Bizi çırılçıplak soyup sabaha kadar dövdüler!
Balçiçek Pamir’le Söz Sende’ye konuk olan Beynelmilel'in yönetmeni Sırrı Süreyya Önder kendi "12 Eylül"ünü anlattı
GAZETECİLER.COM
Balçiçek Pamir’le Söz Sende’nin bugünkü konuğu senarist ve yönetmen Sırrı Süreyya Önder’di. İlk kez lise öğrencisiyken Maraş katliamını protesto etmek için cezaevine giren Sırrı Süreyya Önder 12 Eylül’de Mamak Askeri Cezaevi’nde yaşadığı tüyler ürpertici olayı ilk kez anlattı:
Sırrı Süreyya Önder: 38-40 gün kadar bir açlık grevimiz olmuştu cezaevindeyken. Bunun 28. gününde bir gün sabaha karşı askerler bizi avluya çıkarıp çırılçıplak soyarak sabaha kadar öldüresiye dövdüler. Bunu yapanların ömürleri boyunca her gece yatağa yattıklarında vicdanlarına hasep vermelerini diliyorum. Hadi ben örgütlü bir sosyalisttim, beni ellerine geçirmişler, ellerinden geleni artlarına koymayacaklar tabii. Ama ya masum olanlar?
[photos]
Annesinin de aynı cezaevinde kendisini görmeye geldiğinde askerler
tarafından dövüldüğünü söyleyen Sırrı Süreyya Önder hapisteyken
girdiği açlık grevini anlatırken annesinin gülümseten bir sitemini
de söylemeden geçemedi:
Sırrı Süreyya Önder: Annem bana hep sitem etti. ‘Eh be oğlum bu
kavatlar için 40 gün aç gezdin, Allah rızası için bir gün oruç
tutmadın’ diye.
Cezaevi yıllarından bahsetmenin kendisini utandırdığını söyleyen
ünlü yönetmen sözlerine şöyle devam etti:
Bu ülkede cezaevlerinde insanlara dışkılarını yedirdiler,
çocukların yaşlarını büyütüp astılar. Ben şimdi 7 yıl hapis yattım
dersem bu çok ayıp.
Önder ayrıca hapisten çıktıktan sonra çok uzun süre zorluk
çektiğini de anlattı:
Sırrı Süreyya Önder: Devletin en iyi yaptığı iş sicil tutmaktır.
Beni bırakın benim yedi göbekten akrabam devlet dairesinde iş
bulamadı yıllarca.
Balçiçek Pamir: Hiç ümidinizi kaybettiniz mi?
Sırrı Süreyya Önder: Niye ümitsiz olayım? Faşizmin varolma
sebebi budur zaten.
Bu necip Türk milleti evinden çıkaramadığı kiracısından, sinir
olduğu ev sahibine, kin tuttuğu komşusundan gıcık olduğu amirine
kadar herkesi ihbar etti.. Bugün demokrasi havarisi kesilenlerden
bazıları dün demokratik aydınları devlete ihbar etmekle
meşguldüler.
Evinde 8 bin kitabı bulunan Sırrı Süreyya Önder
evine kitapları yüzünden sığamadığını söyleyerek okumanın hayatına
nasıl girdiğini şöyle anlattı:
Sırrı Süreyya Önder: Benim dayım önemli bir Nur şakirdi idi babam da şehrin tek komünistiydi. Yani annemin ailesi şehrin tek komünistine kızlarını vermişti. Babam ölünce dayılarım bana çok kol kanat gerdiler. Çok katıldım okumalara. Babamdan tek miras kalan şey kitaplarıydı. Kitapların sunduğu olanağı da böyle tanıdım. Tek yönlü beslenme zihinsel anlamda çok sıkıntılıdır. Sonradan okuya okuya Marksizme doğru yol aldım.