'Biz gazetecilere düşen korkmamaktır'

Başbakan Erdoğan'ın zaten büyük ölçüde elleri kolları bağlı olan az sayıdaki gazeteciye hakaret ederek onları hedef göstermesi tek kelimeyle korkutucudur.

GAZETECİLER.COM - Başbakan Erdoğan'ın gazeteciler için kullandığı "tasmalı" benzetmesi gündeme bomba gibi düştü.

Vatan gazetesindeki köşesinde Ruşen Çakır, Tasma, pranga ve kelepçe başlıklı yazısında tartışmaya çok net bir nokta koydu: "Biz gazetecilere düşen korkmamaktır."

İşte Çakır'ın yazısından medyanın içinde bulunduğu durum ve Vatan yazarının önerisi:

10 YILDIR MEDYA SİYASET İLİŞKİLERİ KÖKTEN DEĞİŞTİ

Erdoğan ve yakın çalışma arkadaşlarının uzun bir süre anaakım medyanın mağduru oldukları açıktır. Yine anaakım medyanın uzun bir süre bu ülkede siyaseti, hükümetleri birinci derecede etkilediği, hatta yer yer belirlediği açıktır. Ama AKP'nin 10 yıllık iktidarında medya-siyaset ilişkilerinin kökten değiştiği de açıktır. Örneğin artık medyanın hükümetler üzerinde belirleme gücü hiç kalmamışken, siyasi iktidarın medyayı şekillendirme, yönlendirme imkanları her geçen gün artmaktadır.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SORUNLU BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR

Türkiye basın özgürlüğü konusunda epey sorunlu bir dönemden geçiyor. Çok sayıda meslektaşımız cezaevlerinde. Gazetecilere yönelik davalar bitmek bilmiyor. Gazetecilere tek baskı siyasi iktidardan gelmiyor; sosyal, ekonomik, kültürel anlamda belli ölçülerde iktidar sahibi olan kişi ve çevreler de, gazeteciliğin sınırlarını kendi çıkarlarına göre yeniden çizmeye ve bunu gazetecilere dayatmaya çalışıyorlar.

MEDYADA CİDDİ BİR OTOSANSÜR VAR

Bütün bunlara bağlı olarak medyada çok ciddi anlamda otosansür var. Kısacası her geçen gün daha da çölleşen bir medya atmosferi söz konusu. İşte böylesi bir ortamda bu ülkenin en güçlü ismi olduğunda herkesin birleştiği Başbakan Erdoğan'ın zaten büyük ölçüde elleri kolları bağlı olan az sayıdaki gazeteciye hakaret ederek onları hedef göstermesi tek kelimeyle korkutucudur.

Biz gazetecilere düşense korkmamaktır.