Bombalar ha patladı ha patlayacak...

Her iki enaniyet de “enayileri” kendisinin “saygın”, karşıdaki enaniyetin ise “müstekreh” olduğuna ikna etmeye çabalar…

ADNAN BERK OKAN

Enaniyetin siyasette ve medyada “Zirve” yaptığı bir dönemden geçiyoruz…

Enaniyetin zirve yaptığı bir ortamda; ahlâk, hak, hukuk, adalet ise dibe vurur…

 Enaniyet aynı zamanda sadece kendi doğrularının kabulünü baskıyla kabul ettirmektir…

Kibirdir…

Kibir ise sadece kendi doğrularının haykırılmasını istemekle kalmaz…

Kendi doğrularını kabul etmeyenlere karşı kaba, tehditkâr, aşağılayıcı bir dil de kullanır…

Seçilen kelimeler yürek yakar…

Kin ve nefret yüklüdür…

Eğer enaniyetin karşısına bir başka enaniyet çıkarsa…

Bu iki enaniyetin savaşı, iki atom bombası başlığının havada çarpışıp birlikte patlamamaları gibi bir etki yaratır…

İki taraf da bu karşılıklı atomlaşma sürecinin sonunda yok olacaklarını göremezler…

Ya da görseler bile ihtirasları akıllarının üzerinde gezinir bir kara bulut gibi...

Ve işin ilginci…

Karşılıklı atomlaşma olmadan önce iki enaniyet, “enayi” yerine koydukları kamuoyuna karşılıklı olarak birbirlerinin üslûbunu şikâyet ederler…

Her iki enaniyet de “enayileri” kendisinin “saygın”, karşıdaki enaniyetin ise “müstekreh” olduğuna ikna etmeye çabalar…

Karşı enaniyetin başına bir belâ geldiğinde “çal çengi oynasın” türü eğlenceler düzenleyen enaniyet; aynı belâ kendi başına geldiğinde herkesin kendisiyle birlikte ağlamasını ister…

Ağlamayanları “vatan haini” ilân eder…

Hâsılı…

Türkiye’de medya ve siyaset (Şimdilik) bu iki enaniyetin elinde…

(Şimdilik) İki taraf da kazanıyormuş gibi görünüyor…

İşin kötüsü…

Enayiler de bu iki enaniyetin atom başlıklı füzelerinin havada çarpıştıkları an olacaklardan habersiz, onların bu “bencil” hesaplarında “sahne" ve "seyirci" rolü oynuyorlar…

adnanberkokan@gmail.com