Boş beşiğin başındaki Kur'an'ı Kerim'e dikkat!

Ertuğrul Özkök kendini ifade etme sıkıntısıyla kıvranıyor. Bizce bu fotoğrafta bu yazıda gereksiz...

GAZETECİLER.COM - 28 Şubat soruşturmasının 3. dalgasında gözaltına alınanların tutuklandığı, Cengiz Çandar'ın ekrandan "BÇG ile işbirliği yapan gazetecilere de dokunulsun" dediği bir dönemde bu yazı gelince elbette manalı oldu.

Ertuğrul Özkök kendini ifade problemi ile kıvrandıkça ortaya tuhaf bir "bende dindarım" söylevi çıkıyor. Bir dönemdir böyle Özkök... Önce AK Parti'ye yersiz övgüleri ile öne çıktı, şimdi de "dindarlık" söylemleri ile algı değişikliğine girdi.
Bize göre bu yöntemle kendini ifade edemediği gibi daha da düşürüyor. Zira
bu yaptıkları muhafazakar çevrede "korku dağları sardı" gibi basit söylemlerle karşılanıyor...

Gelelim Özkök'ün bugün köşesinden verdiği fotoğrafa! Daha önce bir çok kez altını çize çize belirttiği "sosyalist" eşinin doğmadan önce çekilen beşiğinin fotoğrafını bastı. Fotoğraftaki bir noktayı da sarı bir çerçeve ile işaretledi. O çerçevenin içinde yer alan bir Kur'an'ı Kerim... Ertuğrul Özkök'ün "ben muhafazakarım eşim de öyle" söyleminin vardığı son nokta bu oldu...

Buyrun yazısından okuyalım;

KUR'AN'I ÇERÇEVEYE ALDI

BU fotoğraf 1953 yılının nisan ayında Denizli’de bir evde çekildi. Evin sahibi bir avukattı.


   
Şimdi gelin bu fotoğrafın çekildiği odayı birlikte dolaşalım. Etraftaki eşyaya bakarsanız, belli ki o dönem için varlıklı sayılabilecek bir ailenin evinde çekilmiş.
Beşiğe bakılırsa, Batılı hayat tarzını benimsemiş bir aile olması gerekiyor.

Arka planda duvarda bir fotoğraf asılı. Hemen onun sol altında ise asılı duran başka bir şey daha var. Şimdi lütfen ona dikkatle bakınız. O bir Kuran cüzüdür. Boş beşiğin başucuna asılı duran tek obje, Kutsal Kitap’tır.
   
CHP'Lİ BİR AİLEYDİ AMA...

Fotoğrafa dikkatle baktıysak, şimdi o boş beşiğin içinde yatacak olan bebeği tanıyalım.  O bebek, 1970 yılında benim eşim olacak olan Tansu Oral’dır.
Eşimin babası Hüdai Oral, CHP’de 5 dönem milletvekilliği yapmış, herkesin saygıyla hatırladığı bir siyasetçidir. Kayınvalidem, tipik bir Cumhuriyet kadınıdır.
Sapına kadar CHP’li bir aileydi. İşte o insanların evinde, daha doğum hazırlıkları yapılırken, boş beşiğin başında akla gelen ilk şey, başucuna bir Kuran-ı Kerim asmak olmuştu.

BENİM BAŞIMA KUR'AN ASILMADI AMA
AİLEM MUHAFAZAKARDI

Şimdi gelelim bana... Ben, 1947 yılında İzmir’de muhafazakâr bir ailenin çocuğu olarak doğdum. Anne tarafımdan dedem ve anneannem ile babaannem hacıydı. Babam, Demokrat Partiliydi ve Adnan Menderes hayranıydı.

BABAM YAŞASA AK PARTİ'Lİ OLURDU

Benim nişanımda tanışıncaya kadar İnönü’ye çok kızardı. Hayatının sonuna kadar, hep merkez sağ için oy kullandı. Menderes, ardından Demirel ve Özal...
Tanıdığım babam bugün yaşasaydı, büyük bir ihtimalle AK Parti’ye oy verirdi.
Her cuma ve bayram namaza gider, ramazanda orucunu hiç kaçırmazdı.
Ama benim doğduğum odada Kuran’ı Kerim yoktu.
   
Peki bu ne demek... Ne annem ve babam, Demokrat Partili oldukları için daha inançlıydı.. Ne de kayınvalidem ve kayınpederim Cumhuriyet Halk Partili oldukları için daha az inançlıydı.
İşte bu demekti...

Yazının tamamı için