Biz siyasetçilerin konuşmalarına karışıyor muyuz?
M. Ali Birand da günün en ppüler tartışmasının içinde. Birand, Başbakan'ın köşe yazarlarına dönük eleştirilerini bugün köşesinden yanıtlamış.
GAZETECİLER.COM
M. Ali Birand da günün en ppüler tartışmasının içinde. Birand, Başbakan'ın köşe yazarlarına dönük eleştirilerini bugün köşesinden yanıtlamış. "Biz siyasetçilerin konuşmalarına karışıyor muyuz?" diye soran Birand konuya mesleki açıdan yaklaşıyor...
Biz siyasetçilerin konuşmalarına karışıyor muyuz?
Başbakan yine durdu durdu ve dilinin kurbanı oldu. Milliyet
Gazetesi yazarı Mehmet Tezkan’ın siyasetçilerin fazla
konuşmalarının ülkede gerilimi arttırdığına dikkat çeken köşe
yazısı, Başbakan’ı adeta çıldırtmış.
Açtı ağzını, yumdu gözünü.
Tipik bir Erdoğan klasiği izledik.
Köşe yazarlarını devlet düşmanı, barış düşmanı olarak niteledi.
Çok ağır, çok gereksiz bir tepki gösterdi.
Başbakanı anlayamıyoruz. Öylesine önemli, öylesine
dramatik ve doğru adımlar atıyor ki, alkışlamamak imkansız.
Hem içerde, hem de uluslararası kamuoyunda alkış topluyor. Şimdiye
kadar hiçbir iktidarın cesaret edemediği politikaları uyguluyor.
Türkiye’ye kabuk değiştirtiyor.
Sonra, birden bire en olmadık, en gereksiz tepkilerle, prestijine
gölge düşürüyor. Bu inişli çıkışlı yaklaşımı anlayabilmek giderek
zorlaşıyor.
İşte en son örnek...
Mehmet Tezkan yanlış söylemedi. Bence az bile söyledi.
Hiç kimsenin kuşkusu yok.
Türkiye’de politikacılar ne kadar çok konuşurlarsa, gerilim
yükseliyor.
Açın TV’lerinizi, açın gazeteleri ve görün.
Birbirlerine sırf laf yetiştirmek için, karşılıklı hakarete varan
demeçleri okuyun.
Biri susuyor, diğeri başlıyor. Üsluplarıyla kutuplaşmayı daha
da artırıyorlar.
Toplumun dikkatini çekebilmek veya geride kalmamak için ver yansın
gidiyorlar.
Size çok net bir örnek daha vereyim.
Biz haberciler için gündem ne zaman düşer, ne zaman
habersizlikten şikayet ederiz bilir misiniz?
Başbakan ne zaman yurt dışına çıkarsa, gündem düşer. Gündemi
genelde Başbakanlar oluşturur. İster Demirel, ister Özal veya
Erdoğan, farketmez. Gündemin rengini onlar oluşturur.
Şimdi kalkıp, bütün suçu köşe yazarlarına yüklemek çok büyük
haksızlıktır.
Köşe yazarları, görüşlerini yazan kişilerdir.
İsterseniz kabul edersiniz, ister reddedersiniz.
Kişisel görüşlerdir bunlar. Bizler nasıl siyasetçilerin
görüşlerine karışmıyorsak, Başbakan’ın da kalkıp yazarların
köşelerine karışmaması gerekiyor.
Böylesine bir hoyratlığa hiç gerek yoktu.
Başbakan bu tutumuyla eleştirilere ne kadar kapalı olduğunu bir
defa daha gösterdi.
Erdoğan kadar kendi kendine zarar veren bir lider hatırlamıyorum.
İhtiyacımız olan şey demokratik ve yapıcı bir eleştiri kültürü ile
ferasetle siyaset yapılması. Çok mu şey istiyoruz?