kararı, biz
gazeteciler için bir utanç, bir yüz karasıdır..
Bu ne demek bilir misin Can?..
"Siz gazeteciler özgürlüğe layık değilsiniz.. Çünkü sizde
sorumluluk diye bir duyu yok.. Çünkü sizde vatanseverliği geçin,
insanlık yok.. Çünkü siz "Haber" adına insancıl değerleri satabilen
tiplersiniz.. Siz canlı yayın keyfiniz uğruna insanların ölmesine
yardımcı olursunuz. Hatta reytinginiz artar diye belki için için
mutlu da olursunuz, olay daha da büyür, daha da kanlanırsa.. O
zaman size anladığınız dilde hitap ediyor ve yayın yasağı
koyuyoruz.."
RTÜK bu yayın yasağı ile, naklen yayın yapan gazeteci ve kurumları,
sorumsuz, insanlık dışı yaratıklar ilan etmiştir ve de haksız
değildir.
İnsan canı pahasına "Habercilik" gazetecilik değil, hayvanlıktır
çünkü!..