Bomba iddia! Faruk Bildirici de Hürriyet'ten ayrıldı

Türk basınının en saygın kalemlerinden biri olan Faruk Bildirici ile Hürriyet’in yolları ayrıldı.

Demirören Grubu’nun satın almasıyla birlikte yaprak dökümünün yaşandığı Hürriyet’ten bir ayrılık haberi daha geldi.

1992’den bu yana Hürriyet’in Ankara bürosunda çeşitli görevlerde bulunan, son olarak gazetenin okur temsilciliği görevini sürdüren Faruk Bildirici,gazete yönetimiyle yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle görevinden ayrıldı. Bildirici, okurların tepkilerini sütununda dile getirirken gazetesinin yaptığı hataları da sütununa taşıyordu.Bildirici’nin meslek ilkelerini anımsattığı bu uyarıları, Demirören Grubu’nda rahatsızlıklara yol açıyordu.

Yılbaşından bu yana Bildirici’ye gazete yönetiminden gelen “Bizi eleştirme” uyarıları, bardağı taşıran son damla oldu. Usta gazeteci, 27 yıldır hizmet verdiği Hürriyet’ten ayrılma kararı aldı. Bildirici’nin son okur temsilcisi köşesinin, yarın Hürriyet’te yayınlanması bekleniyor.

Bildirici, geçen Pazartesi kaleme aldığı "Olay yok yanıt var" başlıklı son yazısında Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği’nin (TAYAD) Ankara’da yaptığı eylemde üniversite öğrencisi bir genç kızın gözaltına alındığı sırada bir polisin cinsel tacizine uğramasıyla ilgili olay karşısında Hürriyet'in tutumunu eleştirmişti. Olayın ve sonradan yaşanan gelişmelerin Hürriyet Gazetesi'nde haber olmamasına karşın sadece İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun olayla ilgili açıklamalarının haber yapılmasına karşı çıkan Bildirici, şöyle yazmıştı:

"Elbette İçişleri Bakanı ve parti sözcülerinin taciz iddiasıyla ilgili açıklamalarına gazetede yer verilmesi gerekli. Ama Bakan’ın ve politikacıların sözleri haber taşıyor ise taciz, tacize uğradığı öne sürülen genç kızın sözleri, suç duyurusu ve Ankara Emniyeti’nin konuya ilişkin açıklaması da haber değeri taşıyor demektir. Hatta asıl haber odur. Okurun olayı doğru değerlendirebilmesi için olaya ilişkin bilgilerin eksiksiz ve nesnel bir dille aktarılması gerekirdi. Unutmayalım, eksik ve tek yanlı bilgi, yanlış bilgidir.

Kuşkusuz taciz olup olmadığına yargı karar verecek. Ama şurası açık, polisin gözaltına alınan bir genç kızın kalçasına el atmaya hakkı olamaz. Genç kızın kim olduğunun ya da hangi suçlamayla gözaltına alındığının hiçbir önemi yok.”